Konu bugünler de “AŞI..” Yan etkisinden bahseden yok. Varsa zararından, yoksa da içimizi rahatla-tan hiç bir açıklama yok. Bildiğimiz, gördü-ğümüz, duyduğumuz önünde “Prof” ünvanı olanların, “Aşı şöyle çok iyi, böyle çok iyi’ güzellemelerinden ibaret. Vasat bir süreç işlerken, hep bir ağızdan Çin aşısının propagandası bana hiçte hayrı alamet gelmiyor. Koca Koca! ‘Prof’lar niçin kendi aşımızı üretmek için mücadele etmezler de 6 ay da üretilen, alel acele piyasaya sürülen, dünyanın hiç bir ülkesinin tam manasıyla güvenmediği Çin aşılarının reklamını yaparlar? Medya da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan sonra en çok yer alan isimlerden birisi de Prof. Dr. Mehmet Ceyhan. Enfeksiyon hastalıkları dalında uzmanmış kendisi. Yakın zaman da katıldığı bir kanal da söyledikleriyle adeta şüpheleri, soru işaretlerini, kuşkuları da beraberinde getirdi. Kullandığı ifade şöyle: “Aşı bir an önce gelmeli. Aşı gecikirse pandemi de biter. O zaman bir işimize yaramaz” şeklindeydi. Corona süreci bana göre, başından sonuna kadar ele alınacak bir süreç aslında. Hastaneler de yaşa-nanlar, ortaya çıkan görüntüler, ilaçlarla ilgili ciddi şaibeler, kalp krizi ölümlerinin artması, otopsilerin yapılmaması, kimin nasıl öldüğünün ailelerce bilinmemesi, son olarak da aşıya ikna edilmek istenen gelişmeler. Davos zirvesinde son 3 yıldır konuşulan konunun, “Zihin kontrolü, nüfus planlaması, kontrollü insan modeline geçiş” olduğu biliniyor. Yaşadığımız neslin son jenerasyon olduğuna dair planlı ifadeler arşivlerde yerini koruyor. Sosyal paylaşım ağı Youtube’den de konuyla ilgili Cüneyt Zapsu’nun Davos’taki konuşmalarına bakabilirsiniz. Afrika’da, Hindistan’da sicili bir hayli sabıkalı olduğu bilinen BILL GATES’in aşı firmalarına olan yakınlığı, insan modelinin artık kontrollü yaşaması gerektiği, bunun da yolu tüm insanlığın aşılanmaktan geçtiğini ifade eden konuşmaları var. Cüneyt Zapsu’nun söylemleri hafife alınacak bir durum değil. İnsanları iki ülkenin kontrol altında tutacağını Davos’taki konuşulanlara göre aktarıyor. Zapsu’nun bir zamanlar küresel güçlerin Türkiye ayağı olduğuna dair bilgiler de basında yer almıştı. Her yıl Davos’ta alınan kararları da sık sık ekranlar da paylaşıyor. İsrail ve Çin’in aşılarla dünya nüfusunu kontrol altına almak istediği bir çok video ve görseller de, yazılı ifadeler de ortaya çıkıyor. Soru şu: Corona mı yoksa insanlık mı kontrol altına alınmak isteniyor? Hastalığın yaygınlaşması mı beklendi? Aslında sorulacak soru epeyli fazla. 2011 yılında milli aşı tesisimiz olan Hıfzıssıhha Aşı Enstitüsü’nü kapatanlar, Türk milletini kendi halkına bile aşı yapmayan Çin’in aşısıyla aşılayacaklar. Traji-komik olay. Neymiş! Aşı olmayan uçağa, otobüse, minibüse alınmayacak-mış. Yani yaşam hakkı tanınmayacak. Öyle deniliyor. Aşı olmama özgürlüğü nerede kaldı? Zorunlu değil fakat mecburi(!) yani? Yabancı kaynaklara göre, aşı olunsa bile, “Salgın bitti” denilmeyecek. Eski yaşama artık geri dönülmeyecek. “Corona aşısı olmayan lavaboya bile giremeyecek” diyecekler. Peki kuş gribi nereye gitti? Domuz gribi nereye gitti? Deli dana hastalığı, grip nereye gitti? Bunlar da aşı sevdanız niye hiç bu kadar içten ve ikna edici olmamıştı? Mecburi hiç değildi. Şimdi neden tüm medya aşı sevdasına girdi? Sizce de kuşkulu değil mi? Yoksa plan, tüm topluma bu aşıyı aşılamak mı? Israrla deniliyor ki: “Aşı olmadan otobüse bile bindirmeyecekler.” Bende binmeyin 1 ay diyorum. Zarar edilince bakın nasıl geri adım atıyorlar. Onlar sana muhtaç! Sen onlara değil! Çünkü sen halksın. Milletsin. Millet varsa onlar yaşıyor. Aklını köleliğe teslim etme! Şu an aşıların yan etkisini anlatacak bir kişi bile yoksa ekranlar da bilin ki; oyun da, tuzak da çok büyük. Umarım düşünülen gibi olmaz. “Aldatıldık” demek hiç fayda etmez. Hayatın içinden! Yazmadan geçemedim.. Kısaca değinmek istedim. Restoranların kapanmasıyla birlikte işsiz kalan garsonlar T.B.M.M’de anlatılırken, “Millet aç! midesine sadece kuru ekmek götürebiliyor” diyen bir CHP’li milletvekili Engin Altay’a, AKP milletvekili oturduğu yerden tutanaklara göre şöyle cevap veri-yor: “O zaman aç değiller!” İnsan azıcık da olsa utanır kardeşim. Halktan kopukluğun dile dökülmüş hali bu olsa gerek. Ne diyelim; Allah sonumuzu hayırlı, güzel eylesin. Bir önce huzura, adalete kavuşmamız dileklerimle..
ALİ OSMAN AÖNDER