Vekiller, ‘vekiliz’ diye geziyor.
Bakanlar, ‘bakanız’ diye geziyor.
Belediye Başkanları, ‘başkanım’ diye geziyor.
Hepsi ailesi ve akrabaları gözünde popüler. Hepsi şu anda boş. Saray ne derse onun dışına çıkamıyorlar. Cumhurbaşkanı örneğin; ‘TEOG nedir, kaldırın’ diyor. Milli Eğitim Bakanı’nın haberi yok. Zam geliyor. Maliye Bakanı’nın dünyadan haberi yok. Seçilmiş ya da atanmışların artık bir önemi yok. Kimse izinsiz lavaboya bile gidemiyor. Seçilmiş ve atanmışlar yalnızca kravat takarak memleketlerinde makam cakası satıyorlar.
Bana göre, şu anda her bakan, her milletvekili, her belediye başkanı koltuğunu boş yere işgal ediyor. Gereksiz yere milletin vergileri maaş olarak ödeniyor.
Nitekim her alanda, her birimde, her platformda, her şeyde Cumhurbaşkanı’nın dediği oluyor. Saray, her şeyden anlıyor! Bakanlar, sözde bilim adamları, sözde proflar filan hepsi hikaye..
***************************
Sırplardan 5.000 ton et ithalatı anlaşması geçtiğimiz günlerde imzalandı. Hani Hristiyan ve yahudilerin kestiği yenmezdi? Hani o etler mundardı, ne oldu? Ne değişti de müslüman kanına susamış, Boşnak Türklerini katletmiş sırplardan et ithal eder duruma geldik?
Haram olana helal,
Helal olana haram diyorsunuz!
Pantolon haram diyenler, pantolon giyiyor. Makyaj haram diyenler, makyaj yapıyor.
İsraf haram diyenler, tonlarca israf yapıyor.
Hırsızlık haram diyenler, hırsızlık yapıyor.
Yolsuzluk haram diyenler, yolsuzluk yapıyor.
Kul hakkı haram diyenler, kul hakkı yiyor.
Adalet diye bağıranlar, zalimlik yapıyor.
‘Ona dinsiz, buna dinsiz’ diyenler, dinsizlerle oturup kalkıyor. Dünün mücahitleri, bugünün müteahhitleri oluverdi. Dünün müslüman geçinenleri bugün israfın dibine, dibine vuruyor.
***************************
İfade etmeden geçmek istemedim.
Bu satırları kaleme aldığım sıralarda bazı gazete ve haber sitelerinin ana manşetlerinde Cumhurbaşkanı’nın Türklükten rahatsızlık duyduğunu bir kez daha okudum ve hiç bu duruma şaşırmadım. Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu rahatsızlığını ifade etmesi ilk değil. Bugünkü konuşmasında da, “Türkçülük bölücülüktür” çıkışıyla önceki senelerde saklamadığı ‘Türk’ ve ‘Türkçülük’ rahatsızlığını tekrar yineledi.
O halde bizde şunu tekrar, tekrar yineleyelim.
Bu milletin adı Türk milletidir.
Bu devletin bayrağı Türk bayrağıdır.
Bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyetidir.
Peki bu rahatsızlık niye?
Son sözüm; “Ne mutlu Türk’üm diyene...”