KURU EKMEĞE MUHTAÇ OLMAK AÇLIK DEĞİLMİŞ!

KURU EKMEĞE MUHTAÇ OLMAK AÇLIK DEĞİLMİŞ! Maalesef tüm dünya da hızla artan COVİD 19 salgını can almaya hayatımıza yeni kısıtlamalar getirmeye devam ediyor … Ekonomik sıkıntılarda esnaf, emekli, çiftçi başı çekiyor… AKP Denizli milletvekili CHP Grup Başkan vekili Engin Alltay’ın konuşmasının arasına girerek ; “Millet kuru ekmek yiyorsa demek ki aç değil!” Cümleleri ülke gündemine oturdu, fakir fukaranın esnafın midesine ise sözleri… Büyük önderin şu sözleri de “Bu memlekette çalışmak isteyenler, bu memleketi idare etmek isteyenler memleketin içine girmeli, bu milletle aynı şartlar içinde yaşamalı ki ne yapmak gerekeceğini ciddi olarak hissetsinler.1923 - Mustafa Kemal ATATÜRK(Kaynak: Atatürk ve Siyaset)” seçtiklerimizi tanımamız açısından bu söz önemlidir. Maalesef onlar bizim gibi düşünmediğinde paraları ya da talimatla bir yere geldiklerinde partilerde demokrasi ile değil imkanlarıyla seçildiklerinde bugün vatandaşı düşünmesi beklemek mümkün değildir. Büyük önderin dediği gibi “bu milletle aynı şartlar içinde yaşamalı ki ne yapmak gerekeceğini ciddi olarak hissetsinler” bu sözleri söyleyebilenler, bizim gibi hissetmiyor bizim gibi hayatın içinden gelenler olmadığının da göstergesidir. Bu gün aç ile tok arasında, zengin ile fakir arasında seçenle seçilen arasında bariz farklar oluşmuştur. Tuzu kuru olanlar milleti kuru ekmeğe muhtaç bırakanlar, kuru ekmeğin yeniyor olmasını bile aç olmamaya bağlarken, fırıncısı; un fiyatlarına, artan maliyete, manavı; nakliye fiyatlarına halde verilen komisyona, üretici çiftçi; gel git arasında tarladan zararına topladığı ürüne ithalat ürünlerinin çiftçiden pahalı olmasına rağmen ithal ediliyor olmasına, kamyoncu; artan yakıt fiyatına, bakkal market; mahalle aralarına giren zincir marketlere, kahveci , garson, lokanta ise derman olmayan iktidara, açılmayan dükkanlarına rağmen vurdumduymazlığa isyan ediyor!!!!… COVİD 19 nedeni ile ülkemizde uygulanan kısıtlamalar birçok sektörü kısmen birçoğunu ise doğrudan orantısız biçimde etkilemektedir. Bu gün kuru ekmeğe muhtaç olsak ta, sevdiklerimizi kaybetmemek adına çok daha dikkat etmemiz gereken bir süreçten geçiyoruz… SEVDİKLERİNİZİ KORUMAK İÇİN KURALLARA UYUN MASKENİZİ TAKIN MESAFENİZİ KORUYUN…   KURAKLIK VE DURAĞAN! Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kuraklık alarmları verilmeye başlandı. Uzmanlara göre, önlem alınmazsa Türkiye 20 yıl içinde ‘su fakiri’ bir ülke olacak. Özellikle bizim gibi sulu tarıma muhtaç yerlerde su yaşamın ana kaynağı olduğu kadar çeltik gibi tarım ürünü eken çiftçinin de geçim kaynağıdır. Geçtiğimiz yıl çok zor şartlar altında yüksek elektrik bedelleri ödeyerek ‘ha bu gün! ha yarın! bitti bitiyor’ diyerek korku ile ektikleri tarlalardan ürünleri kaldırdılar. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık, gelmeyen yağış baraj ve göletlerdeki su doluluk oranlarında yaşanan düşüş 2021 için tehlike çanlarının çalmasına sebep oluyor. Vatandaşın mağdur olmaması üretimin durmaması için acil ve gerekli önlemlerin alınması elzemdir. Özellikle alternatif suya az ihtiyaç duyan tarım ürünleri üzerinde çalışmalar yapılması alım garantili ürünlere çiftçinin yönlendirilmesi teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu gidiş bir felaketin habercisidir. Tüm su kaynaklarının alarm vermeye başladığı DSİ’nin verilerinde ve bölgemizde yaşanan baraj ve gölet doluluk oranlarının görülmemiş biçimde düşmüş olması yer altı su kaynaklarına yönelimin artması yer üstünde olduğu gibi yer altında da ciddi tehlikeleri beraberinde getirecektir. Yer altı su kaynaklarımız gerek doğal yapının bozulması gerekse bilinçsiz kullanım neticesinde zaten oldukça yara aldığı uzmanların dile getirdiği önemli bir konudur. Yeraltı sularının bilinçsizce kullanımı da ekolojik dengeyi bozar. Bir zamanlar su ülkesi olan Türkiye’nin son 5 yılın en kurak yılını yaşıyor. 2021 ne getirecek? belli değil ama bilinen gerçekse su ile yapılan tarımsal girdilerimizde ciddi bir düşüş yaşanacağı, üreticinin zarar göreceği ya da alternatif ürünlere yönlendirilerek tarlanın boz üreticinin de yeni bir umuda yelken açmasının zamanının geldiğidir. Durağan !da İkiz göletlerde bu gün itibarı ile su yok. Yarın nasıl dolar? bilen önlem alan yok. Su olduğunda her türlü şartta kullanılan ama olmadığında ise ne yapacağını, ne yapılması gerektiğini öngören bilen yok! Velhasıl Gökırmak suyunu başından keserlerse, Dodurga vermez, İkiz Gölet dolmaz ise Saraydüzü barajından yeterli su sağlanamazsa Türkiye kuraklığı Durağan yıkılmışlığı, üretici sefilliği konuşuyor olabilir…. Gelin kaynaklarımızı uzmanların görüş ve önerileri doğrultusunda doğru ve zamanında alınacak önlemlerle 2021’e hazırlanalım: 2021’in belirtileri iklim açısından tatmin edici değildir. Bulutlarda yağmur, gölet ve barajlarda su yok.. Üstelik ilkbaharda bunları besleyecek dağlarda kar yok… İktidar teknolojiye yatırım yapıyor çiftçi toprağa… Esnaf deftere yazıyor, üretici borsada endekse.. Memur, işçi maaşa bakıyor tüccar desteğe, müteahhit bankaya genç geleceğe bakıyor… Sizi saymadığım ise kusura bakmayın COVİD hem dünyaya hem de bize, aşı ise herkese dert oluyor…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.