Türkiye’de ekonomi dibe vrumuşken, esnaf kara kara düşünürken Afrin operasyonu vatandaşın gözünü kulağını Suriye sınırına çevirdi.
Arap Baharı ile başlayan ve son olarak sınırımıza kadar ulaşan demokrasi havarileri Suriye’yi karıştırdı.
Esad’ın çok çabuk teslim olacağını düşünenler yanıldı, Esad Suriyede belirli bir alana çekilerek kuzeyini boşalttı ve Türkiye’yi terör örgütleri ile baş başa bıraktı.
Gelişen süreçte bölge Rusya ve ABD’nin manevra alanına dönerken komşularımızda artık Rusya ve ABD olmuştu.
Afrin’e operasyon düzenliyoruz, Rusya hava sahasını açmadan uçak kımıldatamıyor, askerimize destek veremiyoruz.
BU süreçte 3 Aralık 2015 btarihinde kalaeme aldığım
‘BARIŞI DİPLOMASİ, SAVAŞI SİVRİ DİL ÇIKARTIR’ başlıklı makalemi tekrar yayınlama gereği duydum. Çünkü; Suriye’de durum şudur; ABD ve RUSYA hangi konuda anlaştı, HEDEF KİM?
İşte o yazı;
“Türkiye BOP projesi ile girdiği bataklıkta çırpındıkça yeni sorunlarla karşılaşmaya devam ediyor..
Kimilerine göre kabadayıyız..
Kimilerine göre ayağına kurşun sıkan biriyiz..,
Tek gerçekse elinde 5 metrelik sopası ile dünyaya nizam veren Rusya’nın karşısına 1 metrelik sopamızla çıkmış Sancho Panza yani diğer namı adı ile Don Kişot gibiyiz…
Arkamızda NATO, ABD ve Bilumum devletler sıra sıra açıklamalar yapıyor..
Yanlış yaptın Rusya…
Haddini Bil.
Hatta daha da ileri gidenler var; Türkiye’ye yan bakanın gözünü çıkartırız..
O bizim BOP eş başkanımız diyenler bile duyuluyor…
Göğsümüz kabarıyor…
Ama hiç kimse sormuyor! İyide AB ve ABD’nin sınırımıza NATO adı ile koyduğu patriotlar, Ruslar Suriye ye girince neden sınırdan çekildi?
Rusya nasıl oldu da birden Türkiye’nin güney komşusu oldu?
ABD ve Rusya hangi konularda anlaştı?
ABD Kuzey Irak petrolünün Akdeniz’e inmesi hususunda Suriye’nin kuzeyinde açmak istediği koridordan vazgeçti mi?
Velhasıl çok soru var ama cevap tek; Türkiye krize koşuyor!
Yel değirmenleri hala dönüyor bizim sopamız ise yel değirmenlerinin çarkına değmiyor bile..
Angajman kuralları çerçevesinde kimliği belirsiz uçakları düşürdük…
Eyvallah..
Helal olsun!!!
Bir de efeli konuşmalarımızın arkasından gidip Rus uçağı olduğunu bilseydik düşürmezdik sözü olmasaydı..
Ya da görüşme talebimiz hala devam ediyor demeçleri acizliğimizi ortaya koymasaydı..
Yani kısacası içerde başka dışarda başka konuşarak kendimizi daha fazla rencide etmeseydik de bu it dalaşında halka gaz
verirken gazımızın kesildiğinde artık hem kuzey hem güneykomşumuz durumuna gelen Rusya ile ilişkiler bu kadar gerilmeseydi…
İnşaat sektörü önemli değil..
İhracat vız gelir tırıs gider.
Doğal gaz kesilirse yeni seçenekleri masaya koyarız!!!..
Rusya böyle sert tepki vermeye devam ederse kendi kurallarımızı işletmeye başlayacağız!!!
İşte tam bu noktada sürekli biçimde tarihin tozlu sayfalarında kalan ve herkesin suçlamak için çaba sarf ettiği 2.
Dünya savaşına girmeyerek Türkiye’yi büyük bir felaketten kurtaran ya da başka bir deyimle bu gün anne ve babalarınız
sağ ve yanınızda olmasını, en azından hatırlamanızı sağlayanbir lidere ne kadar acımasızca eleştiriler yöneltilmişti. İşte o
dönemde 1. Dünya savaşı sonrası yıkık bir Türkiye’yi tekrar savaşa sokmayan ama savaşa girecekmiş gibi de önlemler alan, vatandaşa ekstra vergiler yükleyen, buğday depolayan, camileri depoya çeviren Trakya’da Adolf Hitleri delisi ile Artvin sınırında Rus tankları ile burun buruna gelen İnönü’nün diplomasisine şimdi hak verme zamanı değil mi?
Evet dostlar büyük önder Atatürk diyor ki;
“Yurtta barış cihanda barış”…
İnsan için geçerli olan önce iç huzur sonra dış huzur..
Ne içimizde huzur kaldı ne dışımızda…
Yurdumuzda silahlar patlıyor, terör kol geziyor, komşularımız artık terör ihraç ediyor, Rusya vuruyor, Türkiye büyüyor…
İnanmak size kalmış… Diplomasi dip yapmış vaziyette…
Don Kişot olmak kolay mı? Önce yel değirmenleri ile savaş edeceğinize inanacaksınız, sonra bir milleti buna inandıracaksınız!
Liderlik bu olsa gerek!!! Ama unutulmamalı ki Enver Paşa da Mustafa Kemal’in tüm uyarılarına rağmen hayalle girdiği 1. Dünya savaşından yıkık çıkmış tarih ona karşı hiç hoş görülü olmamıştır. Şimdi tarih yazanlar yarın tarihin tozlu sayfalarında diplomasiyi unutmanın bedeli olarak, Don Kişot kadar şanslı kahramanlar olmayacaktır.
Herkes Atatürk gibi olmak ister ama onun kadar ileri görüşlü ve vizyon sahibi olamaz!. Hayal ile gerçeği karıştıranlar tarih sahnesinde ancak Don Kişot olmaya mahkumdur!
Maalesef tarih göstermiştir ki; barışı diplomasi, savaşı sivri dil başlatır! Eziyeti ise halk çeker..
(3 Aralık 2015- Şehir Gazetesi Sayı 463)
MUSTAFA EKER
ABD VE RUSYA HANGİ KONUDA ANLAŞTI, HEDEF KİM?