Gerek Boyabat Devlet Hastanesinde gerekse Durağan Devlet Hastanesinde doktor yokluğu vatandaşı pes dedirtti.
Özellikle doğum doktorunun olmaması olsa da anestezi uzmanının bulunmaması vatandaşlarımızı mağdur etmeye şikayetler artmaya başlamıştır.
Güzel ve kaliteli binaların yapılıyor olması hizmetin tam ve sağlıklı olduğu anlamına gelmez.
Özellikle gösterişli binaları dolduracak olan içindeki doktor sayısı ve uzman kadroların yer almasıdır.
Görülen o ki binalar güzelleşiyor ama içi boş olunca vatandaş çareyi komşu il ve ilçelere gitmekte arıyor.
Son dönemlerde özellikle Durağan ve Boyabat üçgeninde devlet hastanelerinde doğum doktorunun olmaması, Sinop’tan geliyor olması hasta yakınlarını perişan etmekte bir çok tartışmanın da fitilini ateşlemektedir.
Bu durum böyle gitmemelidir.
Özellikle yörenin ihtiyaçları dikkate alınarak acil vakalara müdahele edebilecek kadroıların derhal bu bölgelerde görevlendirilmesi önem arz etmektedir.
Önceden Durağan Devlet Hastanesine uzman isterken artık Boyabat Devlet Hastanesininde yeterli saydıa uzman doktorla hizmet verememesi ciddi sıkıntıların oluşmasına, vatandaşaın mağduriyetine yol açtığı gerçektir. Sinop’tan taşıma suyla değirmen döndürmeye kalkanlar aslında değirmenin taşlarında kendilerini öğütmektedir.
Gerek Boyabat gerekse Durağanda ikitdar cephesi de hastanelere alınacak kadrolarla ilgilenmekten doktor açığını görmemekte, ihtiyaçları tespit etmekte zorlanmaktadır.
Yeni hastanelerle birlikte doktor sekreterleri alımları da siyasetin en temel gündem maddeleri olması nedeni, ile doktor eksiği şimdilik gözlerden uzak beklemeye alınmış vatandaşın durumu ise içler acısıdır..
haberiniz olsun istedim..
Millet doktor, siz sekreter kadrosu bekliyorsunuz..
Unutmayın ki; kadroyu sağlayan nufüs, hizmeti sağlayan ise iktidar, iktidarı sağlayan ise vatandaşın derdine uzanan eldir.
............................................
İktidar ekonomiyi coşturuyor(!!!!)
Büyüme endeksleri rekor kırıyor(!)
Bütün bunlar olurken vatandaş ise iki büklüm, esnaf dört köşe, memur keyif halinde iktidar temsilcileri de vatandaşı yeni nutuklar atmaya, devlet erkanı ile toplantılarda boy göstermeye devam ediyor.
Bu iktidarla birlikte devletin şekil değiştirdiği gerçeği artık yadsınamaz bir gerçektir.
İktidar temsilcileri vali(!), kaymakam(!) olurken, devlette yani devleti temsil edenlerde her gittikleri yerde iktidar temsilcisi ile el ele kol kola sorunları dinliyor devlet işleyişini yer ile yeksan eden uygulamalara imza atmaya devam ediyorlar..
Bu durum artık göstermektedir ki, devlet siyasetin kontrolünde, bürokratta iktidar temsilcilerinin iki dudağının arasına kalmıştır.
Bu durum aslında en çok bu gün iktidara destek veren bürokratlara zarar verecek uygulamaların önünü açmıştır. Aslında kaybettikleri kendi hukukları kendi koruma kalkanlarının artık tek tek kaybolduğu gerçeğini, göz ardı etmeleridir.
Bir gün neler kaybettiklerini ve buna kendilerini sebep olduğunu düğşündüklerinde vicdanları kanayacak, yürekleri yanacak ‘ biz ne yaptık’ diyecekler ama iş işten çoktan geçmiş olacaktır.
O nedenle devleti ayağa düşürenler aslında iktidarlar değil iktidarın yanlış uygulamalarına geçit veren bürokratlardır.
ŞEHİTLERİ AYIRMAYIN!!!!
Bu hafta Durağan’da Şehit Polis Hakan Tanrıkulu adına düzenlenen Mevlid-i Şerif ve mezarının ziyareti vardı. Bu durum aylardır tartışma konusu olan şehitler arasındaki ayrımcılıkta yeni bir sayfayı açmıştır. Özellikle şehit aileleri arasında son dönemlerde artan ve rahatsızlık derecesine gelen tartışmalar şehitlerimizin kemiğini sızlatmakta, bu ülkenin vatandaşlarını rahatsız etmeye başlamıştır. Gazetemize gelen şikayetler, sadece tek şehit varmış izlenimi asker- polis ayrımı gibi tartışmaların yaşanması, şehit aileleri arasına sokulan polemik ciddi rahatsızlık yaratmaktadır.
Özellikle bu duruma ilçe de yöneticilerin, ilden gelen vali ya da vali yardımcılarının tutumları tuz biber ekmekte her geliş gidiş yeni tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Mevlid dolayısı ile ilçemize gelen Mevlid-i Şerife katılan ve sonra mezarlığa ziyarette bulunan Vali yardımcısı Vali V. Mehmet Tanışır’ın mezarlıkta Tanrıkulu şehidimizin mezarını ziyaret etmesi diğer şehit mezarlıklarına uğramadan çıkması diğer şehit ailelerini üzmüş, yaralamıştır. Bu durum kabul edilebilir bir davranış değildir. Bu dünyada insanımızın arasına siyaseten ikilik sokulurken, bu vatan uğruna ister asker ister polis isterse ateist olsun vatan yolunda şehit düşenlere ikilik yaratmayın. Şehit ailelerinin yüreğini incitmeyin..
Sayın Vali Yardımcısı, Sayın kaymakam siz gittikten sonra o şehitlikte neler oldu biliyormusunuz? Bir şehit yakını çiçeğinizi bile kabul etmeyerek yaptığınız ayrımcılığa ağlayarak isyan ediyordu. Siz İkiz göletlerde adınıza düzenlenen yemekte dünya derdini konuşurken o şehit yakını mezarının başında bu ilçede tek şehit yok! diyerek isyan ediyordu. Siz bir şehit yakınına FETÖ’cü diye gitmeye korkarken, o baba evladını vatan uğruna şehit vermenin burukluğunu, oğlunu şehit verdiğinde değil; her yıl ziyaret edilirken şimdilik korkularak evine gidilen ya da ilk zamanlarda gidilmeyen, üstelik ‘vatan haini’ damgası yemenin ezikliği ile şehit oğlunun acısını yüreğine basıyor, şehidin kardeşleri ve de kendisi yaşananları Allah’a havale ediyordu.
Siz bu kafa ve de bu yapı ile yaşarken milleti bölüyor, şehidi rahatsız ediyorsunuz!
Lütfen tüm şehitleri bağrına basan vatan toprağının üstünde dalganalan al bayrağın altında yatan şehitlerimizi ötekileştirmeyin, ayrıştırmayın.. Bu gidiş yakında çok daha büyük olayların yaşanmasına vatandaşın şehide olan saygısını yitirmesine, sizlerinde koltuklarınızda vicdan azabı ile yaşayacağınız bir duruma doğru hızla gitmektedir. Gelin bu mesuliyeti alan değil; birleştiren, şehitleri ayıran değil hepsine sahip çıkan isimleri ile yaşatan o güçlü devletin temsilcileri olun.. saygılarımla...