KUTUPLAR DEĞİŞMEZ AKTÖRLER YER DEĞİŞTİRİR!

Meydanlar ısınmaya hazırlanıyor.. Sözler sertleşiyor.. Beklenmedik hamleler geliyor.. 12 aydır yürütülen çalışmalarda artık aday açıklanacak açıklandı denildiği bir anda 6’lı masanın güçlü aktörlerinden İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in açıklaması ile 6’lı masa 5’li masaya dönüştü.. Demokrasi süreci; birbirini anlama ve uzlaşmadır. Asıl olan ortak noktalarda kendi evininin önünü temizleyerk karşı komşuyu suçlamadan komşuluk ilişkilerini yürütebilmektir. Millet ittifakı bileşenleri bundan sonraki süreçte yollarına sanırım İYİ parti olmadan devam edeceklerdir. Onların söylediği şu söz doğrudur. Millet 5’ten büyüktür.. Velakin şu da bir gerçektir. Birini masaya çağırdıysanız onunla görüşüryorsanız onun görüşlerine değer veriyorsunuz demektir. Belki oyları düşük, belki seçime girip kendini kanıtlamış partiler de olmayabilirler. Velakin bir siyasi parti olduklarını ve onun liderleri olduğu gerçeğini asla değiştirmez. Bir masanın etrafında toplandığınızda aldığınız oy oranı ile değil demokratik süreç için bir araya geldiğinizde eşit ve anlaşılır bir süreç yürütürsünüz. Oturduğunuz o masa da kendi görüşünüz doğru olsa bile çoğunluğun kararına uymayacaksanız, diğer siyasi partileri yok sayacaksanız nerde kaldı demokratlık? Nerde kaldı siyasi düşüncelere saygı! Ve ortaya sürdüğünüz isimler kendi partinizin üyesi olmamasına karşılık sürekli oturduğunuz masanın kurucu partisine yönelik lider olarak o partinin belediye başkanlarını ortaya atmakta doğru bir davranış değildir. Bu aile içine karışmak gibidir. 5 siyasi partinin ortak adayını kabullenmemekte kendi adayında diretmekte ne kadar doğru bunu süreç gösterecektir! 12 aydır yapılan çalışmalar, yapılan açıklamalar ve 6 liderin altına imza attığı katkılar, deklarasyonlar sonucunda seçmen dün altına imza attıklarını unutanlara millet nasıl güvenecek? Şimdi masaya karşı bir güven sorunu oluşturma girişimi İYİ Parti’nin bu hamlesi sonrası daha kenetlenmesine yol açacaktır. Bu seçim 11 büyükşehir belediye başkanının ve iktidardan kurtulmak isteyen kitlelerin seçmene olan yaklaşımı ile şekillenecektir. Bu ülkede yapılanm anketler göstermektedir ki; Erdoğan’a kesinlikle oy vermem diyenlerin oy oranını % 56 olarak gösteren anketler var. 2018 ‘de girilen seçimlerde Erdoğan %52 ile seçim alırken Erdoğan karşıtı olan kesim %48 oranında idi. %48 lik kesimde şimdilik bir değişim yok gibi duruyor. Aksine yaşanan ekonomik krizler , depremde ortaya çıkan aksaklıklar ve en önemlisi Z kuşağı gençliğin 20 yıldır AKP dışında bir iktidar görmeden seçime gidiyor olmasıdır. Z kuşağı seçmenini ise ne geçmiş ilgilendiriyor ne de Erdoğan’ın söyledikleri! Onların tek gayesi okudukları branşta iş bulabilmek, umutlarını sürdürebilmek, ailelerine yük olmadan hayata tutunabilmek. Mevcut iktidarın dolayısı ile Erdoğan’ın ayrıştırıcı söylemleri, il ve ilçe teşkilatlarının adam kayırmacılığı, haksız uygulamaları, adama göre muamelesi, gözle görülür hukuk ihlalleri bu kuşağın tercihinde karşısındaki adayın şansı olarak ortaya çıkmaktadır. Velhasıl İYİ Parti de üst yönetim ne derse desin tabanda Erdoğan karşıtlığı muhalefetin en büyük şansı olacaktır. Merkez sağda İYİ parti’yi alternatif olarak görenlerin hayalleri yıkıldı. Bu seçimi kader seçimi Türkiye’nin seçimi olarak nitelendiren İYİ Partililerin bir kısmında tepki çoktan oluştu bile... Bu durumda uzun zamandır rahatsızlık çeken gerek FETÖ suçlaması ile gerekse hain suçlaması ile sürekli gündemde CHP - İYİ Parti birlikteliğinden doğan enerji iki seçmen kitlesinde de büyük bir umut ışığı yakmıştı. İYİ Parti yöneticileri ve kadrosu dışında kalan seçmen kitlesi bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanması sonrası Erdoğan karşısında onun etrafında birleşecektir. Çünkü yerelde asıl sıkıntıyı çeken iktidarın cebberrut tutumundan ve bürokrasiden sıkıntı duyan, sürekli muhalefette kalan taban asla AKP ile yanyana olmayacaktır. İşte bu nedenle bu seçim beklenenin aksine farklı sonuçları ile analiz edilecek yeni sürpriz gelişmelere sahne olacaktır. Siyaset kazanan aday üzerine kurulmaz! Kazanmayı arzulayan ve bu yönde kendi düşüncesi ile hareket eden bireylerin birlikteliğidir. Milletin dediğine değil millete yol gösteren ve yön veren anlayıştır siyaset... İşte bu nedenle kendini ve projelerini anlatmak yerine isim ile yola çıkanlar; ülkenin geleceğine değil şahısların geleceğine yatırım yaparlar. Bu gün olduğu gibi...