15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen hain bir darbe girişimi...
Bu yıl 8. Yılındayız...
Çok özel ve güzel bir isim ile kutluyoruz.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’
Hala sırlar perdesi bulunan ama bu memleketin evladını bölük pörçük eden bir çok sorunun hala cevaplanmadığı ya da cevabının aranmadığı hain darbe girişimi..
Muhalefetin ısrarla sorduğu darbenin ve FETÖ’nün siyasi ayağı kimlerdi?
O gün darbe gerçeklemiş olsa idi, göreve gewtirilkecek isimler kimlerdi?
Darbe planlanmış şema çizilmiş ama darbe öncesi ve sonrası ile ilgili yönetim şeması ve siyasi ayağı hala ortaya çıkmamıştır.
Türk tarihinde darbeler önemli bir yer tutar...
Ama 15 Temmuz’u diğerlerinden ayıran unsur zamanlaması, yapılış biçimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerdir...
Ve aradan geçen 8 yıla rağmen cevaplanmayan sorularda bir kesimde hala şüphelerin oluşmasına kontrollü darbe adı ile anılmasına vesile olmaktadır.
Bu darbeler dünyanın hiç bir ülkesinde tasvip edilmez ama gel gör ki engellemekte o kadar kolay değildir. Taaki 15 Temmuz’a kadar!!!
Darbelerin gerekçeleri vardır. Tasvip etmesek de, askeri darbeler ya kötü gidişe dur demek ya da akan kardeş kanını durdurmak için yapılan darbeler olarak bilinir... Herkes darbeye karşıdır, tüm yasal güvenceler vardır ama dünya da darbeyi önleyen bir yasa yoktur!
Darbeler yasalarla değil halkın bilinçlenmesi, aydınlanması ve de ne zaman ayağa kalkacağını iyi bilmesi ile doğrudan orantılıdır!
İşte bu nedenle 15 temmuz’u dünyada ve ülkemizde diğerlerinden farklı kılan darbeye millet darbesi vurulmasıdır.
15 temmuz bir milletin hain darbe girişimine karşı başkaldırının adıdır. 15 Temmuz’un diğer adı da tarihte her zaman demokrasiden yana tavır alan Türk ordusunun yine milletin yanında milletin safında yer alması ve darbe girişimine destek vermeyerek hain darbe girişimini püskürten darbeyi etkisiz kılan bu milletin bağrından çıkmış Türk ordusunun darbe savar stratejisidir.
Türk ordusunun geçmişteki darbeleri de bizzati halkı hedef alan değil devlet ve milletin yaşaması amacı ile ortaya konulan ve sonrasında yine demokrasiye kapı açan darbeler tarihidir. Sebebi ne olursa olsun demokrasiyi askıya alan askeri cuntanın yönetime el koyması kabul edilebilir değildir.
Darbeyi kabul etmeyen Türk milleti 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece sokağa inmiş darbeciye Millete darbe yapılmaz diyerek asıl darbeye hainlere vurmuştur.
Milletin demokrasi mücadelesi ise başka amaçlara hizmet etmiş midir? Demokrasi bundan zarar görmüş müdür? Bunu da tarih yazacaktır.
Bu darbenin karanlık kalan yanları aydınlatılmadan, siyasi ayakları sorgulanmadan,darbenin 1 numaralı ismi olan ve darbeden hemen sonra apar topar kaçan ya da kaçırılan ADİL ÖKSÜZ adalet karşısına çıkarılmadan pek çok soru cevap bulacak gibi durmuyor...
Ama bilinen tek gerçek Türk milleti tarihinde ilk kez demokrasisi için sokağa inmiş iradesine sahip çıkmış, tercihine saygılı olunmasını istemiş ve olaya el koyarak 15 Temmuz destanını yazmıştır.
Ama bir gerçekte var ki; milletinin üzerine kurşun ve bombalar yağdıran hainler grubu asla o elbiseyi hak etmemiş! hain emelleri ile siyasi emellerini birleştirenler tarafından Türk ordusunun; içine sızdırılmış, Türk ordusunun yıllarca bu grupla mücadelesini dini gerekçelerle - siyasete malzeme edenlerin eseri olarakta anılacaktır.
Bu tarihte yazılacaktır! 15 Temmuz destanını yazanlar, ordusuna karşı değil hainlere karşı güç birliği etmiş halkın inancı, halkın iradesi ordusunun sağduyusu ile hainler emellerine ulaşamamıştır.
Bu vesile ile millet ve vatan uğrunda hain darbe girişiminde şehit olanlara Allah’tan rahmet, gazi olanlara uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. Ordusu olmayan milletin tarihi, tarihi olmayanında devlet bilinci olmadığı gibi vatansıza da ordunun önemi sorulmaz! Demokrasi özlemi ile çıkılan yolda 15 Temmuz; hatalarımızdan ders aldığımız bir bayram ve demokrasi şöleni olması dileği ile...