SPORHaber Girişi : 04 Haziran 2015 00:00

BU BİR ADAMLIK DEĞİL!

BU BİR ADAMLIK DEĞİL!
Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği ‘Bağımlılık İle Mücadele Kapsamında Antrenörlere Yönelik Farkındalık Eğitimi’ Programı verildi. Programa Sinop ve çevre illerden 184 antrenör katıldı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği ‘Bağımlılık İle Mücadele Kapsamında Antrenörlere Yönelik Farkındalık Eğitimi Programı’nın kapanışı Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın katılımı ile yapıldı. Atakum’da bir otelde yapılan kapanış programına Bakan Kılıç’ın yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürü Harun Sönmez ve Sinop’un da içinde bulunduğu çeşitli illerden antrenörler katıldı. Kapanış programında konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Gençleri kötü alışkanlıklarından koruyacak çalışmalar yapmak ve bu konuda faaliyetler yürütmek, gençlerimize bu konuda rehberlik ve danışmanlık hizmetleri yapmak hem bakanlığımızın asli görevleri arasındadır hem de benim şahsen çok önem verdiğim alandır. Gençlik söz konusu olduğunda kendi asli görevimizin de ötesinde cansiperane çalışmalar yapmak bizim için onur ve gururdur. Bunu sizlerle beraber, sizlerin aracılığı ile bizim yetişemediğimiz yerde sizlerin genç kardeşlerimize ulaşmasıyla gerçekleştireceğiz. Bakanlığımızın paydaşı bulunduğu uyuşturucu bağımlığı ile mücadele acil eylem planın çalışmaları çerçevesinde bakanlık olarak görevlerimiz, uyuşturucu madde kullanımını ve diğer bağımlılık türlerinin zararlı etkileri konusunda hedef grupları bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir. Bu bağlamda 2015 yılı Mart ve Mayıs ayları arasında 961 antrenörümüze bu eğitimlerimiz verilmiştir. Ayrıca Samsun’un da içinde yer aldığı Batı ve Orta Karadeniz Bölgelerinde görev yapan 184 antrenörümüzün eğitimleri de dün başladı. Böylece Türkiye genelinde toplam sayının bin 795’e çıkmasını hedefliyoruz. Tabi bu rakamlar bizlerin ne kadar yoğun bir çalışma trafiği içerisinde ve görevlerimizi nasıl yaptığımız noktasında küçük bir yön göstergecidir. Aslında bizim ortaya koyduğumuz çalışmalar genel anlamda baktığınızda belli alanlara yoğunlaşmıştır” diye konuştu. 
Bir şeyin gerçek ile sanal hayattaki tepkilerini karşılaştıran Bakan Kılıç, “Tabi bağımlılık ile mücadele deyince aklımıza hep bir takım maddeler geliyor. Fakat bir de bağımlılık ile alakalı konuştuğumuz zaman aklımıza başka bağımlılıklarda geliyor. Şu hepimizin cebinde olan, taşıdığımız, elektronik aletler ve elektronik iletişim portalları. Yani tablet bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar ve masa başında kullandığımız bilgisayarlar. Ama buradaki bağımlılık internet ve onu kullanımı ile alakalı olarak ortaya çıkıyor. Bu inanın yeri geliyor, uyuşturucu madde bağımlılığından da daha ağır zararlar verebiliyor. Şimdi bizim gençliğimiz, özellikle oyun konsollarını kullanma konusunda çok mahirdir. Yani ellerinde o oyun konsolları çok iyi kullanıyorlar. Oyunların içerisinde ciddi anlamda beceriler sergiliyor ama beyin öyle enteresan algılarla gerçek ile sanalı birbirinden ayırmak üzere çalışıyor ki, bazen sanal ile gerçek birbirini örtebilir. Örneğin, oyunda yerden aldığınız bir taşı cama attığınızda bilgisayar oyununda veya sanal ortamda sadece bir ses çıkarır. Oyun olarak sokakta yaptığınız bir araba yarışı oyun içerisinde bir kaza yaptığınızda hiçbir şey olmaz. Sadece elinizdeki konsol biraz titrer. Fakat bunun gerçekteki karşılığında ise, yolda giderken yerden aldığınız bir taşı cama attığınızda o camı kırar. Kırdığınız cam bir esnafın dükkanı ise onun gündelik hayatındaki geleceğini kazanmasına olumsuz etki yapar. Araç kullanırken, oyundaki algı ile hareket edip kaza yaptığınızda yaralanma hatta ve hatta ölüm olabilir. Bunlar gerçek hayattaki karşılığıdır” şeklinde konuştu.
