Haberler Haber Girişi : 04 Mayıs 2017 17:18

ADALET ANLAYIŞINA İKİ ÖRNEK

ADALET ANLAYIŞINA İKİ ÖRNEK
Bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri de adalet. İnsanlık için hava, su ve güneş kadar önemli olan adalet anlayışı ile ilgili biri Osmanlı’yı devletten İmparatorluğa dönüştüren Fatih döneminden diğeri ise Nebiliği ile cahiliye devrini sona erdiren Peygamberimiz döneminden iki olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Hz. Peygamberin ve büyük Fatih’in şahsiyetlerinde vücud bulan adalet anlayışının ülkemizde ve yaşadığımız dünyada hakim olması temennisiyle... “Fatih Sultan Mehmet bir cami yaptırmak için İpsilanti Efendi isimli bir Rum mimarı görevlendirir. Fakat İpsilanti Efendi Fatih’in bilgisi olmadan camide kullanılacak mermer sütunların boyundan biraz keser. Bunu duyan Fatih çok öfkelenir ve Müftüye danışmadan mimar İpsilanti Efendinin elini kestirir.Bunun üzerine Rum mimar kadıya gider. Zamanının İstanbul kadısı Sarı Hızır Çelebi durumu inceler ve Padişahı mahkemeye çağırır. Padişah mahkemeye gelip oturmak üzere iken kadı adeta gürler: “Hasmınla mürafaa-i şer-i olunacaksın (yüzleştirileceksin), ayağa kalk!” İstanbul ile birlikte nice ülkeler, krallıklar fetheden Padişah, ayağa kalkar. İpsilanti Efendi ile yüzleştirilir. Mimar İpsilanti Efendi şikâyetçiydi. Fatih ise mimarın elini kestirdiğini kabul ediyordu. Şahitler dinlendikten sonra Kadı Hızır Çelebi, kararını bildirdi: “Mimarın elini kestirenin eli kesilecektir. Kısasa kısas yapılacaktır.” Fatih sessizdir. Mimar İpsilanti Efendi ise ağlayarak yere diz çöker ve “Davamdan vazgeçtim” “Bu adalet karşısında da müslüman oldum. Padişahın eli kesilmesin. Bu cihangire kıyılmasın.” der. Kadı, bunun üzerine kararını değiştirir. Padişah, mimar İpsilanti Efendi ve ailesini geçindirecektir. İyi bir ev verecek masrafl arını kendi kesesinden karşılayacaktır. İş böylece tatlıya bağlanmış olur. Herkes mahkeme salonunu terk ettikten sonra Kadı ile Padişah yalnız kalırlar. Fatih Sultan Mehmet kılıcını kadı Sarı Hızır Çelebi’ye göstererek şöyle der: “Eğer benim padişahlığımdan korkup iltimas geçseydin, haksız bir karar verseydin, billahi şu kılıçla başını uçururdum.” Bunun üzerine Kadı Hızır Çelebi oturduğu minderi kaldırır altındaki demir bir topuzu Padişaha göstererek: “Hünkarım, sen de padişahlığından gururlanıp şeriat mahkemesine saygısızlık etseydin, kararı dinlemeseydin billahi şu topuzla başını ezecektim” diye cevap verir.” “Mahsunoğulları kabilesinden bir kadın hırsızlık yapmıştı. Cezanın tatbik edilmemesi için Üsame bin Zeyd aracı kılınmış. Üsame durumu Peygamberimize söyleyince Peygamberimizin yüzü renkten renge girmiş ve şöyle buyurmuştu: “Ey Üsame, sizden evvelkilerin helak olmalarının sebebi: zengin ve soylu birisi hırsızlık yaptığında, bir suç işlediğinde onu bırakırlar, zayıf ve gariban birisi suç işlediğinde ise ona ceza verirlerdi. Allah’a yemin ederim ki eğer Muhammed’in kızı Fatıma da suç işlese aynı cezayı verirdim.”