Haberler Haber Girişi : 14 Temmuz 2017 16:35

15 TEMMUZ’U ANLAMAK ve YAŞATMAK!

15 TEMMUZ’U ANLAMAK ve YAŞATMAK!
15 Temmuz 2016 beklenen günün erken çalan alarm zilleri, idi. Yıllarca sinsice bir köşede bekleyen, devlet içine sızmış hain yapılanmanın bir darbe teşebbüsü ile kontrolü ele geçirme girişimine kalktığı gün! Türk tarihinde darbeler önemli bir yer tutar… Bu darbeler bu güne kadar tasvip etmesek de, askeri darbeler olup ya kötü gidişe dur demek ya da akan kardeş kanını durdurmak için yapılan darbeler olarak bilinir… Dünya da darbeyi önleyen bir yasa yoktur! Darbeler yasalarla değil halkın bilinçlenmesi, aydınlanması ve de ne zaman aya kalkacağını iyi bilmesi ile doğrudan orantılıdır! 15 temmuz bir milletin hain darbe girişimine karşı başkaldırının adıdır. 15 Temmuz’un diğer adı da tarihte her zaman demokrasiden yana tavır alan Türk ordusunun yine milletin yanında milletin safında yer alması ve darbe girişimine destek vermeyerek hain darbe girişimini püskürten darbeyi etkisiz kılan bu milletin bağrından çıkmış Türk ordusunun darbe savar stratejisidir. Türk ordusunun geçmişteki darbeleri de biz zati halkı hedef alan değil devlet ve milletin yaşaması amacı ile ortaya konulan ve sonrasında yine demokrasiye kapı açan darbeler tarihidir. Sebebi ne olursa olsun demokrasiyi askıya alan askeri cuntanın yönetime el koyması kabul edilebilir değildir. Lakin 1960 ihtilali sonrası ortaya konulan anayasa bu gün bile daha demokratik daha özgürlükçü bir anayasa olarak kabul ediliyorsa siyasilerinde bu konu üzerinde oturup düşünmeleri neyi eksik yaptıklarını bulmaları açısından önemli ayrıntı olarak ortaya çıkmaktadır. Darbelerin sonrasında yaşanan gerilimler , trajediler, tutuklamalar, idamlar bu milleti bölmüş ama asla devlet olma millet olma duygusundan uzaklaştırmamış demokrasiye daha bir hırsla sarılmalarına, demokrasiyi içselleştirmelerine olanak tanımıştır. Darbelerin getirdiği hukuk sistemi tartışılırken bu gün daha hukuksuz bir ortamın oluşması, milletin gönlünde ve vicdanın yer bulmayan uygulamaların yapılıyor olması askeri darbeleri aratır hale getirilirse asıl tehlike işte o zaman başlar! Bu millet umutlarını demokrasiyle, hukukla ve de geleceğe olan güvenle inşa etmek istiyor… İçte ve dışta bu milletin bağrından çıkan Türk ordusu hem geçmişin parlak zaferlerini hem de geleceğin aydınlık Türkiye sinin koruyucusu ve kollayıcısıdır. Dünya hızla bir savaş ortamına doğru ilerlerken yüzyıllardır asker doğup asker ölen bedelsiz askere giden 5000 yıllık tarihin altın sayfalarında ayrı bir yer tutan Türk ordusunu yıpratmanın kimseye bir faydası olmayacaktır. 