“Işığı yaymanın iki yolu vardır; bir mum ya da onu yansıtan ayna olmak.” Edith Wharton
Bu gün toplumun karanlıktan çıkmasının 2 yolu vardır....
1- her şeyden önce doğruya doğru yanlışa yanlış diyecek kadar cesur ve kararlı olmak
2- sorgulama yeteneğini kullanırken hiç bir düşünce , çevre ve bulunduğu bölge faktörü, korkuların kendine özgü yeteneklerinizi bastırmadan hayata geçirebilme umudunuzu kaybetmemeniz.
Dünyanın bilimsel olarak en gelişmiş ülkesi olabilirsiniz.
Bulunduğunuz ülkenin köy kent ilçe kasaba olarak en gelişmiş ekonomik canlılığı en yüksek bölgesi haline gelmiş olabilir…
Ama bütün bunların sizi insan ve birey olarak gelişmişlikte nereye koyuyor?
Yetişen büyüyen çocuklarınız gelişmekte olduğunu iddia ettiğiniz bu alanda kendilerini huzurlu ve mutlu olarak hissediyor mu?
Bulunduğunuz coğrafyada sosyal ve ekonomik hayatta söz sahibi olan isimler ya da şirket sahipleri çalışanlarına hangi gözle bakıyor?
Yine bulunduğunuz coğrafyada söz sahibi olan kanaat önderlerinin yaşam biçimleri ile söyledikleri arasında bir uyuşmazlık olduğunda sesinizi çıkartabiliyor hatta sorgulayabiliyor musunuz?
Bulunduğunuz bölgede sizi yönetenler halkın içinde mi yoksa elit bir tabaka ile mi hayatını geçiriyor?
Yine bulunduğunuz bölgede toplum seçilmiş milletvekili, bakan belediye başkanlarına karşı kendilerini nasıl tanımlıyor?
Yine bulunduğunuz bölgede toplum seçilmiş milletvekili, bakan belediye başkanlarının ziyaretlerinde yüksek sesle taleplerini dillendirme korkusu mu yaşıyor? Yoksa sessiz kalarak yapılanları tasvip mi ediyor?
Yine bulunduğunuz bölgede toplum seçilmiş milletvekili, bakan belediye başkanları geldiğinde ne dediğine bakmadan anlamadan alkışlayarak destek mi oluyor? Yoksa ilgisiz mi kalıyor?
Bu sorular belki bir çoğumuzun kendi kendimize sorduğumuz cevaplarını da kendi beynimizde aldığımız yorumladığımız velakin kendi menfaatlerimiz için istediğimiz cevapları da oluşturduğumuz sorulardır.
Toplumun gelişmişlik endeksi zenginle fakirin eşit olduğu yaşam güvencesinin oluştuğu elit tabakaların aradan çekildiği bölgeler gelişirken daha çok aile ilişkilerinin öne çıktığı, feodal yapıların kendini koruduğu bölgelerde göç kaçınılmaz bir olgu olarak ortaya çıkar.
İlçemizde bunu yaşayan yerlerden biridir. Bu ilçede siyasi ve sosyal olarak toplumun beklentilerinden çok bir kesimin arzu ve istekleri her şeyden önemlidir. Söylemleri de ilçe sevdası olarak söylenir oysa yıllardır yönettikleri ama kendilerinden başka hiç kimseye faydası olmayan sürekli göç eden bir ilçenin gerçekleri karşısında suçladıkları da yine halk olacaktır.
Bir toplumun önceliği değişimi istemesi olmalıdır. Değişim yanlışta olsa doğruya getiren tek gerçek olarak toplumun gidişatta söz sahibi olmasını sağlayan yegane unsurdur. Bizim gibi küçük ve de sosyal gelişmişlikte geri kalmış yerlerde toplumun dinamikleri sosyal yapının değişmesine bağlıdır.
1990’lı yıllardan bu tarafa Durağan Sinop’un en fazla kaybeden en fazla göç eden ilçesi olmasına karşılık değişimi başaramamamın sıkıntısını bu gün yönetenlerin bile sıra arkadaşlarını aynı dönemde esnaflık yaptığı bir çok meslektaşını gurbete göndermesine karşılık hala yanlış tedavi yöntemleri ile bu ilçede hüküm sürdükleri gerçeğini toplum bir türlü görmüyor.
