Tarım ve hayvancılığın bitirildiği, tohumun İsrail’den alındığı, angusların Almanya’dan getirildiği, hastalıklı etlerin Sırbistan’dan postalandığı, samanın Bulgaristan’dan ineklere yedirildiği, ithalata dayalı sömürü sisteminde mübarek kurban bayramına girmek üzereyiz.
Kurban, İslam’ın en önemli vacip ibadetlerinden biridir. Kurban’ın ehemmiyeti hafife alınamayacak kadar değerli ve kıymetlidir.
Bu bağlamda:
Kurban; Et bayramı değil, ibadet bayramıdır. Kurban; Ziyafet bayramı değil, Allah’a teslimiyet bayramı, nefsi terbiye ve tezkiye bayramıdır. Kurban sevinmek, sevindirmektir.
Kurban; Riyakarların, gösteriş meraklılarının, abdestli hırsızların şov bayramı değil, sağ eliyle verdiğini sol eline duyurmayanların, paylaşmayı Allah için yapanların bayramıdır. Kurban; Kul hakkı yiyenlerin değil, kul hakkı yenilenlerin bayramı, fakirlerin gözetilmesidir. Kurban; Dincilerin değil, samimi dindarların, ehli sünnete tabi olanların, İslam’ı samimi bir şekilde yaşama ve yaşatma gayreti içinde olanların ibadetidir. Kurban; paylaşmaktır, paylaşım yapmaktır. Kurban; Buzdolaplarını, derin dondurucuları tıka basa doldurmak değildir. Amacının dışında kesilen kurban etinin normal günlerde yapılan mangal ziyafetlerinden hiç bir farkı ve önemi yoktur. Kurban belaları def eden ibadetlerden biridir.
Her hayvandan kurban olmadığı gibi, her kurbanın da samimi niyetlerle kesilmesi gerekir. Gösteriş veyahut amacının dışında kesilen kurbanların Allah katında bir hükmü olmadığı İslam müteffekkirleri açısından ifade edilmiştir. Kurban’ın kesileceği alanlar, pay edileceği yerler ve kişiler de önem arz eder.
Kurban’ın ehemmiyeti kilise kadar yok mu?
Kiliselere milyonlarca dolar para harcanıyor. Geçtiğimiz aylarda 16 milyon harcanarak açılışı yapılan Balat’taki Demir kilise de bunlardan biri. Dindarlar! eliyle besmele! ile açılmıştı bu kilise. Son günlerde şahit olduğumuz ve kurban’a yaklaştığımız şu günlerde kurban kesimi için uygun hale getirilen nezih yerlerin yapıldığı alanlar ise bir bir belediyeler tarafından yıkılarak, “samimi dindarlardan, yanlışlardan uzak durmaya çalışanlardan intikam mı alınmaktadır?” düşüncesi taşımaktadır. Ülkemizin çok eskiden beri baş belası haline gelen Fetö’nün ihanet çatısı altında papazlarla diyalog yapanlar, samimi bir şekilde İslam’a hizmet edenleri hedef almaktadır. Siyasal bir din tesis etme girişimi, “Dinlerarası diyalogçu” olarak tabir ettiğimiz ihanet şebekesinin devamı olan kişi veya kişiler bu manada güç otoritesini kullanarak muhalif olanlara parmak sallıyor, her fırsatta tehdit ediyorlar. Güçten yana olanlar kendilerinden olmayana çok kindarlar!
Doların yükselişi..
Başkanlık sisteminin acı meyveleri..
Seçim öncesi olan haykırışlarımızın haklılığı.. Zamlar, vergiler derken şişirilen balon patladı. Önümüzdeki hafta idrak edeceğimiz kurban bayramına az bir zaman kala ülkemizdeki ekonomik gelişmeler her geçen biraz daha ferahlık seviyesini daraltmakta, kişi başına düşen milli geliri yok etmekte, ceplerde olanı boşaltmakta ve vatandaşlarımızı dar boğaza sürüklemektedir. Kurban fiyatlarının el yaktığı bir dönemde kurban ibadetinin tam manasıyla hissedilememesi de hiç şüphesiz ki ekonomik sebeplerden kaynaklanmaktadır. 16 yıldır bugünleri dünden yazdık, dünden ifade ettik. Dünden haykırdık. 24 Haziran öncesinde de, “Kendi elinizle hepimizi ateşe atmayın” diye çırpındık. Nitekim yine dediğimiz gibi oldu.
Bu vesile ile mübarek Kurban Bayramı’nızı en kalbi duygularımla tebrik eder, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini yüce Allah’tan niyaz ederim. İyi bayramlar.
