24 Haziran’ın seçim sonuçları medya organlarında,
toplum nazarında tartışılmaya devam
ediliyor. Geceye dair akıllarda iz bırakacak
soru işaretlerini barındıran, bununla ilgili bazı şüpheleri
de beraberinde getiren 24 Haziran sonuçları, seçim
öncesinde etkili olan seçim gecesi ise sessizliğe bürünen
muhalefet üzerinde seçmenlerce sorgulanıyor.
Tek adam rejiminin uygulanacağı, parlementer sistemin
ise yok olduğu bir ortamda tüm kararlar iki dudak
arasına sıkıştırılmış yasama, yürütme, yargı organları
da tamamen teslim edilmiş oldu. Nitekim, 24 Haziran’a
ilişkin bazı detayların önümüzdeki günlerde mutlaka
üzerinde duracağız. Muhalefetin adaylarını ayrıca
irdeleyip kabullenmek zorunda kaldıkları bu seçim
üzerinden kendilerini sorgulayacağız.
Hangi yüzle Karacahamet’e gidiyorsunuz?
Horasanlı bir Türkmen beyi’nin oğlu olan Karacaahmet
Sultan’ı seven bir gariban köylü, Karacaahmet’in
vefatı sonrası onun etrafında dünyada iken samimiyetsizce
yanında bulunup dolaşanlara, hakkında
söylenenlere itibar edenlere işte üstteki o soruyu sormuştu.
Yandaş medyanın sığındığı en büyük mekanizma
da “ALGI” operasyonudur. AKP’ye oy vermeyen herkesi
sanki din düşmanı, sanki devlet düşmanı gibi ilan
etmesi sadece günlük siyasette her dönem insanları
yönlendirmek için kullandığı yalanlardan ibarettir. Ergenekon
kumpası buna en büyük örnektir. Düne kadar
hatta şuanda bile FETÖ övgüleriyle, Öcalan güzellemeleri
ile yatıp kalkan iktidar medyası şu sıralar da,
vatanın bekası, huzuru için AKP’ye oy vermediğini ifade
eden her görüşe, her fikre hunharca saldırmaktadırlar.
Bu algılara inanan, kanan, uyduruk, aslı astarı olmayan
manşetlere aldanıp kananlarda şuursuzluğun
vermiş olduğu dalalete, hatta sapkınlığa düşmektedirler.
Şunu iyi bilmeli ki; hedef ehli Sünnet ve Türk’ün
ta kendisidir. Yani peygambersiz bir İslam’ın inşaasıdır.
Türksüz, Türk’üm diyemeyenlerin çoğaltıldığı yeni
bir Türkiye’dir. Son gelişmeler de dahil tüm bu olayların
talimatının bizzat BOP’un komuta merkezinden
gelmekte olduğu hissedilmekte ve düşünülmektedir.
Yetiştiği ortamların nasıl olduğunu bildiği halde şuuru,
bilinci, idrak yolları kapanmışcasına algılara, korkulara
boyun eğenler eleğin altına geçen hiç bir işe yaramayan
çürük elmalardan ibarettir. Ergenekon döneminde
yazılarım sebebiyle şikayet edilen bizler, her
dönem AKP’nin muhalifi olmakla suçlanıyoruz.
İşte bu ALGI!
Bunların neresi İslami?
Sizi, “Bizden daha müslümanı yok” diye aldatıyorlar
sürekli medyada. Ekranlarda din adına konuşanların
çoğu dinci. Hep bir ağızdan din iman diyerek
tek adam vurgusu yapanlar şimdi tüm yetki tek
bir adamda toplandı. Bu durum bir defa İslam’a
aykırı. Peygamberimiz tüm işleri taksim etmiştir.
Peygamberimiz yolcuğa çıkarken bile istişare yapmadan
yolculuk yapmazdı, herkesin görüşünü alır ve
öyle işlerini yapardı. O ki, Allah’ın resulü olmasına
rağmen. O ki, insanların en güzeli, en merhametlisi
olmasına rağmen. O ki, Allah’ın habibi olmasına
rağmen. Siz nasıl bir şekle büründünüz ki, sanki
her şeyden bir adam anlıyormuş gibi tek bir aklın
iki dudağı arasına her şeyi teslim ettiniz? Herkesin
dalı farklıdır. Berber, kasaplık yapamaz, terzi, berberlik
yapamaz. Ama siz yargıyı, adaleti, tarımı, emniyeti,
kısaca her şeyi bir adamın dudakları arasına
sıkıştırıp bağladınız. Aslında bu durum tüm yetkileri
elinde bulunduran için de çok zor durum. Rejim
resmen değiştirildi. Mevcut irade ne istiyordu da
olmuyordu? Hangi yetki yoktu elinde? Bu rejim yıllarca
kurgulanan BOP’un istediği bir rejim olarak ileri
sürülüyor!!! Bu plan adım adım işlemeye devam ediyor
deniliyor. Dahasına da ikna edileceksiniz deniliyor.
Bazı uzmanlar, “Algılarla sizi öyle bir derenin içine
götürecekler ki, o dere de boğulacaksınız, bizi de
boğacaksınız” deniliyor. Kendi giyimlerine, kendi yaşamlarına,
kendi akıl oyunlarına göre bir İslam oluşturdularsa
şayet bunun sonu pek hayırlı değildir. Bu bir
çok doğal olaylara bile gebe bırakır. Allah hepimizin
yardımcısı olsun
05.07.2018 16:23:10
İKİ DUDAK ARASINDAN ÇIKANLAR!