Durağan da değişmeyen tek gerçek değişimi istemeyenlerin tüm yapılarda söz sahibi olmak için Durağan’ı gözden çıkarmış olmaları gerçeğini kabul etmemeleridir. Durağan’dan çıkıp gurbette söz sahibi olan işadamı olan başarıları ile ilçeye değer katan onca isimde bu ilçede geri kalmışlığa imza atanların gözü ile Durağana bakmış olmalarıdır. Bu ilçede esnafına sahip çıkmayan gencine umut olmayan yapılar oldukca değişimde gerçekleşmeyecektir.
Durağan’da son dönemlerde ortaya çıkan bir İmam Hatip’li yapma sevdası vardır ki; diğer tüm liseleri neredeyse yok etmiştir. Özellikle günümüz dünyasında önemli bir yer tutan meslek liseleri sanayi bölgelerinde kurulmakta hatta özel sektör tarafından desteklenmekte ara eleman ihtiyacı için gelişmiş ülkeler yoğun bir çaba sarf etmektedir. Bizim ülkemizde ise herkesi üniversiteli yapma derdine düşen hükümet bizim gibi küçük ilçelerde de ailelerin çocuğunun imam hatip yapma arzusu iktidarın politikasına uygun şekillenen eğitimle gençler İmam Hatip liselerine yönlendirilirken meslek liseleri kaybolmakta ya da kalitesiz bir yapı ile karşı karşıya kalmaktadır. Geçtiğimiz yıl Durağan’a sanayi sitesi kurmayı düşünen ve hala hatalarla dolu süreçte ısrar eden iktidarın Durağan temsilcileri ve yerel yönetim ve İlçe milli Eğitim de Durağan Endüstri Meslek lisesini unutmuş 1 öğrenci kaydı bile yapılmamıştı. Yazım üzerine geçtiğimniz yıl dönemin kaymakamıalelacele toplantı yapmış bu yıl Endüstri Meslek Lisesine öğrenci almış fakat göstermelik yaptıkları her hallerinden bellidir.
Durağan’a yeni atanan kaymakam beye özellikle ilçenin ve ülkemizin ihtiyacı olan ara eleman meslek sahibi gençler için Durağan Endüstri Meslek lisesi ile ilgili geleceğimizi ışık tutacak bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu buradan belirtmek istiyorum. Ne öğretmen memnun ne Durağandaki esnaf…
Bir çok öğrencimiz sorunlu ya da bu eğitimi alabilecek düzeyde olmamasına karşılık sadece vermek için verilmiş açık tutmak için öğrenci kaydı yapılmış bu meslek liseleri ne ülkemize ne de ilçemize fayda sağlar. Herkesi İmam Hatip ya da yönetici yapmak zorunda değiliz ama herkesi bir meslek sahibi toplumun ihtiyacını giderecek üretime katma değer sunacak bir yapıyı oluşturmak zorundayız. Bizi yönetenler sadece hibe kredilerle ve de kendilerine alan açmak için uğraşırken yetişen gençliği de gurbete gönderecek olan ilçeye ve ülke ekonomisine katma değer katacak olan gençliği Durağan’dan memur olup yolcu etmek üzere planlar yapıyor. Alanı boşaltmak, esnafı tüketmek, sorgulayan başarılı gençliği de ilçe dışına atanlar gelin gerçeklere gözlerinizi kapatmayın! sorun yönetilenlerde ya da komşu ilçelerde değil! sorun bitmek tükenmek bilmeyen yönetme hırsı ve arzunuzdan kaynaklıdır.
Ortak akıl dünyanın gittiği yön, el ve bilgi becerisi ile yediden yetmişe herkesin ihtiyaç duyduğu endüstri meslek lisesi ile ilçenin geleceğine bir mum yakalım, esnafımıza bu ilçeye yatırım yapacak olanlara ara elemanla bir ayna tutalım.
22.10.2022 18:21:47