Desem ki; sınıflar karıştı, makamlar karıştı, sözler karıştı ama bir şey hep askıda kaldı, umutlu olmak!
Askıda kaldı; çünkü, umutlu olmak için öncelikle demokrasiyi özümsemek ona saygı duymak ve de suç ile suçluyla mücadele için yasalarla mücadele eden bir devlet olgusunun her geçen gün bir adıma daha geriye gittiğini gördüğüm için..
AKP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu haftaki meclisteki grup toplantısında Durağanlı hemşehrilerimiz vardı.
Seslerini Sinop’ta duyurmuşlar, şimdi de Ankara’da TBMM’de Reise duyurmak için misafir locasında yerlerini almışlardı. Sloganlar vardı;
“Dik dur eğilme Durağan seninle..”
Haklıydılar!
Durağan 2002’den bu tarafa AKP’yi hiç yalnız bırakmadı..
Reis bunu gördü ve şöyle seslendi;
“Durağan bizleri hiç bir zaman yalnız bırakmadı”
Ama Durağan hep yalnızları oynadı…
2004 yılında Belediye başkanlığının da vererek; belki bir umut iktidar bu yapar diyerek büyük umutlar yüklendi..
Ama Durağan yine Sınıf atlayamadı..
Sınıf atlamayı bırakın bir ilerleme kaydedemedi.
Ama sınıf atlayanlar, yer değiştirenler, iktidardan nemalanalar çoğaldı..
Bunlar genelde seçim sürecine girildiğinde Durağan’a gelen Durağan’a yön veren, Durağan’da sağ seçmen profilini kendi lehine kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda yönlendirirken kendisi de CHP’li belediyelerin olduğu bölgelerde ticaretine ticaret katıyor, kazancını arttırmanın sevincini yaşıyordu.
Yani kısacası iktidarın nimetlerinden Durağan’da ticaretin nimetlerinden de ana muhalefetten besleniyordu.
Bu süreçte KOSGEB kredileri ile büyüyenler, gerektiğinde FETÖCÜ olup dünyaya TÜRK’ün sesini yükseltiyoruz naraları atıyor, ülkeler geziyor, muhterem(!) hoca efendilerinden vaazlar sunuyordu.
Kendileri gibi düşünmeyen iktidara yalakalık etmeyen, FETÖ ile bağlantı kurmayan isimlere de veryansın etmekten ekmeğine takoz koymaktan geri durmuyordu.
Bu gün FETÖ ihbarı yaparken dünde muhalefeti ihbar ediyor onları dışlıyordu.
Durağan’da 1994’den beri siyasetin içinde bulundum. 40 binleri bulan nüfus bu gün 17 binlere indi.
Sinop’un 2. Büyük ilçesiydik. 2002’ye kadar iktidarlar değişti göç sürekli gitti ama 2002 ile başlayan zenginleşme hayalleri, üretimden kopan köylü ve özellikle devlete bağlanan hayatlar, ilçeyi en son 2014 yerel seçimlerinde 21 binlerinden 17 binlere indirdiysek Durağan elbette
“Dik dur eğilme Durağan seninle” diyecektir..
Çünkü ‘Dik’ duranlar kaldı..
Durağan da eğilenlerin Sinop’ta Çorlu’da, velhasıl ana muhalefetin hüküm sürdüğü her noktada villaları, katları, inşaatları oldu.
Şimdi madem sesimizi duydular madem bizi anladılar artık insanımız göç etmesin.. Köyler tekrar üretsin.. Bir zamanlar İpekyolu’nun merkezinde yer alan Durağan yerine ticaret kervanlarının uğrak noktası olsun. Ama kalıcı olsun… Çünkü giden bizi unutuyor, gelen bizi uyutuyor…
Eğilme durağan, sen eğildikçe sırtına binen çok, sen oy verdikçe seni adam yerine koyan yok! Makamlar karıştı, makam kimde bilen yok! Sözler karıştı çünkü dik duranları adam yerine koyan yok! Bir tek umudumuz kaldı onu da görüp bilen yok! Demokrasi umuttur, sandık güçtür, unutanları sandığa gömmek hatırlanmak ve tekrar hayat bulmaktır. Durağan’ı unuttular! Olsun yine de bağırın..
Sizi bağırtan size verilen oy onu da tüketin ki, umudumuz artsın!
Bir tek gerçeğimiz kaldı o da umutsuz yaşamamak!!!!
Ne demişler umut fakirin ekmeği!!!...
MUSTAFA EKER
18.01.2018 18:04:03