15 Temmuz’un yıl dönümünde billboardları süsleyen afişlerde şerefli Türk ordusunun elbisesini giyen hainleri temsil niteliğinde bile olsa Türk ordusunu temsil eden o kıyafetlerle bir ordunun düştüğü bu şekilde asla anlatılmamalı, tasvir edilmemeli idi. Bu durum akli selim düşünen biri ile hiç bir vicdanın, hiçbir Türk’ün kabul edilebileceği bir durum olmasa gerek! Milletinin üzerine kurşun ve bombalar yağdıran hainler grubu asla o elbiseyi hak etmemiş! hain emelleri ile siyasi emellerini birleştirenler tarafından Türk ordusunun içine sızdırılmış, Türk ordusunun yıllarca bu grupla mücadelesini dini gerekçelerle siyasete malzeme edenlerin eseridir!!??? Yunan ordusuna bile layık görmediğimiz resimlerle Türk ordusunun düştüğü durum billboardlarda bu şekilde asla tasvir edilmemeli, bunun yerine hain FETÖ’NÜN resimleri ya da bayraklarımızla meydanları dolduran kitleler billboardlarda yer almalıydı. Unutulmamalı ki,, asker dağ da Mehmet dayı Ova de Veli emminin, bahçe de Ayşe teyze’nin okulda Aybüke öğretmenin, adliye de Dursun dayının evlatları, sınıfta gelecek gözleyen gözleri IŞIL ışıl Işılay kızın ya babası ya dayısı ya da amcasıdır. İşte resmettiğiniz dünyaya servis ettiğiniz o üniforma Milli mücadelenin , Atilla Han’ın, Kut-ül Amare zaferini yazan Ali İhsan ve Halil Paşalar’a, Çanakkale destanını yazan Mustafa Kemal’e yapılan bir ayıp olarak ta yer alacaktır. Tarihi simgelerle yazanlar, yine tarihinin simgeler üzerinden yönetildiğini iddia eden bir misyon tarafından bu kadar köklü bir geçmişin simgesini billboardlarda küçümseyerek değil yücelterek yer vermeliydi. Türk ordusunun ve Türk milletinin birlikte karşı durduğu hain darbe girişimin resmetmeli, tarih Türk ordusunun sadece darbe yapan değil darbeyi önleyecek gücü milleti ile birlikte yazdığının o billboardlarla birlikte resmetmeliydi. Türk ordusunun dahil olmadığı bu hain teşebbüs bu gün başarılı değilse yarında başarılı olması istenmiyorsa 15 Temmuz’da Türk milletinin ordusuna karşı değil hainlere karşı giriştiği bir resim olarak hafızalara kazınmalıdır. Aksi takdirde bu hain darbe girişimi 4 Temmuz 2003 tarihinde Türk ordusuna çuval geçirenlerle, bu gün linç edilmek istenen bu ordunun Türk ordusu olduğu gerçeği karşısında vicdanlarda bu resimlerle yaralanacağını unutmamalıdır. Tarih gerçekleri yazar… Bu tarihte yazılacaktır! 15 Temmuz destanını yazanlar, ordusuna karşı değil hainlere karşı güç birliği etmiş halkın inancı, halkın iradesi ordusunun sağduyusu ile hainler emellerine ulaşamamıştır. Bu coşku siyasi emellere, siyasi düşüncelere mahkum edilemez! 15 Temmuz’u destanlaştırmak istiyorsak ayıran değil birleştiren dile de ihtiyaç olduğunu unutmayalım. Haini sevindiren en büyük olgu, , ayrılan diller, bölünen kutuplaşan kitleler, katledilen demokrasi ve hukuk olacaktır! Buna fırsat verilmemelidir!!! Demokrasimizi yaşatmalı, ordumuzu güçlendirmeli, milletimizi hukuk ve demokratik kazanımlarla daha da güçlendirmeli yarınlara hazırlamalıyız. Bu vesile ile millet ve vatan uğrunda hain darbe girişiminde şehit olanlara Allah’tan rahmet, gazi olanlara uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. Ordusu olmayan milletin tarih, tarihi olmayanında devlet bilinci olmadığı gibi vatansıza da ordunun önemi sorulmaz! Demokrasi özlemi ile çıkılan yolda 15 Temmuz; hatalarımızdan ders aldığımız bir bayram ve demokrasi şöleni olması dileği ile…