Bugün bir konferansa katıldım. Görme engelli bir kadın’ın konferansı. Ve o insanlara yardım etmek isterken ne kadar zarar verdiğimizi anladım. Karşıdan karşıya geçmelerine yardımcı olmak istediğimizde bile onlara zarar verebileceğimizi öğrendim. Tahmin ettiğimizden daha fazla şeyin bilincinde olmadıklarını anladım, yeşil bir ağaç ne demek bilmediklerini fark ettim. Bir kere o denizin gökyüzünün sonsuz mavisini göremediklerini hayal bile edemediklerini ve en kötüsü de en çok onu görmek istediğini duymak bir kere daha her şeyi anlattı bana.
Bir favori rengi olmasını çok istemesi yüreğime dokundu mesela, keşke engel bir tek onun gözlerinde olsa bizim dilimizde olmasa ve ben ona tüm renkleri anlatsam. Sonbahar denince akla gelen o renkleri o renklerin hissedirdiklerini ona tek tek anlatsam.
Onun favori rengini bulmasını sağlayabilsem ve keşke ona bu yılbaşında hediye olarak tüm renkleri verebilsem.
Benim en sevdiğim renk olan maviyi anlatsam. O güzel rengi.
Sadece siyahi kafalarında tasarlayabilmeleri de üzdü beni.
Kar yağdığını, yağmur yağdığını anlatamamak da...
Başka bir şey daha öğrendim. Rüyalarında sadece ses olduğunu ögrendim. Onun rüyaları olabilsem keşke dedim. Rüyaları olup ona dünyamızı çok olmamasına rağme güzel insanları göstersem rüyasında. Ona görmek istediği her şeyi verebilsem keşke.
Bizim nefret ettiğimiz dünya’yı onların bir kere olsun görebilmeyi ne kadar istediklerini anladım. Yanından geçtiğimiz bir baharatçının bizi rahatsız eden kokusunun onların pusulası olduğunu, biriyle giderken geçtikleri kaldırımları yollarını bir daha bulabilmek için tek tek saydıklarını...
Ailelerin çocuklarını saklamaya çalıştıklarını öğrendim. Öğrendikçe üzüldüm, her öğrendiğim beni biraz daha üzdü.
Bir işitme engelliyi anladım mesela bugün bir konuşma engelliyi aslında hepimizin saniyeler içerisinde o hale gelebileceğimizi anladım.
Ve en çok da şunu anladım ki; Mecliste nasıl kadın kotası varsa bir o kadar da engelli kotasına ülkemizin ihtiyacı olduğunu çünkü bizim ülkemiz kendi başına gelmediği sürece anlamayan bir sürü insanlar dolu ve bu hükumetin o insanları anlaması için meclise engelli bireylere ihtiyaç olduğunu. O insanların iletişim kurabilmeleri için verdikleri para mesela aldıkları ses komutlu telefonları anlattı kadın bize ve ne kadar pahalı olduğunu da...
Mesela bir mimara bina yaptırmadan önce tekerlekli sandalyeyle bir tur attırmalıyız ki belki o zaman onlara uygun bina yapabilir.
Belki o zaman kaldırımları onlara uyarlayabilirler. Belki o zaman saçma sapan insanların trafik ışığının sesinde rahatsız olmasından dolayı o sesi kısmayan belediyelere sahip olabiliriz...
Ben bugün bir tek size görme engellileri anlattım çünkü ben bu kadar net bir onları anladım ama bugün ki konferanstan sonra karar verdim ki onları daha çok anlamaya uğraşacağım. Çünkü daha bir sürü engel çeşidi var...
Yerel seçimler yaklaşırken hangi partiden olduğunuz hiç ilgilendirmiyor. Sizin tek göreviniz kadına da, engelliye de, yaşlıya da, çocuğa da, gence de hizmet etmek. Çünkü sizin için beş parmağın birbirinden farkı olmaması lazım o parmakları sizin yumruk yapmanız lazım...