DURAĞAN GÖÇERKEN İNSANLAR HALA DEDİKODU ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR…

Biz bu hastalıklı halimiz ancak sevdiklerimize yolcu bileti alır burda kalanlara rahmet okutmaya devam ederiz. Seçim meydanlarında durumun kim gelirse gelsin iç açıcı olmadığını alt yapının faturasının Durağan’a pahalıya patlayacağını belirterek belediyenin maaş ödemede zorlanacağını söylediğimde hiç kimse bir anlam vermemişti. Oysa belediyecilik yapmaya kalkanlar önce yönetmek istediklerinin bilançosunu tablosunu ortaya koymalı ona göre projeler hazırlamalıydı.. O nedenle bu dönem bu duruma görmem nedeniyle proje ağırlıklı değil daha çok insan sirkülasyonuna dayalı nüfusa katkı sağlayacak, para girişini arttıracak, esnafı rahatlatacak tanıtıma katkı sağlayacak projelerle toplumun karşısına çıktık.. Durağan şunu öğrenmelidir… Bina ile kaldırımla sokakların dar ya da geniş olmasıyla artık durağan ekonomisini rahatlatamaz, göçü durduramaz! Hastane dev asa boyutta olması ya da üniversitenin en işlek bulvarda bulunması kaymakamlığın gösterişli adalet sarayının fiyakalı olması olması ekonomiyi rahatlatan yatırım dediğimiz ekonomik kazanç sağlayan unsurlar değildir. Çünkü insan yoksa yatırımda yoktur ekonomi de… İnsan var ise hizmette gelir yatırımda… Önemli olanı insan ı tutan tutacak olan projelere ağırlık verilmesi, desteklenmesi sahip çıkılması yol gösterilmesi muhalefete de değer vererek onun üzerinden iktidar sahiplerini uyarmasından geçer.. Durağan olarak daha çok ortak akla, eldeki kaynakların verimli kullanılarak sokaktaki işsiz gence, kahvede oturan vatandaşa, tarlasından ürün kaldıramayan kaldırsa da istediğin bulamayan çiftçiye; yönlendirici, destekleyici adımları atan bir belediye olmak zorunda olduğu gerçeğini artık görmemiz gerektiğidir. Maalesef ilçedeki kötü gidiş yılların birikimidir.. Sadece bir dönemin değil uzun yıllara dayanan plansızlığın ‘O GİTSİN, BU GELSİN’ diyenlerin eseridir. İnatla kullanılan oylar maalesef göçü hızlandırmış her gelen bir başkasının ilçeyi terk etmesine vesile olmuştur. Bu ilçede diğer ilçelerden farklı olan temel özellik yeri geldiğinde değiştirmeyi bilmemesi eleştiriydi küfür sayması, muhalefeti susturması, muhalefet edenlerinde bilgiden yoksun olmasından kaynaklıdır. Son dönemlerde sosyal medya klavyecilerinin bilinçsiz ve bir o kadarda küçük ölçekli eleştirileri, geçmişi görmeden sadece destek ya da siyasi çıkarlar uğruna yaptıkları paylaşımlar inanın ilçeyi daha gülünç hale getiren, bilgisizliğin rağbet gördüğü bilgiye belgeye dayanmayan ama sadece gündem olmak adına yapılan sığ eleştiriler bu ilçeye yakışmıyor. Bu ilçemin okumuşlarını rencide ediyor, görevini yapması gerekenlerin yapmadığı bir yerde akıl tutulması yaşayanlar sadece alkış tutan yine işsiz kalacak olan göç etmeye hazır kesimler olacaktır. Durağan özelinde en çok başarılı olduğumuz konu; çok akıllısı da, iktidarı da muhalefeti de yapılamayanların yapmayanların ya da yapamayanların sorumluluğun Boyabat’a atarak beceriksizlikleri örtmedeki en büyük başarımızdır.. Ne de olsa Durağan halkı Durağan esnafında oluşan Boyabat