Toplum olarak hemen her konuda taraf olmaya, bizim gibi düşünmeyenleri “öteki” gibi görmeye başladık. Spor takımlarının ötekileri, siyasi partilerin ötekileri, mahallenin ötekileri gibi daha birçok konuda örneklerini uzatabileceğimiz bir ötekileşme sürecinin hep beraber içindeyiz. Son günlerde hem siyasette hem yargı da hemde spor camiasında “ötekiler” üzerine her konuda yorum yapılıyor, tasarrufta bulunuluyor. En çok güvenilmesi gereken adalet mekanızması bile içimizdeki “acabalara” cevap bulmamıza yardımcı olmuyor. Bu durumun en büyük nedeni herkesi öteki gibi görmenin de ötesinde sanırım aşağıda okuyacağınız yazının içeriğini oluşturan sevgiyi kaybetmemiz. Bir Ortaokul öğrencisinin bu yazısını okuyunca ben böyle düşündüm. Acaba yanılıyor muyum? Buyrun sizde bir çocuk gözüyle kaleme alınan bu yazıyı okuyun belki de bana hak vereceksiniz... “Tarih boyunca insanlar sevginin sanki bize sayıyla verildiğini düşünür gibi din, dil, ırk ayrımı yaparak sevgilerini kendilerine saklamış, kullanmaktan hep çekinmişlerdir.Yıllardır olagelenin tersine sevgi olumlu kullanıldığında ortak bir dildir aslında. Peki neden sevgimizi paylaşamıyor ortak dilimizi kullanarak uzlaşma, barış, dayanışma yoluna gidemiyoruz? Cevabını ben söyleyeyim tek kelime ile bencillik. Zaten çıkan savaşların hepsi çıkarlar yüzünden olmamış mıdır? Çıkarlar doğrultusunda birbirimizden nefret etmiyor muyuz? Bir ülke, dünyanın öbür ucundan başka bir ülkeyi sömürüyor, savaşlar çıkıyor. Bu saavaşlardan en çok etkilenen çocuklar oluyor. Yeni nesiller dünyaya, nefretle bakıyor. Sevgi, insan sevgisi yok oluyor... Bu olumsuzlukların yanında bütün milletler barış içinde geçinse, biribirine destek olsa, kkötü zamanlarda uzlaşma yoluna gidilse, gerektiğinde fedakarlıklar yapılsa evrenin ne kadar huzurlu olabileceğini düşünsenize, fakat biz insanız! Hem kendimizin, hem diğerlerini bitiriyoruz. Sadece birkaç yıl değil yüzyıllarca olumsuzluklarından kurtulamayacağımız hatalar yapıyoruz. Bu hatalardan kurtulmak, huzura kavuşmak istiyorsak, sevgimizi paylaşmalıyız. Sevgi paylaşıldıkça huzur artar. Hayatımızda sevgimizi eşit olmayan yollarla, haksızlıkla paylaşmamak için benimsememiz gereken bir düşünce var. Bizler etnik kimliğimizden önce en önemlisi insanız ve ortak dil olarak sevgiyi kullanmalıyız. Dünyamızı daha da yaşanabilir hale getirmek için evrensel sevgiyi , insan sevgisini en olumlu yönleriyle paylaşmalı, paylaştıkça mutlu olmalıyız.”