DURAĞAN 3 BAŞLIK....

Değerli okurlarım bu hafta aslında yasalaşan bekçilik kanunu ve de sosyal medya trolleri ile ilgili geniş bir yazı kaleme almayı düşünüyordum. Ama yerel gazete olmamız ve ilçede gerek istihdam gerekse sosyal olaylar nedeni ile daha önemli gördüğüm 3 başlığı kısa olarak yazma gereği duydum. 1. İSTİHDAM... Öncelikle ilçemizde yapılan yapılmakta olan ufak büyük her istihdam büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda gerek tekstil gerekse diğer sektörlerin ilçeye gelmesi yatırım yapması yerel yönetimlerin göstereceği duyarlılığa ve de vizyonla doğrudan orantılıdır. Bu güne kadar belki ismini duymadığımız belki kendi mütevaziliklerinden kaynaklı çok sayıda iş adamımız vardır. İşte onlardan biri de gazetemizin manşetine çektiğimiz bu gün Türkiye’nin sayılı firmaları arasında yer alan yurtdışına nitelikli ürün ihraç edebilen gelecekte de yatırım yaptığı bölgede önemli ekonomik kazanımlar sunacak olan CNC dünyasının markalaşmış firması Kuzey Teknik Metal Kesme Anonim Şirketi’nin sahibi Veysel bey den bahsedeceğim. Dünyanın geleceğine ve kalbine giden yol robot sanayi, ağır sanayi ve hepsinden önemlisi savunma sanayi parçalarını üretme noktasında iddia sahibi bir firma olması oldukça önem arz ediyor. Sinop merkezde sanayi sitesine kurduğu ve bir çok bölgedende teklif alan firma KOSGEB desteği ile AR - GE ve İnnovasyon çalışmaları yurtdışından ithal edilen bir çok ürünü şimdi kendisi ihraç etme noktasına gelmiştir. Geleceğin meslekleri arasında önemli yer tutan bilişim ve üretimin ana direğine yaklaşık 2 milyon TL. harcama yaparak Sinop’a bir tesis kazandıran Durağanlı hemşehrimizin gözü hala memleketi Durağan’da... Aslında çok fazla bir şey istemiyor.. Sanayi alt yapısı, desteklerden muaf tutulmayacak, OSB(Organize Sanayi Bölgesine) zorlanmayacak ve sadece kendi memleketinde üretim yaparak dünyaya Durağan menşeili ürünleri pazarlamak istiyor. Bu sektörle birlikte Durağan önemli bir vizyon kazanacak, peşinden farklı yatırım araçları da gelecektir. Bu güne kadar Durağan’ın arayıp bulamadığı kaybettiğinde ise geleceğini kaybedeceği önemli bir yatırım aracı, üretim aracı siyasetçinin elleri arasındadır. Durağan’ı marka etme noktasında, önemli bir ivme ve sanayileşme de farklılık yaratacak önemli bir başlangıç noktası olabilir. Bu güne kadar yapılan hiç bir yatırım bende bu kadar heyecan yaratmadı. Dünyanın gittiği ve peşinden sürüklendiği devasa projelerin başlangıç ve üretim ayağı noktasındaki bu sektörde Durağan, Durağanlılar fark atabilir. İşte bu nedenle komşu ilçeleri bırakın dünyaya açılan sıfırdan bir fabrika kurabilen bu teknoloji Durağan için oldukça önemlidir. Adından söz ettirmek, marka yaratmak, yeni nesilleri savunma sanayiinde söz sahibi yapmak, yetişen makina mühendislerini, bilgisayar yazılımcısını istihdam etmek, Durağan’a çekmek istiyorsak işte bu fırsat, bu kapı Veysel bey’le aşılabilir. Şimdi nitelikli iş gücüne, dünyanın dört bir tarafına ihraç edilmeye hazırlanan mamüllerde Durağan damgasını görmek istiyorsan şimdi bunun için mücadele et Durağan... Çok geç kalma... kaldığında ise yine çeltik tarlasındaki çileye, kahvedeki dedikoduya çocuklarını, sevdiklerini kurban edeceğini unutma... 