4857 sayılı İş Yasası çerçevesinde asgari ücret, “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılanmasına yetecek ücret” olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, asgari ücret işverenle işçi temsilcileri arasında bir pazarlık ücreti değil, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak, bilimsel objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücreti olmalıdır. 2021’de asgari ücret ne olacak, bütün çalışanlar merakla bekliyor. 2 bin 324 lira olan asgari ücret için CHP, “Görüşmeler 3 bin 100’den başlamalı” diyor. DİSK 3 bin 800 lira öneriyor. Türkiye’de asgari ücret, tek kişilik bekâr işçinin maliyetinin hesabına göre belirleniyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise hesabın dört kişilik bir ailenin harcamalarına göre ele alınması gerektiğini söylüyor. Ne yazık ki asgari ücretin tartışıldığı tek ülkeyiz. Ancak 15 kişilik komisyonda hükümet, işveren (işveren sendikası) ve sendika (Türk-İş) kesiminden 5’er üye yer alıyor. İşverenler, hükümet üyeleriyle işbirliği yaptığı için çalışanların istekleri hiç dikkate alınmıyor. Asgari ücretin tartışıldığı bu günlerde Meclis 2021 bütçesi için mesaide. Muhalefetin büyük eleştirisine neden olan bütçe tasarısı büyük ihtimalle Meclis’den onay alarak 2021 için uygulamaya konulacak. CB yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye’nin 2021 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu teklifi detaylarını şöyle verdi. “2021 yılı bütçemizde bütçe giderleri 1 trilyon 346,1 milyar, faiz hariç giderler 1 trilyon 166,6 milyar, bütçe gelirleri 1 trilyon 101,1 milyar, vergi gelirleri 922,7 milyar, bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörülmektedir.” Bu veriler vatandaş olarak bizlerin cüzdanını deyim yerindeyse boşaltacak. Neden mi? Bütçede vergi gelirleri 922 milyar TL. Gelir vergisini ise % 65 gibi bir oranda çalışanlar ödüyor. Yine bütçe için 1 trilyon 58 milyar TL vergi toplanacak. Geçen yıla göre artış %16,4 olacak. Bu da, yeni yılda vergi, ceza ve resmi işlem harçlarının artması demek. Yani fatura yine vatandaşa çıkacak. Ekonomik anlamda sıkıntının baş kaynağı tüm Dünya da olduğu gibi bizde de malum Corona salgını. Hem sağlığımız hem ekonomimiz için beklediğimiz müjde ise aşı. Dünya’da ilk aşılama haberi İngiltere’den geldi. Bizde ise Sağlık Bakanı aşılamanın risk gruplarına göre yakın zamanda başlayacağını duyurdu. Ancak kafalar sanki biraz karışık… Bill Gates aşı ile herkese çip takacakmış diyenler, Çin aşısı diye aşağılayanlar, aşı olanın DNA’sı değişecek diyenler var. Konunun uzmanı olmayan her kafadan bir ses çıkıyor. Aşı konusunda belki de bir bilgilendirme kampanyası düzenlenmeli. Bu anlamda sporcu, sanatçı, yazar veya benzeri kişilerin aşıyı anlattığı ve teşvik ettiği bir kampanya tüm TV kanalları ile yazılı basın yoluyla yapılabilir. Bu salgın illetinden korunmak ve kurtulmak için aşı kadar önemli bir başka boyut da sorumluluk. Herkesin kendisine düşen sorumluluğu tümüyle kavraması halinde, bugün karşı karşıya olduğumuz krizden başarıyla çıkabileceğimize inanıyorum.