Tarihte birçok ilginç işler yapmış olan hükümdarlar mevcuttur. Tuda Mengü de hakkında ilginç hikayeler anlatılan liderlerden birisidir. Kaynaklarda Tuda Mengü’nün ruhsal ve sinirsel rahatsızlıklardan muzdarip olduğu söylenmektedir.
Cengiz Han, ölümünden evvel ele geçirdiği toprakları 4 oğlu, Çağatay, Ögedey, Tuluy ve Cuci arasında paylaştırmıştı.
Hazar Denizi ve Aral Gölü’nün kuzeyleri ile Seyhun Irmağı ve Balkaş Gölünün batısındaki yerler babası tarafından Cuci’ye verilmişti. Fakat Cuci buralara hükmedecek kadar yaşayamadı ve 1227 yılında hayatını kaybetti. Bunun üzerine oğlu Batu Han, Altın Orda Hanedanlığını temellendirdi. Bu teşkilatın adı da babası dolayısıyla Cuci Ulusu olarak anılıyordu.
Altın Orda zamanla sınırlarını genişleterek büyüyordu. Ancak ortada bir sorun vardı, hükmedilen sınırlardaki bozkırlı Türklerin nüfusu daha fazlaydı. Bu sebeple zaman içerisinde Altın Orda’nın Moğol unsurları, tıpkı kaynar suya atılan bir avuç buz gibi eriyerek Türkleştiler. Altın Orda hükümdarları çok sonra huzurlarına gelen devişlerin öğretileri sayesinde İslamiyet’i de kabul edeceklerdi.
Tuda Mengü Saltanatı
1280-87 yılları arasında hükümdarlık yapan Tuda Mengü, kaynaklara göre çok akılsız, deli bir kişiydi. Fakat Han neslinden başka yetişkin birisi bulunmadığı için tahta geçirildi. Kaynaklarda anlatılana göre bir gün Hanın huzuruna önemli bir elçi gelecekti. Devlet büyükleri, Tuda Mengü yanlış bir şey söylemesin diye önlem aldılar. Buna göre Hanın ayağına bir ip bağlanacak, eğer yanlış bir şey söylerse ip çekilerek uyarılacaktı.
Elçi huzura geldiğinde Tuda Mengü ona halkının refahını, hükümdarının sağlık ve esenliğini sordu. Sonra ise ‘’sizin ilde çok sıçan olur mu, çok yağmur yağar mı?’’ gibi saçma sorular sormaya başladı. Bunun üzerine Hanın ayağına bağlanan ip çekildi. Tuda Mengü elçiye ‘’senden daha başka şeyler sorardım, ancak ayağımdan çekiyorlar’’ dedi. Elçi ise yaşadıklarından hiçbir şey anlamamıştı.
Bir Başka Hikaye
Kaynaklarda zikredilen bir başka anıya göre, İdil Nehri ötesine yaptığı bir seferden dönerken Tuda Mengü’nün deliliği tuttu ve orduyu bulunduğu yerden 15 gün boyunca hareket ettirmedi. Ordunun erzağı zaman içerisinde tükendi. Komutanlar aralarında durumu konuşup dediler ki ‘’Han eşini özlemiştir, tüysüz bir askeri kadın kılığına sokup ona gösterelim, belki karısını hatırlayıp onun peşine düşer. ‘’
Gerçekten de genç bir askeri kadın kılığına sokup Tuda Mengü’ye gösterdiler. O vakit Han ‘’bizim evde de böyle bir kişi vardı’’ diyerek askerin peşine düştü. Bazıları bu hikayeyi daha uygunsuz biçimlerde anlatırlarmış. (Ötemiş Hacı- Çengiz-name, TTK)
Netice itibarıyla Tuda Mengü anlatıldığı gibi, ruh ve sinir rahatsızlıklarıyla uğraşan bir kişi olsa da birkaç yıl Altın Orda Hanedanına hükümdarlık yapabildi. Han soyundan başka biri yetişkin olup tahta çıkabilecek yeterliliğe erişince de Tuda Mengü kendi hükümdarlığından feragat etti ve ‘’bunca zamandan beri başkası yok diye beni Han yaptınız. Siz de azap çektiniz ben de azap çektim’’ diyerek tahttan indi.