Dünya pandemi ile uğraşıyor hızla artan vaka sayıları endişe veriyor..
İktidar valiliklere topu atarak kendini korumanın yolunu seçiyor..
Hınca hınç dolu otobüs, minibüs AKP kongresine gidiyorsa okunmuş, üflenmiş hatta koronaya talimat verilmiş olacak ki; lebalep dolu salonlara, araçlara bulaşmıyor!!!???
Oysa tarlada, yolda, kaldırımda sigara içen, çay içeni bulma becerisi gösteren, hatta mesafeyi korumayanları gören korona efendinin(!) salonları girme yasağı bulunuyor!!!!
Ama, lokantaya kahveye, düğüne organizatöre bulaşma yeteneği yüksek seyreden korona efendinin tek derdi muhalifler ve de esnafla olunca inanın benim bile sorasım geliyor;
- Efendiler koronayı siz mi icat ettiniz? Genetiği ile oynayıp kamera mı taktınız?
- Bu ne menem bir şeydir ki; kime gideceğini kimde duracağını ya da nerelerde, ne zaman olması gerektiğini çok iyi biliyor…
- Lebalep salonlar da görülmeyen korona sokakta, tarlada esnafta kol geziyor…
- Vatandaşa verilen uyarılarda;
- Bir arada durmayın…
- Mesafeyi koruyun..
Deniyor. Denmesine de iş kendi kongreleri olunca ne bakan dinliyor, ne sağlık, ne mülki amir ne de kolluk kuvveti..
Bir otobüs dolusu insan hareket ediyor.. Alkışlamaya oy kullanmaya coşmaya gidiyor.. Ekmek derdi yok, ödenecek vergisi, kapısını çalacak muhasebecisi, ay sonu ödenecek kredi bulunmayanlardan mı oluşuyor bu takım onu anlamış değilim!!!!…
Oysa otobüs yazıhaneleri bilet satarken, koltuk sayısı ve mesafe kuralına dikkat et..
Lokantacıysan içeri de müşteri tutma, kapının önünde servis yapma, ayak üstü sigara içme, kalabalık oluşmasın, dükkan önünde kimse bulunmasın diyenler AKP kongresine giderken ne denetim, ne kural tanıyor!!!…
İşte bu da esnafı rahatsız ediyor vatandaşı konuşturuyor kurallarınızı sorgulatıyor..
Oysa insan sağlığı için başladığınız ve geçim kaynaklarına müdahale ettiğiniz, kapısına kilit vurdurduğunuz insanlar geçinemiyor, işçisine maaş, işyeri sahibine kira, ay sonu muhasebeye para evine çoluk çocuğuna yiyecek ekmek bulmakta zorlanıyor..…
Korona ya herkesi kapsayıp bulunduğu yere hapsetsin ya da bırakın insanlarımız artık kaderine boyun eğip sosyal yaşamın içinde yer alsın…
Bir tek iktidara özgü serbestlik anlayışı ile lebalep dolu salonlarınızla ancak insanların kafasında soru işareti bırakır, devlete olan güveni zedelersiniz….
Yıllarca size oy veren seçmende, sizden başkasını görmeyen gençte şu soruyu soruyor;
-Korona da belirlenmiş hedefleri gösteren çip mi var abi? Bu nasıl bir virüs ki; kurallar esnafa, yasaklar gençlere ve 65 yaş üstüne, aylarca bulaşmama garantili HES kodu ise herkese sorulurken virüs AKP üyesine dokunmuyor mu?
Bu soruya cevap vermek zor..
Ama iktidar partisine ve Sağlık Bakanına bir önerim var.. Bilimsel olarak ve bilim kurulunun tavsiyesi alınarak %100 etkili olduğu düşünülen ve salonlarda meydanlarda mitinglerde bulaşmazlığı test edilmiş(!) ‘lebalep’ tescilli bir ihraç ürünü oluşturabiliriz.
Dünya aşı da başarılı olamadı. Bir çok ülkede hala aşı yok..
Lebalep marka tescili ile aşıdan önce bu ülkelere girebiliriz. Televizyonlarda bu kalabalığı görüp de bulaşmayan virüse karşı en etkili ilacın lebalep markası olacağını mutlaka görecek ve ikna olacaktır. Ülkemizde de esnafımızın dükkanına maşallah yazısından sonra gerek sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın okuduğu o sihirli sözcükle günün belirli saatlerinde işyerleri kahve ve lokantalarda ‘lebalep’ diyerek virüsü uzaklaştırabilir. Bu tescilli ve ikna edici sözcükle bir dünya markası yaratabiliriz(!!!!) Ankara da ve bir çok noktada yapılan AKP kongrelerinde lebalep dolu salonlar ve dışardaki kalabalık koronaya aşının değil sihirli bir elin ve sözcüğün hükmettiğini göstermiştir. Artık zamanıdır! Şu koronaya esnaf için muhalefet içinde bir ‘lebalep’ çekme vaktidir…
Son günlerin moda sözcüğü lebalep çok yakın zamanda ya bir ilacın ya bir firmanın markası olarak önümüze sunulursa tutacağından hiçbir şüphem yoktur.. Çünkü kalabalıklar tarafından teyit edilmiş faz 3(!) çalışmaları geniş kitlelerde test edilmiş, mükemmel sonuçlar elde edilmiş (!) bu marka ile Türkiye Avrupa’nın önünde, Dünya sağlık örgütünün gözbebeği(!) olmaya namzettir. Saygılarımla…
