02.03.2018 11:13:05
SON ÖRNEK HOLLANDA
Bundan tam 26 yıl önce 26 Şubat’ta Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabası insanlık tarihinin kaydettiği eşine az rastlanır bir vahşeti yaşadı. Rusların 366. Motorize Alayının desteğini alan Ermeniler Hocalı’da Türkleri soykırıma tabi tuttular. Bu hazin olayın yıldönümünde tarihi gerçekleri saptırarak tarih önünde bizi soykırım suçuyla itham edenlerin gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya koymak ve soykırıma uğrayan soydaşlarımızın unutulmamasını sağlamak adına tarihi gerçekleri sizlerle paylaşmak istedim. Tarihi gerçekler diyorum, çünkü aşağıda okuyacaklarınızın bir kısmı ya resmi belgelere dayanıyor ya da dile getirenleri hala hayattadırlar.
1991-1994 yılları arasında Ermenistan’ın Dağlık Karabağ Savunma Ordusu komutanı olan, soykırımın 1. numaralı sorumlusu Serj Sarkisyan yaşananları bakın nasılda gururla değerlendiriyor: “Hocalı’dan önce, Azeriler bizim şaka yaptığımızı, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu kırmayı başardık…”
Tüm dünya ve Türk toplumu Serj Sarkisyan ismini çok yakından tanımaktadır. O’nu 2009’da Türkiye’de Ermenistan devlet başkanı olarak “misafir” ettik ve maç keyfini kaçırmayalım diye de stada Azeri bayrağını sokmadık.
Bir dönem başımıza bela olan ASALA’nın militanlığını da yapmış olan Monte Melkonyan Hocalı’da yaptıklarını “öç alma eylemi” olarak adlandırmaktadır. Bugün Ermenistan’da bir kahraman kabul edilen Monte Melkonyan’ın heykelleri Ermenistan’ın dört bir yanında kahramanlığının(!) gelecek nesillere örnek olması için dikilidir.
Soykırıma katılan Zori Balayan ise Ruhumuzun Canlanması adını verdiği kitabında canlı canlı derisini soydukları 3 Türk çocuğuna yaptıkları vahşeti anlatarak şöyle yazmaktadır: “Ruhum halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gururlanıyordu.”
Yaşanan vahşetin hemen ertesinde bölgeye giden gazeteciler ise gördükleri manzarayı bakın okuyucularına nasıl aktarmışlardı:
“Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etmişlerdir.”(Sunday TimesGazetesi)
Bir erkek çocuğunun kafası yoktu. Her tarafta işkenceyle öldürülmüş bayan, çocuk ve yaşlılar vardı.” (İzvestiya Gazetesi)
Beklide en anlamlı ifadeyi ise Nie Gazetesi muhabiri Violetta Parvanova kullanmıştı: “Hocalı insanlığın faciasıdır”
Facia ifadesini doğrulayan bilgiler ise yine katliama katılan Daud Kheyriyan adlı Ermeninin “Haç’ın Hatırı İçin” adlı eserinde yer alıyor: “…Gaflan denilen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 Km batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.”
Yukarıdaki ifadelerle sabit olmakla birlikte, zaman zaman o gün yaşanan insanlık faciası için cılız sesler çıkmakta ise de Haç’ın hatırı için bu seslerin çığlığa dönmesine izin verilmemektedir. Ancak aynı Haç’ın hatırı için 1915 olayları çarpıtılarak çıkarılan sesler çığlığa dönüştürülerek bizleri boğmak istemektedirler.
Tam da Hocalı’nın yıl dönümünde Hollanda’nın 1915 olayları için aldığı meclis kararı bunun en son örneğidir.
02.03.2018 11:13:05
02.03.2018 11:13:05