AK Parti Sinop Milletvekili ve Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Dr. Nazım MAVİŞ, 13 Aralık 2020 Pazar günü TBMM’de Bütçe Görüşmeleri kapsamında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bütçesi üzerinde önemli konulara temas etti.
Üniversite Kalkınma ve Medeniyetin Kaynağı
Maviş, Büyük Selçuklu Medeniyetinin arkasında Nizamiye Medreselerinin olduğunu, Fatih’in kurduğu Sahn-ı Seman, Kanuni’nin kurduğu Süleymaniye Medreselerinin, Osmanlı inkişafının en önemli kaynakları olduğundan bahsederek “Ülkemizin inkişafının en önemli kaynağı olarak üniversiteleri görüyoruz” dedi.
Sinop’taki Vatandaşımızın Çocuğu Sinop’ta Okuyabiliyor
Maviş, Şırnak’taki vatandaşımızın çocuğu Şırnak’ta, Sinop’taki vatandaşımızın çocuğunun da Sinop’ta okuyabilmesi için
her ile üniversite açtıklarını, Türkiye şehirleştikçe, zenginleştikçe, genç nüfusu arttıkça üniversiteleşmeye
olan ihtiyacın da arttığını, her ile üniversite açmalarının bu büyük dinamizmin sonucu olduğunu ifade etti.
Herkese Bilim Yapma İmkanı Sağlandı
Maviş, her ile üniversite açılmasıyla akademisyen ve bilim insanı sayının arttığını, doktora eğitimine erişimin kolaylaştığını, araştırma için daha çok kaynak sağlandığını ifade etti.
Her ile üniversite uygulamasıyla bilim ve düşünce hayatımızın elitizmin kıskacından, sınıfsal, etnik, ideolojik kast yapısından uzaklaştırıldığını, inanç ve kimlikleri nedeniyle Anadolu çocuklarının bir kısmına kapalı olan bilim yapma, düşünce üretme imkanının herkese sağlanarak düşünce hayatımızın çoğulculaştığını, çeşitlendiğini ve demokratikleştiğini ifade etti.
Akademi Toplumla Bütünleşti
Maviş, her ile en az bir üniversite açılmasıyla akademimizin toplumla ve şehirlerle bütünleşerek şehirlerin büyüme ve değişim hızını artırdığını, sadece ülkemizin değil, şehirlerimizin de gelişmesine, sanayisine, kültür ve sanatına, sosyal hayatına katkı sağladığını dile getirdi.
80’li, 90’lı yıllarda ülkemizde yaşanan kısır siyasal çatışmalar, hükümet krizleri sebebiyle çağ nüfusuna sunulamayan yükseköğretim imkanının AK Parti iktidarlarının ürettiği istikrar, huzur ve ekonomik refah sayesinde yakalanabildiğini söyledi.
YÖK ve Üniversiteler Asli İşine Döndü
Maviş, AK Parti İktidarı ile YÖK ve üniversiteler asli işlerine döndüğünü, bin bir zahmetle, zorlukla üniversitelerin kapısına gelen Anadolu’nun başörtülü çocuklarının üniversite kapısından kovulmadığını, mezuniyet programlarında diploması verilmeyen, kürsüye çıkarılmayan, çıksa bile yaka paça indirilen başörtülü öğrenci görüntülerinin tarihe karıştığını ifade etti.
Maviş, sahip olduğu siyasal kimlik ya da İmam Hatip Lisesi mezunu olması sebebiyle yüksek lisans, doktora mülakatları ya da yeterlilik sınavlarından artık kimsenin elenmediğini, ailelerin üzerindeki harç yükünün kaldırıldığını, YÖK’ün milletinin değerleriyle didişmekle değil, kaliteli eğitimle uğraşmaya başladığını sözlerine ekledi.
Üniversitelerimiz Dünya Üniversiteleriyle Rekabet Edebilmeli
Maviş, bu aşamadan sonra üniversitemizin kalitesine odaklanmamız gerektiğine, üniversitemizi, bilim üretiminde, düşünce üretiminde, hem kendi üniversitelerimizle, hem de dünyanın önemli üniversiteleri ile rekabet edebilir, yarışabilir hale getirmemiz gerektiğine değindi. Maviş, “Yakından takip eden biri olarak YÖK ve üniversiteler bu bağlamda çok önemli adımlar atmaya devam etmektedir.” dedi.
Kalite Kurulu ve İhtisaslaşma Nitelik KazandıracakMaviş, Kalite Kurulu’nun kurulmuş olmasını ve üniversitelerimizde ihtisaslaşma uygulamasını doğru bulduğunu, bu çerçevede; Bölgesel Kalkınma Odaklı, Tematik, Mesleki Eğitime Dayalı ve Araştırma Üniversitelerinin hedefe ulaşmada önemli rollerinin olacağına işaret etti.
Maviş, ayrıca 100/2000 doktora programı projesinin güçlü Türkiye hedefi için, insan kaynağı ihtiyacımıza çok büyük katkı sunacağını doktora eğitimine disiplin ve nitelik kazandıracağını ifade etti.
Uluslararasılaşmanın Stratejik Önemi Var
Maviş yükseköğretimde uluslararasılaşma konusuyla hususi olarak ilgilendiğini, ülkemizin bölgesel ve küresel güç olma ve milletimizin stratejik hedefleri için en önemli yumuşak güç olması itibariyle önemsediğini, başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere bütün bir gönül coğrafyamızda Türkiye’nin kültür elçisi olma ve kültürel diplomasisine katkı açısından önemli bir fırsat olarak gördüklerine değindi.Bütün Öğretmenlerimizi seviyor ve kıymet veriyoruzKemal Kılıçdaroğlu’nun 24 Kasım Öğretmenler gününde talihsiz bir konuşma yaptığını, kendilerine oy vermeyen öğretmenleri ötekileştirici, tahkir edici ayrımcı ifadeler kullanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Maviş, “Bana bir harf öğretinin kırk yıl kölesi olurum. demeyi şiar edinmiş bir terbiyenin mensupları olarak, siyasi tercihlerine bakmaksızın, hangi partiye oy verirlerse versinler, bütün öğretmenlerimizi yalnız öğretmen oldukları için seviyor ve kıymet veriyoruz. Böyle yapmaya da devam edeceğiz” dedi.
