Söylenecek çok şey var ama susuyoruz maalesef…
İnsanların çoğu donarak öldü ne yüzünden kimin yüzünden? Deprem yüzünden mi? Maalesef keşke deprem yüzünden ölselerdi keşke iktidarımız bu işin altından planlı bir şekilde kalksalardı. Olmadı, yetişemedik insanlar öldü.
Enkazın altındaki insanların belki de tek umudu sosyal medyalardan seslerini duyurabilmekti, siz onlara erişimlerini kapattınız.
insanların tek dallık umutlarını siz yıktınız. Yine maalesef ki çoğu insanın ölümüne siz ve sizin yanlış kararlarınız sebep oldu. Deprem değil. Maalesef ki GEÇ KALAN KARARLAR
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Bu yazıyı yazarken dinlediğim şu 2 kıta bana bir şeyleri anlattı
O karanlık gece de bazı insanların hayatı bitti, bazılarına kaldırımlar ev, bazılarının evleri onlara mezar oldu. Kimseye düşmedi belki anne kucağında can vermek ve evet o karanlık gecenin sabahını çoğu insan göremedi.
Bazı hayatlar bitti evet ama kalan hayatlar, insanların düzeni, hayalleri yıkıldı. Nasıl geri dönecek bu hayaller? Nasıl geri sağlanacak? Bilmiyoruz en kötüsü de bu işte hiçbir şey bilmiyoruz elimizden hiçbir şey gelmiyor.
Unutamıyoruz yaşadıklarımızı olanları…
Kızına mezar alan anneyi kızının elini bırakamayan babayı, çocuklarına bisküvi saklayan amcayı ve dahasını….