KURUMLAR TARTIŞIYOR DEVLETE GÜVEN KAYBOLUYOR

            Bu ülkede gün geçmiyor ki yeni bir tartışma tüm tartışmaların önüne geçmesin..
    Evet maalesef bizde hukuk farklı yorumlarla farklı açıklamalarla günden güne eriyor..
     Hatay milletvekili Can Atalay davasında Anayasa mahkemesinin hak ihlali kararı vermesi yerel mahkemenin kararı Yargıtay’a devretmesi Yargıtay 3. Ceza dairesinin kararda ısrar ederek kararı alan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması içinden çıkılmaz bir hal aldı.
    Oysa AYM ne bireysel başvuru hakkını getiren AİHM’e gidilen yolu kapatmak için adına Türkiye içerisinde yargılamadaki son nokta olarak oluşturulan kapı şimdilerde hedef tahtasında..
    Peki ne oldu? 
    Gezi Parkı’na AVM yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yürüttü. Gezi Parkı davasında yargılandı, 2022’de 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2023 genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisinden Hatay milletvekili seçildi. Halen Silivri Cezaevi’nde tutuklu..
    Yani seçimlere girerken aday olması yönünde  bir sakıncası bulunmadığı yönünde sabıka kaydı alan  ve bu nedenle aday olup seçilen  Atalay krizin başlangıç noktası oldu.
    Geciken adalet adalet değildir ilkesi bir kez daha kendini kanıtlamış oldu.
      14 Mayıs’ta gerçekleşen seçimlerde milletvekili seçilen Atalay’ın milletvekili olması nedeni ile  yargılamasının durması gerektiğini belirten hukukçular vardı. Bu nedenle yargılanamayacağını belirterek dosyasının ayrılmasını Atalay’ın serbest kalmasını istiyorlardı
    Yargılama milletvekili olmasına karşılık devam etti ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi  17 kişi hakkında verilen hükümlere ilişkin yapılan itirazı 28 Eylül 2023 tarihinde karara bağlayarak onayladı.
    Sonuç anayasa yönünden AYM mahkemesine gitti.
    Bu hakkı veren ve AYM mahkemesine bireysel başvuru hakkını getiren iktidarın açtığı mekanizma çalıştı. AİHM’ne gitmeden Türkiye de iç hukuk yollarının son merci AYM kararı verdi.

    Anayasa Mahkemesi 25 Ekim’de Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla hükmetmişti. Dosyayı inceleyen 14 üyeden 5’i bu karara muhalif kalmış, Atalay’ın haklarının ihlal edilmediğine kanaat getirmişti.
    Anayasa Mahkemesi, yeniden yargılama ve tahliye için kararını İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Yerel mahkeme ise kararı Yargıtay 3. Ceza dairesi’ne göndermesi ile olayın seyri değişti. YARGITAY 3.  Ceza dairesi kararı  uygulamadığı gibi AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak krizin fitilini ateşledi. 
     Şimdi bütün ülke bunu konuşuyoruz..
    Ne gündem ama...
    Söze  geldi mi, anayasa tüm kurum ve kuruluşları bağlar uygulamaya geldi mi , senin yetkin değil..
     Diyen bir ülke olduk..
 AYM kararları uygulanmayacaksa niye kuruldu niye  yetki verildi?
    Bu gün yaşadığımız bu tartışma hukuku da tartışmaya açmış durumda..
    Kişiye göre hukuk, iktidara göre hukuk..
     Adına ne derseniz deyin..
     Ama asıl olan  anasal güvencemiz ortadan kalkarsa tüm kurumlar ortadan kalkar..
     Tüm kurumlara anayasaya göre çalışır yetkiler anayasaya göre belirlenir.. Anayasa  tarife der yetkileri insan haklarını ve medeni hukuku.
     Cumhurbaşkanı anayasaya göre seçilir, milletvekilleri ona göre belirlenir.. Yemin anayasaya göre yapılır.. 
    O nedenle Anayasa’nın ilk dört maddesi değişmez değştirilmesi teklif dahi edilemez tartışması yaşanır..
    Anayasa devletin kuruluş tapusudur varlık sebebidir.
     Şimdi tartıştığımız konu ise olayların kararların ve kurumların anayasaya uygun olup olmadığını denetleyen kurumun aldığı karar bir başka yargı erki tarafından yok hükmünde sayılıyor kararı alanlar hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Yüce divan sıfatı ile Cumhurbaşkanının başbakanı bakanları yargılama yetkisi olan AYM şimdi kendini yargılaması isteniyor?     
    Suç duyurusu havada..
     Kim yargılayacak?
    AYM..
     Peki kendi aldığı kararı nasıl yargılayacak?
    Bilen yok..
    Hukukçular bölündü siyaset nabız yokluyor.. Hiç kimse vatandaşın ne düşündüğünü,  neye güven duyacağını, kaybedilen güvenin devlete olan güven olduğunun farkında bile değil!...
    Hepimize geçmiş olsun...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.