“Bir toplumun medeniyet seviyesi, hayvanlarına olan muamelesine göre ölçülür.” Mahatma Gandhi Toplumun medeniyet seviyesi binalarına sokaklarına veya eğitim duruma göre ölçülmez bir tek. İçlerinde barındırdıkları insanlık ve vicdanla da ölçülür.
İnsanları tanıdıkça anlıyorsun Nuh’un gemiyi neden hayvanla doldurduğunu... Son günlerde gündemden düşmeyen konulardan biri olan hayvan yasası bir kere daha ruhunda hayvan sevgisi olmayan insandan uzaklaşmamız gerektiğini anlattı bana.
Sokak saldırgan hayvanla değil 30 gün sonra başına ne geleceğini bilmeyen hayvanlarla dolu. Vahşi insanların saldırganlaştırdığı hayvanlarla.
Bir insanın hayvan sevmemesi ne de acı bir durum. Anatole France’ye göre hayvan sevmeyen bir insanın ruhunun bir parçası uyanmazmış. Hayvanlar, yeryüzünü insanlarla paylaşan canlılardır, insanlar ise bu dünyaya kendisinin olduğunu düşünen varlıklardır. İşte son günlerde bu dünyanın kendisinin olduğunu düşünen varlıklar, ülkemizdeki bütün sorunlarla yakından ilgilendikleri için, bu sorunla da ilgilenip çözümü hayvanları öldürmekte buldular.
Gördüğümüz her yeşil alanı doğayı onları yaşam alanını düşünmeden beton yığınlarına dönüştürdüğümüz yetmiyormuş gibi sanki onları yaşam şartlarını iyileştirmek için çalışmış gibi onları öldürmeyi düşünüyoruz. İnsanların nankör diye bahsettikleri kediler bile bu kadar nankör olmadı, olamazdı
İnsanlar bazen insanın hayvani acımasızlığından bahsederler ama bu hayvanlara haksızlıktır: Hiçbir hayvan insan kadar acımasız; ustaca, titizlikle acımasız olamaz.” (Fyodor Dostoyevskieden
Anlamıyorum. Neden bu kadar acımasız olduk, ne zaman bu kadar zalim insanlara dönüştük, ne zaman can almayı kurtuluş olarak bildik? Onların da bir canlı olduğunu, bizim kadar onlarında yaşama hakkı olduğunu nasıl bu kadar çabuk unutabildik?
İnsanlara tek bir şey için teşekkür edebilirim, onları tanıdıkça köpeğimi, kedimi daha çok sevdim.
Onların birçok şeye ihtiyacı vardı. Ama biz onların bir ihtiyacını bile karşılayamadık, karşılamak için hiçbir adım atmadık. Ne bir kap yemek ne de bir su koyduk sokağa. En çok ihtiyaçları olan sevgiydi, onu bile veremedik. Biz insanlar hiçbir şeyi yapamayız, biz bir hayvan sevip koruyamayız bile. Sadece vurup kırmaktan, öldürmekten anlarız. Sevgi gösterseydiniz tereddütsüz sevgi alacağınız tek canlılar onlar. Ama siz sevgi göstermediniz. Her şeyi sevdiniz, parayı, insanı, malı mülkü hepsini sevdiniz ama hepinize bir hayvanı sevmek zor geldi. Onlardan korktunuz ama asıl korkması gereken hayvanlarmış. Her geçen gün biraz daha fazla anladığım bu gerçeği kabullenmek istemiyorum. Dükkanın önüne yattı diye dövdünüz, gece havlıyor diye şikayet ettiniz, ama hiç biriniz sevmediniz. Çünkü siz insansınız ve onlardan üstünsünüz… bu dünya sizin ve hayvanlar siz uyuyun, siz yaşayın diye ölmek zorunda… yani en azından sizin senaryonuza göre bu böyle.
Neyse ki ben hayvanları sevdim ve onları bu dünyanın bir parçası olarak gördüm, ömrümün sonuna kadarda o insan olacağım… Biz hayvan hakları yasası çıkmasını beklerken, ölüm yasası çıkartan hükümet unutmayın ki insan olmak yaratılmış her şeye sevgi ve merhamet duyabilmektir.