ACİLDE; ACİL VAKA OLMAMAK!

Son dönemlerde doktor dövmeler hastanelerde yaşanan tartışmalar oldukça medyada yer bulmaya başladı. Özellikle küçük yerlerde doktor sayısının yetersizliği, gelen doktorların mesleğe yeni atılmaları ve stajyer olmaları nedeni ile hasta ya da hasta yakını ile iletişim kopukluğu istenmeyen olaylara sebebiyet vermekte olduğu görülüyor. Sağlık Bakanlığının antibiyotik tedavilerinde zorunlu olmadıkça ilaç verilmemesi yönündeki telkinleri, hastanın geçmişte antibiyotikle hızla tedavi olması nedeni ile aynı ilacı istemesi de doktorla hasta arasında yaşanan tartışmaları da hızlandıran bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Lakin öncelikle olarak tüm doktorların hasta ve hasta yakınları ile ilgili olarak daha dikkatli davranışlar sergileyecekleri, eğitimden geçirilmeleri gerektiği hususunu da ortaya çıkarmaktadır. Ya kendisi için ya da canı kadar sevdikleri için hastaneye doktora koşan vatandaşa daha ılımlı daha sevecen daha anlayışlı olunması gereken bir dönemde hırçın, dediğini kabul ettirme, alışkanlıklarından vazgeçmesi gerektiğini inatla söyleme alışkanlıkları da hasta ile doktoru karşı karşıya getiren bir durumdur. Vatandaşlarımızın özellikle yıllardır alışıla gelmiş tedavi yöntemlerine sıkça başvurmak istemeleri, kendilerince bir tedavi sürdürmek istemeleri karşısında ‘bana müdahale etme, seni, tedavi etmem ‘ anlayışı da doktorların terk etmesi gereken bir başka durumdur. Zıtlaşarak, inatlaşarak sürdürülen tartışmalarda kaçınılmaz son polisin devreye girmesi ile ya da daha üzücü bir hadise ile son bulmaktadır. Bütün bu durumlar karşısında asıl olan mesleği insana hayata tutunacak umudu ve ve gücü vermesi gereken doktorların daha sevecen daha insancıl yöntemlerle insanlara yaklaşması gerçeğidir. Çünkü hastası ile iletişim kurmayan doktor hastaya baştan kaybetmiş, yaşamdan uzaklaştırmış olumsuz bir hadise de ilk sorumlu olacak kişidir. Bu nedenle sebep ve sonuç ilişkilerini, neden öyle olması gerektiğini anlatacak kendi çare bulamıyorsa hasta yakını ile durumu analiz ederek soruna çözüm bulma yöntemini devreye sokacaktır. İnsanımızın cahilliği ile kendi okumuşluğunu bir tutarak aynı söylemle hastasına yaklaşan ve ondan aynı cevabı bekleyen doktorun başarılı olma şansı yoktur. Bu nedenle günümüz dünyasında her sektör için en önemli meslek ya da eğitim iletişim kanallarının açık tutacak bireysel ya da toplumsal iletişim eğitimleridir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde her ailenin, büyük işyerlerinde bir gerek çalışanlarla gerekse aile içi tartışmalarda psikolog önemli bir yer tutar. Özellikle Acil servislerde görev alacak gerek uzman gerekse stajyer doktorların iletişim eğitiminden geçmesi gerektiği yaşanan hadiselerde görülen en önemli olgu olarak toplumun karşısına çıkmaktadır. Acil servislerin konumu normal poliklinikler gibi değildir. Doktor için gelen hastanın durumunu bilmesi ve ona göre tedavi yöntemi söylemiş olması normal olsa da gelen hastanın gerek ailesel gerekse bireysel anlamda yaşadığı rahatsızlıklar nedeni ile hastasına yapılacak tedaviye aynı ciddiyetle yaklaşılması hususunda daha duyarlı olacağını doktorun bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle acil serviste kişinin psikolojik durumu hastaneye geliş biçimide dahil olmak üzere başlayan süreç doktora çok önemli görevler yüklemektedir. Aksi takdirde tartışma kaçınılmaz, kavga ise başlamak üzeredir. Çünkü gelen candır, sevdiği göz bebeği orada yatmakta, korku yüreğe hakim umut ise doktorun iki dudağındadır. İşte böylesine zordur Acil servis.. Umudu taşır acile gelenler, hayalleri ise yaşama tutunmak.. Yaşama tutunmak için sarıldıkları el ise doktordur. İletişim koptuğunda acilde hayat kopar.. O nedenle Acilde görev yapanlar, bilmelidir ki, gecenin bir vaktinde kapıları çalındığında onlar sizin ne yaptığınızı ne zorluklar çektiğinizi bilmeyebilirler ama siz görevinizi bilmek onlara umut olmak iletişim kurmak zorundasınız. Onları kendiniz gibi düşünün, sevdiğinizi sevdiklerinizi orayı taşıdığınızı düşünerek o ruh halini de anlamak zorundasınız! Unutmayın ki; Acil giden acil vakadır. Acilde olan sizler ise sakinleştiren, umut veren insanlar olarak davranışlarınızı kendi ruh dünyanıza göre değil, gelenin ruh haline göre ayarlamak, görevinizi yaparken insanının umuduna, paniğine korkusuna göre şekillenmek zorundasınız! Çünkü siz hayatsınız hayatta kalmanın yolunun bilmek bulmak , tutundurmak için seferber olan insanlarsınız.. Görev zor! hayat acil! ama en zoru da iletişimi koparmamak!!… Gelin Acile giden hastalar olarak bizlerde görevlileri kendi yerimize koyalım! Biraz daha dikkatli olalım. Acilde görevli olanlarda acile gelenlerin kendileri, sevdikleri olduklarını düşünerek o ruh hali ile yaklaşsınlar.. Bunca sözden sonrası sözüm iktidaradır; her ile her ilçeye üniversite, meslek yüksekokul açmak mesele değil! Asıl olan insan yetiştirmek mesleğine göre en iyisine yapabilecekleri mesleğe kazandırmak, istediği kazancı ona sunmakttır. Kazanç için meslek seçenler acilde acil vaka olur, bu memleketin sonu da bu gidişle felaket olur!
07.09.2017 18:31:12