Cenaze törenlerine düğünlere ya da davetlere gittiğimde hep bir nokta dikkatimi çeker.
Özellikle halkın içinde olması gerekenler, kendilerine ayrılan ve özel bir statü içeren masalarda kendilerine yer bulurlar. Bu durum davetler ve de düğünler için oldukça normal karşılanabilir.
Lakin benim asıl dikkatimi çeken husus ise riyada, gösterişten uzak olunması gereken dini törenler, cenaze definleridir.
Bakarım, cenazenin başında görünmek en ön sırada yer alabilmek için ikbal beklentisinde olanlar ya da bir makamı temsil edenler en ön safta yer alırlar.
Bu gelenek belki üst derece makamlar için uygundur.
Gerek güvenlik gerekse kişiye yer verilen değer bakımından ya da bir başka deyişle makama duyulan saygıdan ötürü bunu anlayışla karşılamak gereklidir.
Amma velakin şu cenaze defin sırasında oluşan görüntü hiçbir sözle anlatılamaz..
Acıların paylaşılarak yaşandığı halkın içine girerek ortak olduğumuz bu defin esnasında özellikle Durağan mezarlığında mezarlığın en üst noktasına mezarlığa hakim bir konuma yerleştirilen tabureler, ve üst düzey katılımcıların boyu gösterdiği belediye başkanı, belediye meclis üyesi ilçe başkanları vs.vs.
Kısacası; halka görünmek onlara ‘biz geldik’ mesajı vermek için oluşturulan bu platform doğru bir davranış şekli değildir.
Bu duruma bendeniz müsaade ederseniz ‘BİZ GELDİK PROTOKOLÜ’ adını veriyorum..
Yani düğünde en ön safta, acıda en üst sırada yer alarak acınızı paylaştık, düğününüzde bulunduk yani gördüğünüz gibi ‘BİZ GELDİK’ demek için oluşturulmuş bir platform olarak görülmektedir.
Halbu ki, düğün iç içe, cenaze definleri ise riyadan, gösterişten ve bunun üstünden nemalanmak isteyenlerden uzak durulması toplumun en hassas davranması gerektiği hususlardır.
Çünkü cenazelerde ortaya çıkan fırsatçı, bir algının üstünlük psikolojisinin bir yansıması olarak görülebilir.
Herkesin eşit ve de geleceği yer olan mezarlık, ayrıştıran üstün kılan topluluklar değil birleştiren, düşündüren acıların paylaşıldığı yer olmalıdır.
O nedenle ‘BİZ GELDİK PROTOKOLÜ’ gibi mesajların verileceği yerler mezarlıklar değildir. Buralarda halkın arasında yer almak gerekir. Görülmek için değil gidene son görevini yerine getirmek için mezarlıklara gidilmelidir. Hatta sadece bulunup duaya katılmak bile en büyük sevaplardandır.
Amma velakin son dönemlerde toplumda hasıl olan seçilmek için; cenaze namazında ön sırada, definde en üst nokta da düğünde n en ön safta yer alacaksın ki seçileceksin. İntibası nedeni ile siyasetçimizin, seçilmek için talepte bulunanların ne kadar samimi, oldukları tartışılır hale gelmiştir.
‘BİZ GELDİK PROTOKOLÜ’ ile değil samimi içten ve gönülden giden köprülerle insanımızın düğününde cenazesinde bir ve beraber olalım. Bu değerleri siyaset uğruna lekelemeden. Kötülemeden yarınlara taşıyalım. Yoksa, toplum değer yargılarını kaybetmeye iyi şeyleri de tartışmaya her şey de riya aramaya başlamıştır haberiniz ola!