Kadının biri, komşusuna anlatır:
“Benim kızım evlendi ve çok memnunum kocasından, her gün kızımı yemeğe gotürüyor ve iki tane hizmetçi tutmus, ama gelinim oğluma hayatı çekilmez ediyor hiç memnun değilim. Her gün beni yemeğe çıkar diyormuş oğluma ve eve hizmetçi tutmalısın diye diretiyormuş, olacak iş mi bu yani”
Ne dersiniz olacak iş midir bu durum?. Elbette değildir. Buna düpedüz çifte standart denir. Yani, aynı prensip veya ahlaki kuralların farklı gruplara farklı bir şekilde uygulanması veya aynı kuralların bazı kimseler için geçerli sayılırken diğerleri için geçersiz kabul edilmesidir.
Batı dünyası tarihe 1815 Viyana Kongresi olarak geçen bir toplantı sonunda ortaya çıkardığı bu kavramı bize karşı spordan sanata, ekonomiden siyasete her alanda kullanmaya halen devam etmektedir. Acı gerçeğimiz ise Batılıların bize karşı takındıkları bu tavrı ne kadar kabullenmez görünsekde bir o kadar da hayatımızın içine sokmuş olmamızdır.
En basitinden tuttuğumuz takım lehine aynı pozisyonda penaltı verildiyse doğru karar iken pozisyon rakip takım lehine ise aldatmaya yönelik harekettir. Bizim dernek yada parti faaliyeti ise yürüyüş ve gösteri demokratik bir hak iken farklı düşünenler yaparsa bu faaliyeti kanunsuz ve izinsiz gösteridir. Ya da inancımız gereği diyerek domuz eti yemeyiz ama aynı inancımızın gereği haram olan kul hakkı yemekten çekinmeyiz.
1789 Fransız İhtilali sonrası toplanan bu konreye o dönemin en büyük Avrupa’lı devletlerden biri olan Osmanlı davet edilmemiştir. Bu kongrede görüşülüp karara bağlanan en önemli konulardan birisi Fransız İhtilali ile ortaya çıkan akımlardır. Özgürlük ve milliyetçilik gibi fikir akımları Avrupa’da yayılmaya başlamış ve bünyelerinde farklı milletleri barındıran devletler bundan etkilenmeye başlamışlardı. İşte bu konuda Avrupalı devletler güçlerini ve sınırlarını korumak adına hangi devlette bu akımlar sıkıntı olursa diğerlerinin yardım etmesini kararlaştırmışlardır. Fakat aynı devletler Osmanlı içindeki Hıristiyanlarınsa bu konularda desteklenmesi konusunda da gizli bir işbirliğine evet demişlerdi. Böylece Avrupalılar aynı konuda iki farklı tutuma evet diyerek ilk kez siyasi arena da çifte standartı oluşturmuş oldular.
Yukarıda da bahsettiğim gibi aynı Avrupalılar hatta müttefikimiz (!) ABD aynı tavrı bize karşı Zeytin Dalı harekatında da ortaya koymakta bir çekince göstermemektedirler. Bizim neden orda olduğumuzu çok iyi bilmelerine ve orada nasıl nasıl hareket ettiğimizi yakından görmelerine rağmen asılsız isnatlar ve siyasi dedikodular ile haklılığımıza gölge düşürme çabasındalar.
Ama olsun onların çifte standardı var diye biz doğru bildiğimizden ve güvenliğimizden vazgeçemeyiz.
Bu toprakları vatan edinmek için verdiğimiz mücadeleyi korumak içinde vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın...