Her gecenin bir gündüzü, her başlangıcın bir nihayeti, her yolun bir başı ve sonu vardır.
Yedi yıl önce bir vesileyle yolumuz Durağan’a düşmüştü. Derken oradaki gazeteci dostların birlikte yol yürüme teklifine ‘evet’ dedik ve bugünlere kadar geldik.
Aslında fiziki mesafelerimiz oldukça uzaktı. Ama gönüller bir olunca uzaklar yakın, engeller anlamsız oldu. Zira Balıkesir nere, Durağan nere?
29.04.2011 tarihinde HOŞBULDUK isimli yazı ile sizlere bu köşede merhaba demiştik. Ve o gün bugündür sizlerle dertleşme fırsatı ve imkânı bulduk. Kimi zaman çocuk eğitiminden, kimi zaman aile içi ilişkilerden bazen de haddimizi aşarak spor ve sanattan bahsetme cüretini gösterdik. Ama karşılığında engin hoşgörü ve anlayışınız ile teveccüh ve teşekkürle karşılandık.
Bugün veda zamanı…
Evet, yedi yıldır ‘EĞİTİMCİNİN KÖŞESİ’nden sizlere ulaşan yazılarıma bu haftadan itibaren son veriyorum. Ama hemen ifade edeyim, bu vedanın gerekçesi okurlarım ya da gazete sahibi ve yöneticiler değil, tamamen şahsi yoğunluğum ve başka meşguliyetlerimdir. Bu noktada beni bir kez daha anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum.
Bugüne kadar yazılarımla ??"istemeyerek de olsa- kalbini kırdığım, gönlünü incittiğim yüreğini burktuğum kişiler olmuşsa hepsine hakkımı helal ediyorum ve kendilerinden de helallik talep ediyorum.
Ayrıca öğrencilik yılları Samsun’da geçmiş Çorum damadı ve Karadeniz aşığı biri olarak bundan sonra Sinop, Boyabat ve Durağan’ın Balıkesir’deki ‘fahri hemşehrisi’ olduğumu da bilmenizi isterim.
Yazıma son verirken bendenizi Durağan’a davet ederek güzel insanlarla tanışmama imkân sağlayan Ali Osman ÖNDER’e
Şehir Gazetesi’ni bendenize açan Mustafa EKER’e
Şehir Gazetesi’nin tüm çalışanlarına
Veee
Tüm kusurlarımızı görmezden gelerek yedi yıldır yazılarımızı okuma lütfunda bulunan okurlarıma en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
HOŞÇAKLIN…