“BU ADAMLIK DEĞİLDİR”
        Sosyal medyada sahte hesap açıp terbiye sınırlarını aşan kişilere sert tepki gösteren Bakan Kılıç şöyle konuştu: 
“Kolayca cep telefonumuzu kullanarak elektronik portaldan attığımız mesajlar var. Bir cep telefonu kullanarak yazdığınız bir kısa mesajı birisine atarken, kullandığınız üslup ve kelimeler nasıl olur? Tabiri caize cüretkar değil mi? Yani bir konuyu dile getirmek istediğimiz zaman daha rahat hareket edebiliyoruz. Ama attığınız mesaj sizin ile o makine arasında değil. O portal başka bir yerde çıkıyor ve onu yine sizin gibi duygulara sahip olan bir kişi okuyor. Ondan sonra onun üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etki yapıyor. Ama siz ne kadar farklı anlamda daha fazla dile getirebiliyorsanız etkisi o kadar olumsuz oluyor. Geçenlerde bir yerde gençlerle konuşuyorduk. Özellikle bu Twitter ve Facebook çok yoğun kullanım içerisinde. Twitter ve Facebook’ta sahte hesap işleri var. Yani gerçekliği olmayan hesaplar. Bizim hesaplarımıza da Twitter’dan çok ciddi anlamda mesajlar geliyor. Bunların kimisi gerçekten bir takım eleştirilerde bulunan, bir takım taleplerde bulunan, bir takım önerilerde bulunanlar var. Bir de o sanal dünyanın arkasına saklanıp, ‘beni nasılsa bulamazlar, bu hesap sahte’ deyip de oradan akla hayale gelmeyecek, terbiye sınırlarını aşan bir takım paylaşımlar oluyor. Bunlar bize geliyor. Bende buradan şunu söylüyorum. Değerli kardeşim, gelip de yüzümüze söyleyemeyeceğiniz hiçbir şeyi siz siz olun da oraya yazmayın. Biz onları ciddiye almıyoruz ama bakın hakaret içerikli atılan mesajların da takibini yapıyoruz ve çıkar. Ondan sonra gelir hakaretten dolayı veya başka bir sebepten dolayı size sorulduğu zaman ‘bunu niye yaptınız’ diye, boynunuz bükük bir şekilde ‘aslında bunu kastetmemiştim’ diye bir şekilde açıklama yapıp, tabiri cazibe ‘U’ dönüşü yaparsınız. Onun için yüzümüze söyleyemeyeceğiniz şeyleri gidip de sanal ortamda yazmayın. Bu delikanlılık değildir. Bu adamlık değildir. Varsa söyleyeceğiniz bir şey gelin, biz buradayız. Yerimiz belli her şeyimiz belli. Gelirsiniz yüzümüze söylersiniz. Biz de size cevap veririz. Cevabımızı ya kabul ederseniz ya da kabul etmezsiniz. O sizin bileceğiniz iş. Biz üstümüze düşeceği şeyi yaparız. Her şeyde aynı fikirde olacağız diye bir şey yok.”
Türkiye’nin 3 bölgesinde gerçekleştirilen eğitimlerin dördüncüsü 26-27 Mayıs tarihlerinde Samsun’da, Batı ve Orta Karadeniz’de yer alan 10 ilden katılımcı antrenör için düzenlendi. Samsun’un ev sahipliği yaptığı eğitim programına Amasya, Bartın, Bolu, Çorum, Düzce, Karabük, Kastamonu, Sinop ve Zonguldak’ta görev yapan 184 antrenör katıldı.