Günlük hayatın akışı içerisinde insanoğlu o kadar çok şeyle meşgul olur ki, bazen eğitir çevresini, bazen yol gösterir geriden gelenlerine, bazen suçu birilerinin üzerine yıkarken bazen de yaptığı planları gerçeğe dönüştürmekte zorlanır. Bu girişle ne anlatmak istediğimi birer kıssa ile örneklemek istiyorum. Tebessümle dersi bir arada bulmanız dileğiyle buyrun kıssalara...
Bazen söylediklerimizden çok davranış ve hareketlerimiz daha etkili olur:
“Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum” diye sorar anne yengeç çocuğuna ve ekler: “düzgün yürüsene! “
- “Pekâlâ, anne” der çocuk. “sen önümden düzgün yürü, ben seni takip ederim. “
Akıllı kişinin en önemli özelliklerinden biri de tehlikeli durumlarda konuşmamasıdır: Aslanın biri, bir koyunu yanına çağırır ve nefesinin kokup kokmadığını sorar. Evet diye yanıtlar koyun. Aslan bu yanıta kızar ve koyunu oracıkta parçalar. Daha sonra kurda seslenip ona da ayni soruyu sorar. Hayır diye yanıtlar kurt korkudan. Ancak o da yağcılık yaptığı için aslanın öfkesinden kurtulamaz. Sıra tilkiye gelmiştir. Aynı soruyu tilkiye de sorar. Tilkinin yanıtı şöyle olur: Üzgünüm, üşütmüşüm biraz, o yüzden burnum koku almıyor!
Bazende suçlu diye gördüklerimiz aslında suçu yalnız işlememişlerdir:
Kazlar ve turnalar bir gün ayni tarlada yiyecek ararlarken birden yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler. Turnalar daha çevik ve hafif oldukları için hemen uçarlar. Oysa kazlar ağır hareket ettikleri için avcıdan kurtulamazlar.
Günlük hayatımızda o kadar çok iyi planlar yaptığımızı düşündüğümüz halde bir türlü onları eyleme dönüştüremeyiz:
Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür. Hiçbiri kabul görmez. En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir. Fakat der, kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim kedinin boynuna çan asacak?