ZEYTİN DALI VE İSRAİL
Zeytin Dalı (Afrin) harekatı neden yapıldı? Bu soruya en kısa cevap ABD yönetiminin provokatif adımları olsa gerek. ABD’nin 30 bin kişilik sınır koruma gücü oluşturacağını açıklaması, bu gücün yarısının PYD/YPG’den oluşacağını ilan etmesi provokatif adımların bardağı taşıran damlası oldu. ABD’nin bu adımı aslında biraz da işimize geldi. Çünkü; ABD yıllardır PYD/YPG güçlerine silah yardımı yapıyor. Ankara Washington’u uyarıyor ama ikna edemiyordu. Uyarılarımızı dikkate almamalarının nedeni ise ABD’ye ve AB’ye göre güya YPG ile PKK ayrı örgütler olmasıydı. Batı, PYD/YPG yapılanmasını IŞİD’e karşı savaşan gerilla gücü olarak görüyor. Daha ilginç olan ise hem ABD de hem de Rusya bölgede etkin olmak için Kürtlerin örgütlü gücü olarak gördükleri PYD’ye destek veriyorlar, başta Fransa olmak üzere AB devletleri de bu desteği destekliyorlardı. Afrin’deki yapılanma 2014 yılından beri Ankara’yı rahatsız ediyordu. Orada Araplar ve Türkmenler vardı ama hakim güç PYD olmuştu. PKK militanları da yerleşmişti. Ankara, müdahale etmek istiyor ama destek bulamıyordu. ABD’nin, Suriye’deki Rusya’nın gücünü dengelemek, İran’ın Şii hattını PYD/YPG yapısıyla kırmak ve Suriye’nin yeniden yapılanmasında söz sahibi olmak amacıyla sınır gücü altında 30 bin kişilik ordu kurma kararı dengeleri değiştirdi.. Bu sayede Ankara, İran ve Rusya’yı operasyon için ikna etti. Moskova ve Tahran, ABD’nin bu hamlesine karşı Ankara’ya yeşil olmasa da sarı ışık yaktı. Ama, Ankara bu sayede yıllardır istediği Afrin operasyonunu yapma imkanı buldu. Gelelim 20. gününe giren Afrin’e düzenlenen Zeytin Dalı Harekatının geleceğine; TSK, ülkemize yakın kırsal alanı temizleyerek sınırını güvenlik altına alarak güvenli bölge oluşturacak, devamında ise Afrin’deki Arap ve Türkmenleri güçlendirerek bölgenin tekrar terör örgütlerinin kontrolüne geçmemesi için önlemini alacaktır. ............................. Suriye’nin belirsizliğe ve kaosa sürüklenmesinin asıl nedeninin İsrail’in güvenliğini sağlamak olduğu hep dillendirilen bir durum. ABD ve İsrail’e göre bu güvenliğin en büyük tehdidi ise İran. İran ile tarihsel süreçte karşı karşıya gelen diğer bir ülke ise Suudi Arabistan. İran’ı ortak düşman gören bu iki ülke tarihi bir yakınlaşmanın adımını sivil havacılık alanında atarak Ortadoğu’da adeta temelleri sarstılar. Riyad yönetimi, Delhi›den Tel Aviv’e gidecek Air India havayollarına ait uçaklara hava sahasını açtı. İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot Kasım ayında Suudi İlaf gazetesine verdiği röportajda, “İran’a karşı Suudi Arabistan ve diğer ılımlı Arap ülkeleriyle tecrübe ve istihbarat paylaşmaya hazırız” demişti. Bir Suudi Arabistan gazetesine röportaj veren ‘ilk’ İsrail Genelkurmay Başkanı olan Eisenkot, yeni planın ABD Başkanı Donald Trump tarafından sahaya sürüldüğünü de sözlerine eklemişti. Suudi Arabistan’ın Filistin konusunda ki tavrı sanırım artık daha net anlaşılmış oldu.
09.02.2018 15:03:26