2-MİLLİ SERVET.. Dün akşam üstü sosyal medyaya ve gazetemize düşen bir haber beni derinden yaraladı. Alt yapıdaki eksikliği eleştirebilirsin. Yapılan yatırımı yetersiz bulabilirsin. Her türlü suçlamayı yöneltebilirsin.. 17 Trilyonun hesabını seçtiklerinle sorabilirsin.. İyi de be kardeşim bu hırs bu kin ve bu nefret niye? Durağan ilçesinin beğensekte, beğenmesekte yükünü çeken eleştirilerin odağındaki alt yapıda rögar kapağını açıp içine odun atacak kadar odunlaşan seviyesi düşükler aslında kul hakkı yiyen zübükzadelerdir... Dağdaki devlet düşmanı da bu düşüncedeki insanlar sanki devlet düşmanı, milli servet düşmanı değil mi? 3- SOSYAL MEDYA VE DURAĞAN.. Yine bu hafta Sinop’tan bir arkadaşın araması ile bir paylaşımdan haberim oldu. Kendini AKP ile özdeşleştiren, yönetimdeyim diyerek her şeye saldıran başta Gazi Mustafa Kemal’e ve silah arkadaşı CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye ruhuna fatiha okunmayan adamlar diyerek hakaret eden , Sinop ismi ile kendi yetiştirdiği değerlere küfreden, Sinop’a ve Sinopluya saygısı olmayan bir paylaşım beni oldukça derinden yaraladı.. Öncelikle herkese ve her kesime saygı duymak, fikirlerini beğenmesende küfretmeden, hakaret etmeden Durağan’ın ve Durağanlının adını öne çıkarmadan paylaşım yapmak zorundasın. Bilgi olmadığın da ağızdan küfür çıkarmış.. Engin ALTAY’ı beğensende, beğenmesende ismi Sinop’la özdeşleşmiş bir siyasetçi.. Şayet biri hakaret edecekse bu biri asla Sinoplu olmamalıdır. Bir siyasi partinin ilçe başkanı olarak şunu söylüyorum; benim partimden bırakın yönetim kurulu üyeliğini, üyesi dahi olsa başka partiye, sayın Nazım Maviş’e, belediye başkanlarına, ilçe başkanlarına yapılacak saygısızca bir hakaret ve küfür’ün bendeki karşılığı direkt ihraç olmalıdır.. Kimsenin kimseye hakaret etmeye, küfretmeye hakkı yoktur hatta haddi de değildir. Yukardakiler zaten kendi aralarında atıp tutarken, mahkemede hesaplaşıyorken vatandaş olarak seçmenleri birbirine karşı kinlendirmenin, tahrik etmenin tabanda kime faydası olacaktır. Durağanlılar Çorlu’da İstanbulda sırf bu düşüncedeki siyasetçilerin, bu anlamda yaptıkları gaflar hatalar ve medyaya düşen yanlışlar nedeniyle anılmaktan bıkmış ve yorulmuştur. Bir işimiz düştüğünde siyasetçinin hangi partide olduğuna bakmaksızın Sinoplu mu diye baktığımız bir ortamda Türkiye’ye isim olmuş ana muhalefet partisinin 2. Adamı Engin Altay’a laf etmek onu küçük düşürmez sadece söyleyeni küçültür bir de o ilçede siyaset yapan o partide siyaset yapan isimleri.. O nedenle atalarımız derki; “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” bir sözü bize öğüt olarak vermiştir. Kendinizi ve sizinle birlikte hareket eden isimleri, siyasetçileri bu kadar küçük düşürmek size kazandırmadığı gibi ilçeye de bir şey katmaz. Sadece küçültür, küçültür.. O nedenle önce insan olmak hakaret ve küfür etmeden fikirlerimizi, düşüncelerimizi paylaşmak ancak bizi ve Durağan’ı bir yerlere taşır... Saygılarımla..