Bu gün ülkemizin kangreni haline gelen ve bir çok yasa dışı uygulamaların , rantın açık kapısı durumunda olan imar…
Özellikle yerel yönetimlerin önemli bir sorunu olan büyükşehirlerinde vurgun aracı haline gelen imarda bütün yük sahipsiz insanların üzerine biner..
Onlar sessizdir..
Haklarını arama noktasında yetersizdir…
Kendilerini sunulan alternatifleri çare olarak görür yutkunur kabul eder..
Oysa bilmez ki, kendisine sunulan alternatifler asllında bir başka çıkar kapısının aralanmasıdır!
Arsanızın hiç haberiniz olmadan el değiştirdiğini öğrenirsiniz..
Bir Belediye meclisi kararı ile arsanız yeşil alana çevrilmiş, ortasından yol geçmiş yıllarca bir beklemeye mahkum olacak kamu hizmetine sunulmuş olabilir..,
Bütün bunlar olurken siz sadece arsanızın olduğunu ve emlak vergisi vermeniz gerektiğini bilirsiniz ve gider paşa paşa ödersiniz…
Oysa o belediye meclisi üyeleri Fen işleri, imar sorumlu müdürleri bilirler ki; imar kanunun 13. Maddesi; “Madde 13- İmar programına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesi durdurulur”
Bunu bile emlak şefliğine bildirmekten imtina ederler ve sen senin olmayan üzerinde tasarruf hakkının belirli bir süre kısıtlandığı arsana haraç öder gibi emlak vergisi ödemeye devam edersin…
Suçlu mu?
Yine kanunları uygulayanların bilmedikleri kanundan vatandaşı sorumlu tutacağını bilerek masum vatandaş olur..
Siz siz olun belediyeden ayağınızı çekmeyin sürekli arsanızı kontrol edin ki; arsanıza bir yandaş ya da imar hırsızı girmesin…
Yine bir başka konu da bilimsellikten uzaktan gerçeklikle bağdaşmayan imar uygulamalarının yandaş, karındaş uğruna yer değiştirmesi adaletten yoksun biçimde ulufe dağıtırcasına kat yüksekliği yoldan çekim mesafeleri düz giden yolun viraj çizerek şekillenmesi olunca bu arsalar kimin diye insanın sorası geliyor.
Sorduğunuzda ortaya çıkan durum ya belediye meclis üyeleri ya iktidara yakın isimler olunca hay maşallah rantta sınır yok! Diyesi geliyor insanın…
Yoldan 5 metre…
Vatandaşın hakkını yer sınırdan çektirir, sende ondan çekersin!
Yol kanalizasyon tanıdğa zora geldi mi keyfiyet devreye girer olmadık yoldan yol açar, ikna ederse bir imza ile arsa yel olur gider…
Zorlama girer devreye sorarsın derler “hassasiyet” gösteriyoruz..
Hassasiyet kime?
İşte o bilinmez…
Mikrofon girer devreye düz yoldan çıkar, yol z yapmış, su akışına değil yokuşuna bırakılmış ama hatip başlar nutuk atmaya adaletli’ davranıyoruz. Yetimin hakkını yemiyoruz..”
İyi de be kardeşim yeşil alana çıkardığın yola verdiğin arsalardan aldığım emlak vergisi yetimin hakkı değil mi?
O birden bire değiştirdiğini sırt sırta bindirdiğin binalardan birine 4 diğerine 5 verirken orda yetim hakkı yok mu?
Yoldan mesafe çektirirken yandaşa yolun ortasına karşıda durana ‘çek babam çek’ derken ADALETE İHTİYAÇ YOK MU?
Yandaş olunca gözlerin kör olur, denetimde serbestlik, katta serbesti yet ruhsatta imtiyaz verirsin, çekme alanı işgal edilir susarsın. Sonra adalet diye bağırırsın..
Maalesef dilimiz adalet, yüreğimiz hassasiyet, koltuğumuz keyfiyet, iktidarımız rant ister diyerek millete zulmedenler zulmün en büyüğüne uğrarlar…
Unutulmamalı ki, bir gün sizi de aldıklarında gelecek olanların yaptıkları için ‘adalet türküsü çağırır, hassasiyet ister, keyfi kader uygulama dersin ama bütün çabalarınız rant bekleyenlerin sizi suçlamaları ile güme gider ortada kalırsınız…
Sonuç mu?
İmar ranta, adalet keyfiyete kurban giderse korkarım ki; imarı yandaşa, ranta kurban edenleri imarda kendine kurban eder….
12.10.2017 18:20:42
İMARDA; RANT MI, KEYFİYET Mİ, HASSASİYET Mİ, ADALET Mİ İSTERSİNİZ?