Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cengiz Demirel, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Demirel, son
on yıldır bu tarihin
“Dünya Gazeteciler
Günü” olarak kut-
landığını belirterek,
çeşitli etkinliklerin düzenlendiğini ve
kamu bürokrasisin-
den basına yönelik
methiye dolu mesaj-
lar yayımlandığını
ifade etti.
“Kutlama
Günlerinin Kabulü
Hakkında da Ulusal
ya da Dünya Ölçeğin-
de Bir Karar Dayana-
ğı Olmalıdır”
Aynı meslek için dört farklı kutlama gününün varlığının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Demirel, “Yak-laşık son 10 yıldan bu yana 21 Ekim tarihinin “Dünya Gazeteciler Günü” olduğu belirtilerek çeşitli kutlama ve etkinlikler düzenlenmekte, özellikle kamu bürokrasisi tarafından basına methiye dolu mesajlar yayımlan-maktadır. Tüm kutlama mesajları başımız üzerine-dir. Ancak; yıl içerisinde aynı meslek için dört farklı günün “kutlama günü” olması irde-lenmesi gereken bir konudur. Ayrıca, kutlama günlerinin kabulü hakkında da ulusal ya da dünya ölçeğinde bir karar dayanağı olmalıdır.Ülkemizde, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, 24 Temmuz Sansü-rün Kaldırılışı ve Gazeteciler Günü ve 21 Ekim Dünya Ga-zeteciler Günü olarak kutlan-maktadır. Bunlardan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanış-ma Günü, basın sektöründe çalışanların gazete patronla-rına karşı başkaldırı günüdür ve ulusal anlamda yasal alt yapısı mevcuttur. 3 Mayıs Dünya Gazeteciler Günü ise Birleşmiş Milletlerce kabul edilmiştir. 24 Temmuz ise 1806’da Sansürün Kaldırılışını ifade etmektedir. 21 Ekim ise 1860 yılında Tercüman-ı Ahval adlı ilk özel gazetenin kuruluş günüdür.” dedi.
“Basın Sektörü Büyük Bir Güven Kaybı İçindedir” Asıl üzerinde durulması gereken konunun basın sektörünün durumu olduğu-nu belirten Demirel,”Burada sayın halkımızla paylaşmak istediğimiz konu basın sek-törünü ilgilendiren kutlama günlerinin sayısı değil, nitelik ve niceliğinin yanı sıra günü-müzde basın sektörünün ne durumda olduğudur.Öncelikle belirtmeliyiz ki, günümüzde
‘Yandaş’, ya da ‘ Havuz’ gibi çeşitli adlar ile anılan basın sektörü büyük bir güven kaybı içindedir. Diğer yandan çok açıkça hissedilen baskılar ve ekonomik olarak bir çöküşün yaşandığı günümüzde ‘basın kutlama’ günlerini kutlanamaz duruma sokmuştur.” ifadele-rinde bulundu.
“Mahsup Cezaları ‘Kapatın’ Demenin Bir Başka İfade-sinden Öte Anlam Taşıma-maktadır”
Ülke genelinde 938 yerel ve ulusal yayın organı-nın ekonomik olarak hayatta kalma mücadelesi verdiğini ifade eden Başkan Demirel, “Basının, ‘Halkın haber alma hakkı’ şeklindeki görevini yerine getirebilmesi ‘ne kadar özgür’ olduğu ile ilintilidir. Ayrıca, özgürlükler, doğrudan ekonomik yeterlilik düzeyi ile de iç içedir. Bugün, yurt gene-linde halkın haber alma hakkı için yayında bulunan 938 yerel ve ulusal yayın organı-nın her biri ekonomik olarak ayakta kalabilme mücadelesi verirken, diğer yandan da bağımsız ve özgür kalabilme-nin savaşı içindedir. Özellikle Basın İlan Kurumunun çağ dışı kalmış bir takım kurallar manzumesi ile uyguladığı cezalar sektörün çöküşünün habercisidir. Amaç basınsız bir ülke yönetmek ise bunda son derece kararlı adımlarla hedefe doğru ilerlenmektedir. Şöyle ki, tüm ülkemiz sat-hında olanlara yerel olarak ilimizden örnek verecek olursak Basın İlan Kurumu tarafından uygulanan ve her bir gazetemize son birkaç ay içinde verilen yaklaşık 500 bin liralık mahsup cezaları
‘Kapatın’ demenin bir başka ifadesinden öte anlam taşıma-maktadır. Uygulanan ‘ Sözde Tasarruf Tedbirleri’ içinde kamu kurum ve kuruluşlarına getirilen ‘ Abone olunamaz ve reklam verilemez’ kuralı ise sektörün yaşam damarlarını kesmek anlamındadır. Yaşa-nan ekonomik kriz içerisinde özel sektörün ilan ve reklam bütçelerini nerede ise sıfırla-ması imtiyaz sahipleri bakı-mından içinden çıkılamaz bir sarmaldır.
“‘En tepelerden’ Basına Methiye Dolu Nutuklar Atılması Bir Anlam ve Değer Kazanmamaktadır”
Demirel, bilgi ve belgenin kaynağından te-minindeki zorlukların doğru habere ulaşmayı engelledi-ğinin altını çizerek, “Bilgi ve belgenin kaynağından temini noktasında yaşanan sıkıntılar, doğru habere ulaşarak halka aktarılmasının önündeki en büyük engel olması da ayrıca ağırlaşarak sürerken ‘sözde kutlama günleri’ nin kutlan-ması, ‘En tepelerden’ basına methiye dolu nutuklar atılması bir anlam ve değer kazan-mamaktadır.Sonuç olarak, özgürlükler açısından ve eko-nomik sorunların zirve yaptığı günümüzde ‘ neyin kutlandı-ğını’ anlamamız olası değildir. Basın sektörünün içinde bu-lunduğu durumu özetin özeti şeklinde sayın halkımızla paylaşıyor, özgür ve bağımsız bir basın sektörünün bir gün mutlaka inşa edileceği inancı ile saygılar sunuyorum.”ifade-lerine yer verdi.