Dışarıdan bakıldığında gelinmek istenmeyen…
İçeriden bakıldığında hizmetin engellendiği ve umudunu yitirmiş insanlar kenti..
Gurbetteki Durağanlıların gözü ile bakıldığından yaşanılacak cennet..
Durağan’a biz ne yapıyoruz???
Durağan Sinop’un sosyolojik olarak en
sorunlu, kültürel olarak geçmişi yaşayan
bir örnek, ekonomik olarak ise incelenmeyi
bekleyen nadir ilçelerden biridir…
Bu ilçede yaşayan her birey doktor bekler
hizmet bekler gittiği komşu ilçelerde, kentlerde sosyal yaşamın kendi çocukları içinde
gelmesini ister…
Amma maalesef biz bekleriz de bizi yönetenler, yönetmeye talip olanlar buna ne kadar
duyarlı ve de olayların farkında…
Bu ilçe ile yarış eden bir çok ilçe artık siyasete bağlı olmadan ve kültürel olarak yenilenmiş düşünce olarak değişim göstermiş varlığını sürdürmek isteyenlerin değil gelecekten
kaygısı olanların kontrolüne geçmiştir.
Gelecekten kaygı duymak kötü bir şey
değil en kötü senaryoya hazır olmaktır….
İşte bizim anlayamadığımız ama başkalarının en kötü senaryoya göre hazırlık yaptığı bu
süreçte nüfus ilçe genelinde 20 binlerden
17 binlere inerken hala kraldan çok kralcıların, hukuktan ve yönetmelikten çok ‘benim dediğim dedik’ diyenlerin dümen suyunda ilçe kontrolünü kaybetmiş gemi gibi sallanıyor..
Durağan bu hafta da yine Sinop’un en çok konuşulan en çok takip edilen ilçeleri arasına girmeyi başardı!!!???…
Kimin haklı ya da haksız olduğunun bir anlam ve önemi yoktur….
İlçe olarak zoraki görev yapanların ya da bu ilçeye gelecek olanların bir kez daha düşüneceği bir habere daha imza atmayı başardık…
Personel müdür döver, müdür doktor vatandaş ise dizini döver misali dövülen ise hep ilçe oluyor…
Ama herkes haklıdır…
Sorsanız lafta söz, mangalda kül bırakmazlar…
Haklı olmak ya da böyle bir olayla ilçenin
adını hizmete muhtaç bırakacak hale getirmek kimsenin haddi de hakkı da olmamalıdır…
İnanın kimin haklı olduğuğuyla zerre ilgilenmiyorum..
Çünkü onların haklılık mücadelesi bu ilçeye zarar veriyor.. Unutmayın ki; mutluluk ve huzur en büyük haklılıktır. Yaşadığım tecrübelerden edindiğim en büyük slogan ‘haklı olmayı değil mutlu olmayı tercih ederim’dir… İşte bu minvalde bu ilçeye hizmet edecekseniz hukukla, yönetmelikle ve de
kurallarla hizmet ederek siyaseti ve siyasetçiyi hizmete aracı kılarsanız en büyük iyiliği etmiş olursunuz.. Memurda işçi de huzur bulduğu yerde
çalışır…
Okuyan ya da yöneten sadece siz değilsiniz…
Karşınızdaki insanların da okuduğunu hayatı yönettiğini evini idare ettiğini, her insan gibi kendi sıkıntıları ile birlikte vatandaşlara hizmet ettiklerini düşünerek bir davranış sergilemeniz gerekir.
Bu ilçede müdürsüz kaldık, doktor bekledik, kaymakam yolu gözledik!!!???…
Ama bu ilçeye gelen ya da gelmeyi düşünenler önce tayin istedikleri ilçe hakkında Google hazretlerinin yanı sıra bir çok kanaldan da bilgi alışverişinde bulunarak talepte bulunmaktadırlar… Olumsuz haberlerimiz
sitelerde çıktıkça, ilçenin nüfusu ve kriterleri dikkate alınınca inanın bir çok yetenekli isim nüfusu 2 bini bile bulmayan ama kendi iç dinamikleri ile takdir toplayan yerleri tercih etmektedirler. Durağan’da bu
gün dışardan gelip görev yapan bürokrata, memura, öğretmene sorduğunuzda en azından %90 ının zorunlu görev dönemi nedeni
ile ilçemizde misafir oldukları görülecektir.
Bu ilçede yaşayan bizler aslında etrafımızda olup bitenler karşısında herkesin bize hizmet etmek zorunda olduğunu onun için maaş aldığını düşündüğümüz kadar aynı maaşı daha gelişmiş, daha sakin ve siyasetin kol gezmediği yerlerde de aldıklarını unutuyoruz. Nasıl ki biz ilçede para kazananların kazandıkça metropol kentlere hatta bizim gavur dediğimiz noktalarda daire alıp yaşam
kurduğuna özellikle sosyal demokrat kimliği ile öne çıkan yerleşim bölgelerine akın ettiklerine şahit oluyoruz.
Neden? Niçin? Bunu düşünmeliyiz.
Aslında insanımız özünde milliyetçi, muhafazakâr olmasına karşılık düşünce olarak daha sosyal, katılımcı, bireyin öne çıktığı fikrine ve düşüncesine saygı duyulan yerlere gittiğine tanık oluyoruz. Bunu
niye söylüyorum; hep biz haklı olamayız haklı olduğumuzda bile haksız olduğumuz noktalar olduğunu, eksik kalan bir şeyler
olduğunu düşünecek 1’i 2 edecek ama sıfır etmeyecek düşünceye sahip, siyasetçiye, yöneticiye velhasıl gelecek kaygısı güden elindeki ile hizmeti planlayacak bireylere ihtiyacımız var. Eleştirelim, vatandaşın hak ve hukukunu koruyalım ama haddimizi ve yerimizi bilerek…
Arkamızdaki güçlere, makam alıp makam verenlere güvenerek yöneticilik yaptığınızda devlet olgusu gider siyaset gelir. Devleti siyaset yönetir amma insanı; eğitimi, algısı ve düşüncesi… O nedenle ‘ayinesi iştir kişinin, lafına bakılmaz’ demiş atalarımız…
Biz bu ilçede; laf ile yönetenlerin liyakatla atadıklarına şahit olmadıkça gücü koltuktan sözü siyasetten alanlar oldukça yol gözlemeye, sevdiklerimizi gurbete göndermeye devam edeceğiz… Son söz; İsmi Durağan, etki oranı %100 herkesin haklı olduğu bir
tek düşüncenin suçlu olduğu, siyasetçinin adam olduğu, iktidarın ise korkulan olduğu, atananların ise kral olduğu bir yerde hizmet hak getire!!!…. Siz ‘Durağan’ kalın ey vatandaş! sizin sırtınızdan, sizin oylarınızla niceleri geçiniyor. Senin ise giden evladın, giden sevdiklerin!!!… Sen fon kapısına, onlar gurbete bilin istedim…