antipatisi kullanılabilecek en güzel malzeme örtücü vasfı ile konuşanları susturan, konuşturmayan değer olarak öne çıkmaktadır. Oysa her ilçe yöneticisi kendi ilçesine uzanacak ekonomik açılımları sağlamak esnafına, orda ikamet edenlere yeni kazanç kapıları sağlamak üzere çalışan kesimlerdir. Durağan’ın yapması gerekenlerin yapmadığı, yapamadığı ya da beceremediği bir yerde başarılı olanları, küçükleri kendine çekip esnafına kazanç sağlayanları suçlamak en kolay yöntemdir. Durağan’ın Boyabat fobisi, Boyabat’ın Sinop Merkezle yarışı, Ayancık - Türkeli kapışması, Çarşamba - Bafra yarışı ilçelerin kendi aralarında başlattıkları bu yarışta, olan sadece gücünü bilmeden, akıllı adımlarla, ortak hamlelerle geleceğe yön veremeyen küçük ilçeler ve köyler; doğanın kanunu gereği büyüğe doğru hareketini hızlandırmaktadır. Vatandaşa ise siyasilerin kendilerini kurtarma ve bu suçtan arındırmak adına Boyabat’ı suçlamak en kolay yöntemlerden biri olmuştur. ‘Efendim Boyabat bizim kalkınmamızı istemiyor’ haklı gerekçeleri olabilir. Ama unutulmamalı ki; Sinop merkez de Boyabat’ın kendi önüne geçmesini istemeyen ve bu nokta da mücadelesi olan merkez ilçedir. Ama Boyabat he r ne kadar ekonomik verilerde küçülme yaşasa da yapılan yatırımlar noktasında Sinop’un önüne geçmiş uzun yıllara yayılan sağ iktidarların Sinop’a örnek olmasını istediği ölçekte yatırım planlaması yapılmış Türkiye de bu ikilemi iyi yöneten ilçelerden biri olmuştur… Durağan’da nüfus 16 bin seviyelerine inmişken biz hala oltaya takılmış balık misali çırpındıkça batıyor, battıkça da ya zengini suçluyor ya da komşu ilçe Boyabat’a suç atmaya devam ediyoruz.. Oysa somon balıkları misali nehirlere değil derelere dönüp akıntıya karşı ters yüzmeyi başarabilirsek ne olta bizi tutacak ne de biz o olta da büyüklere yem olacağız.. .. Konuşanlar şunu bilmelidir; bir zamanlar Sinop’un 2. Büyük ilçesi olan Durağan gerilerken 9 bin olan nüfusunu Gerze 16 binlere nasıl çıkartmış, Boyabat Sinop merkeze karşı gücünü nasıl arttırmış, Ayancık farklılaşmayı nasıl başarmış bunu araştırıp bu gerçeklerle yolumuza devam etmek zorundayız. Durağan özelinde Vezirköprü’ye bağlı yaklaşık 15 köy Durağan ilçe merkezinden alışveriş yapmakta ekonomik gelir katmaktadır. Yine Dikmen’e bağlı 7-8 köy Durağan’a inmekte buraya ekonomik değer katmaktadır. Bunlar yakın olmaları yolların iyi olması ile doğru orantılıdır. Vezirköprü yolunun yapılması km olarak düşmesi, ile birlikte Vezirköprü’ye bağlı köyler , aradıklarını bulacakları Vezirköprü’ye giderek ilçemizde ekonomik kayıplara sebep olacaktır. Kısacası doğanın kanunun gereği dereler çaylara, çaylar ırmaklara, ırmaklar nehirlere, nehirler okyanuslara akar. Biz önce çevremizde bize katma değer yaratacak olan köylerimizin beklentilerini karşılayacak aradığını bulacak bir alt yapıyı oluşturmak sonra da akar getirecek geçiş noktası üstünlüğümüzü ortaya çıkartacak projeler üretmeliyiz… Bunu başaracak adımları atamazsak değirmen misali; su gelir değirmen döner amma buğdayı , mısırı öğütülecek tahılı yok ise taş öğütür, insan öğütür, ömür çürütür bu ilçe vesselam..