BAŞIMIZ SAĞ OLSUN TÜRKİYEM...

    Ne yazmalı?
    Yazacak kelimeler cümleler yok..
    22 Aralık akşamı yine gazetenin başındayken gelen şehit haberi ile sarsılmıştım. Yine 3 şehit denilirken şehit sayısı gece saatlerinde 6’ye çıkmıştı
     23 Aralık akşamı ise 6 şehit haberinin daha gelmesi ile 2 günde 12 şehit veren Türkiyem...
     Aradan geçen 15 gün sonra yine Cumayı Cumartesiye bağlayan gecede 22.00 saatlerinde haber ajanslarına 3 şehit haberi daha düştü.. Ben bu satırları kaleme alırken 3 olan şehit sayısı sabah saatlerinde 9 şehit 4 yaralı olarak açıklandı.
    Gazetede bu nedenle biraz gecikme ve manşet değişikliği, köşe yazısında kısmi değişikliğe gittik..
     Yine şehitlerimizin hayat hikayeleri mesleğe girişleri fakirlik ve  neden bu mesleği seçtiği ile ilgili farklı anekdotlar dinleyeceğiz..
     Şehit haberlerinin gelmesi ile birlikte yine bildiğimiz cümleler sarf edilmeye MİT’ten kritik operasyonlar yapılıyor açıklamaları peş peşe gelmeye devam edecek..
    - Kanları yerde kalmayacak!...
    - Şu kadar terörist etkisiz hale getirildi..
    - Teröristlere ait sığınak ve mevziler yok edildi...
    -Hava kuvvetlerimize bağlı uçaklar teröristlerin inlerini yerle bir etti...
    - MİT sınır ötesinde nokta atışı operasyonla PKK’nın bilmem ne sorumlusunu etkisiz hale getirdi...
    - Anında verilen karşılıkla şu kadar terörist etkisiz hale getirildi...
    Bunlar söylenecek, basına servis edilecek..
     Ama ocaklara düşen ateş sönmeyecek... 
    Kısacası şehitlerimizi vatan bayrak uğruna sınır ötesinde devam eden operasyonlarda can verirken  biz yine  aynı sözleri duymaya devam edeceğiz..
    Yiğitleri vatan toprağına defnederken ailelerindeki ateş hiç sönmeden devam edecek..
Kiminin çocuğu babasız kimi evlatsız kimi ise dul kaldığı bu hayatta biz acı ve gözyaşı üzerine kurulu şehitlik nidaları ile yeni şehitler vermeye devam edeceğiz.
 Tarih bu topraklarda hiç bir devletin güven içerisinde olmadığını sürekli  bir tehdit algısı yaşadığını göstermiştir.
 Batı medeniyetlerinin tarihte yaşadığı barbarlıklar sonrasında savaşları bile medeni olurken bize sundukları ve destekledikleri terör belası ile orta doğu ve ülkemiz maalesef  kan ve gözyaşına boğulmuştur. 
 Yıllardır mücadele ediyoruz...Burnumuzun dibindeki kandile giremiyor, sürekli bombalıyor sürekli mücadeleden bahsediyoruz..
    Oysa ABD gibi devletler burunları bile kanamadan km.lerce öteden gelip bırakın terör yuvalarını, ülkeler bombalıyor hatta kadın çoluk çocuk demeden terör ile mücadele adı altında masum insanların ölümüne yol açmaktan çekinmiyorlar...
Biz mi?
     Biz ise yanı başımızda kurulan ve yine mütefekkirmiz olan ABD ve unsurları tarafından desteklenen, eğitilen YPG gibi terör uzantılı örgütlerin sınırımızda şov yapmasına beslenmesine göz yummaktan başka bir şey yapamıyoruz.
     Evet Suriye de Esad rejimi diktatör ve masumlara zulüm ediyor olabilir...
Bunları söyleyerek Suriye de at koşturanlar bu gün Suriyenin petrolünü YPG’ye korutuyor, onlar kanalı ile satışını yapıyor biz ise bekçilik yapmaktan öte bir yol çizemiyoruz..
    Üstelik bunu yaparken de milyonlarca Suriyeliyi de ülkemizde beslemekte olduğumuz gerçeği ile yüzleşerek...
    Büyük devletiz vesselam!!!???    
    ABD ve İngiltere gibi ülkeler  Yemende saldırıyor Husileri vuruyor ama biz burnumuzun dibinde operasyon yaparken, sınır ötesi harekata giderken hala şehit vermeye devam ediyoruz...
     Kuzey Irak’ta başlayan otorite boşluğu, Türkmenlerin sesinin kısılması, Barzani ve yönetiminin  oluşturduğu bölgesel yönetimle olan işbirliğimiz bile PKK’nın  nefesini kesemedi.
     Bu gün geldiğimiz nokta da askerlik  Anadolu’daki işsiz gençlik için bir iş umudu haline dönüşmüştür. Özellikle Bizim gibi kırsal bölgelerde neredeyse her hane de bir uzman çavuş ya da uzm. Piyade vardır.
    Geçmişte olduğu gibi uzun dönem askerlik yok..             
    Yine geçmişte olduğu  zorunlu silah altına alınıp operasyon bölgelerine gönderilen asker yok!
    Yine geçmişte olduğu gibi eğitimsiz 2-3 aylık acemi eğitimi sonrası sınır bölgelerinde görev yapan askerimiz...
     Hepsi uzmanlaşmış eğitim almış askerlerden oluşuyor. Bölgede görev yapan bir çok uzm. Askerimizi bir an önce sözleşmeleri bitip görev yerinin değişmesini hatta mesleği bırakmayı düşünen ve bırakan isimler var. Gazetemize gelen  bir mesajda ise uzmanların görevlerini bıraktıktan sonra bir yerlere atanmak isteyen ama atanamayan uzm.lar var..

Kısacası şehit olduğunda hatırladığımız üzüldüğümüz ocağına ateş düşürdüğümüz atanamamış uzm. Askerlerin, kadrosu verilmeyen askeri personeli de hatırlamakta fayda var..
     Onlar bir yanda işsizlik diğer yanda vefasızlıkla mücadele ediyor. 
    Sözleşmeli uzmanlarımızda sınır dışı ve yurt içinde vatan için nöbette, ailesi için görev başında geleceği için ise düşünenler için kalmasın istiyorsak hep birlikte sahip çıkmak sorunları ile ilgilenmek zorundayız... 
    Bu topraklarda yaşam zor.. Her gün yeni bir tehdit yeni bir oyun tezgahlanıyor. Millet olarak siyasi hesapların gölgesinde oyunlara kurban giden bir millet olmayalım.  Birliğimize dirliğimize , vatanımıza ve bayrağımıza hep birlikte sahip çıkmak istiyorsak önce kendimizden başlayıp şehitlerimiz üzerinden siyaset yapmayı insanımızın birbirlen kırdırmayı öğrenmemiz gerekiyor.
    Bu millet bin yıldır bu toprakların bekçisi yılmaz savunucusu ve gelecek kuşaklara bırakacağı en büyük miras olduğu bilinci ile hareket ediyor.   
    6 vatan evladını daha kadim topraklara emanet ediyor ailelerine düşen ateşi kaldırmak, yüreklerine su serpmek ancak birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek sağlayabiliriz.    
    MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.