Korkma! diyerek başlıyorum yazıma. Çünkü korku pompalayarak paniği arttırdılar. Panik atak sayısı arttı. Bu korkuyla bağışıklık çökertidi. Plandemi gündemiyle tüm gerçek gündem örtbas ediliyor. Zira bu halkın üzerinde psikolojik baskı haline dönüştü 7/24 korku, reklam, dayatma art niyetli. Aşıların parti parti uçaklarla gelmesi yaş sınıfına göre, kişilere göre, mesleklere göre göre kodlanarak getirildi. Geç kaldı hikâyeleri inandırıcı gelmiyor bana. Her yaş grubunda farklı durumlar oluşacak. Belli yaş grubu bazı ulusal haberlere göre 8 ay içerisinde sıfırlanabilir. Şu an aşı olan “Çok iyiyim” diyemiyor. Yaşlılar da aşı sonrası ölüm arttı, sağlamken hasta oldular. Veya felç veya eski sağlık gitti. Hayatta kalan nüfus ise, aşılarla kontrol edilebilen insan modeli oluşturulacak. Aşılar kişiyi normal yaşamından uzak tutacak. Eski yaşamımız aşıdan sonra olmayacak. 6 veya 8 ay arası aşılanma şartı gelecek. O aşıya bağımlı yapılacak. Dünya ülkeleri niye yürüyor? Tartışıyor, araştırıyor, bizde tek taraflı propaganda yürütülüyor. Bakın dünya kadar çağrı yaptık. Ne doktorları, ne bizi karşılarına çıkaramıyorlar. Kaçak güreşiyorlar..
GAVİ’ye yazılı söz verildi. İmza atıldı. GAVİ, DÜNYA BANKASI, UNİCEF, DSÖ, GATES, “Para bizden halkınıza bedava aşı yapacaksınız” dedi. 2020 -2021 arası tüm medyada korku yılı ilan edildi. 2021’de aşılama tarihi verildi. Aslında gözümüze baka baka gelecek tarihin tüm planını anlattılar. Aşıların hiç birisi onay almadı. 6 ayda, “Acil kullanım onayı” verildi. Aşılama tarihi başlangıç 2021, en geç 2025 olarak sözü verildi. Düşünün 2020’de söz veriliyor. 2021, 2025 arası “Herkes aşılanacak dünya geneli” diye. Salgın hikayesi bizde 2020 Mart’ta başladı. Çin’de bizde başladığında bitti. Aşı, ilaç kullanmadı. Sedyeler de titreyenler, kaldırımlar da, sokaklar da ölenler gösterildi. Hepsi kurguydu. Dünya tarihinde böyle ölümler toplu olarak hiç yaşanmadı. Tamamen dünyaya korku ve yeni dünya düzenine geçiş süreciydi. Öldürücü olamayan bir virüs üzerinden insanlar ölüme sürüklendi. Öldürücü olsaydı benim ölmem lazımdı. Ben Covidd hastası olan bir çok kişiyle oturdum, yemek yedim, sarıldım. İstanbul gibi bir yerde milyonların maske taktığı yerde maskesiz dolaştım. Kalabalık yerlere girdim, metroya, metrobüse bindim. Öldüren covidd değil yalan. Öldüren covidd adıyla yapılan tedaviler. Önce insanlara korku verildi. Sonra test, sonra her hasta çeşidine, her yaş grubuna, her bünyeye leblebi gibi verilen 8+8 ilaçlarla ölüme sürüklendiler. Bize çok sayıda mesaj geliyor. “İlaç kullanan iyileşti” dediler. Hayır bünyesinden, yaşından ötürü yırttı. Çoğu yoğun bakıma, oradan entübe, oradan kalp krizi ve göremediğin yerde otopsilerin yapılmasının yasak olduğu yerde öldüler.. Uyandığında efendisine köle olacak herkes. TRT üst üste bilinçaltı haberini verdi. “Elitler yönetecek dünyayı. İnsanlar bağımsız yaşayamayacak” diye. Gönüllü köleleri uyandıramazsak işimiz çok vahim. Çember daralıyor. Herkes bu tezgaha hizmet ediyor. Hacısı da, hocası da. Bir daha ne sevecek partiniz, pırtınız, ne eğlenecek mekânınız, ne de namaz kılacak bie yeriniz olacak. Herkesimi yakacak bir ateş yakıldı. Aşılar bu işin en önemli ayağı. Koruyor mu? Hayır? Etkisi var mı? Hayır. Hasta ediyor mu? Evet. Sağlıklı insanlar daha çok hasta ediliyor. Bulamadıkları bir virüsün aşısını niye bu kadar reklam ediyorlar? Niye üstüne bu kadar düşüyorlar? Yıllara göre ölümler ortada. 2020, 2021 ölüm oranı 2009’un bile gerisinde. Yoğun bakım 2021 %68 dolu 2019’da %90 dolu orandaydı. Benden demesi aşıdan uzak durun!
ALİ OSMAN ÖNDER