Yaygın olarak görülen reflünün ülser, koroner kalp hastalığı ve safrakesesi taşı gibi başka hastalıkların habercisi olabileceğini belirten uzmanlar, mide ekşimesi ve yanmasının dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Yaşam kalitesini düşüren reflüyü önlemek için akşamları ağır yemeklerden kaçınmak, az ve sık yemek, yatak başını yükseltmek gibi bazı tedbirler etkili olabilir.
Mide Yanması Dikkate Alınmalı
Op. Dr. Şerafettin Özer, Reflü (GÖRH) hastalığının evrensel olarak kabul edilen bir tanımı bulunmadığını belirterek “Hastalığı belirtilerine göre tanımlamak en basit yaklaşımdır. Ancak mide ekşimesi (mide yanması) ve mide asidi geri kaçması gibi reflü göstergesi olduğu düşünülen belirtiler toplumda çok yaygındır ve birçok kişi bunları normal olarak değerlendirir ve tıbbi yardım aramaz” dedi.
Başka Hastalıkların Belirtisi Olabilir
Bu belirtilerin yemek borusu darlığı, diffüz özofageal spazm, özofagel karsinom, mide çıkışı darlığı, safra kesesi taşı, gasrtrit, duodenal ülser, koroner kalp hastalığı gibi başka hastalıklarda da görülebildiğine dikkat çeken Op. Dr. Şerafettin Özer, “O nedenle bu belirti ve şikâyetler görüldüğünde muayene ve incelenmesi tanı için çok önemli olmaktadır” uyarısında bulundu.
Yaşam Kalitesini Düşürüyor
Reflü hastalığının gece belirtileri üzerine yapılan çalışmada toplumda yaklaşık 5’te 1 oranında haftada en az 1 kere gece mide ekşimesi ve mide yanması olduğuna dikkat çeken Özer, “Mide ekşimesi olanların % 80’inin gece, % 65’inin hem gece hem gündüz şikâyetleri olmaktadır. %63‘ü uykuya dalışının ve ertesi gün işlerinin etkilendiğini bildirmektedir. %72’si reçeteli ilaç kullanmaktadır. Yaklaşık yarısı (%45) güncel tedavilerin bütün belirtileri rahatlatmadığını bildirmektedir” diye konuştu.
Sistemdeki Sorun Reflüye Yol Açıyor
Yemek borusu ile mide birleşiminde bir yüksek basınç bölgesi bulunduğunu, normal zamanda bu bölgenin kapak görevi yaptığını belirten Op. Dr. Şerafettin Özer, “Bu bölgede halka şekilli askı kas yapısı ve tutturucu liflerden oluşan özelleşmiş bir kalınlaşma vardır. Bu kaslar yutma işlemi yapılırken gevşer, besin borusunun mideye geçişine imkân sağlar; ek olarak, mide duvarı gaz ve sıvı ile gerildiğinde açılır gazın çıkmasına (geğirme) izin verir. Bu sistemin görevini yapamaması GÖRH’e sebep olmaktadır. Mide suyunun, yemek borusuna doğru ters akımına karşı direncin kaybolmasıdır. Bağırsak Kanunu’na göre akım ağızdan anüse doğrudur” diye konuştu.
Aşırı Yemek Mide Duvarlarının Gerilmesine Yol Açıyor
Aşırı yemek yeme ve yüksek yağ içerikli beslenme alışkanlığına bağlı olarak mide boşalmasının gecikmesinin mide duvarlarının gerilemesine sebep olduğunu belirten Op. Dr. Şerafettin Özer, “Meydana gelen bu gerilme, genişlemiş mide duvarları tarafından kapağın kapatılamamasına neden olur ve yemek borusunun mide sıvısına mağduriyetiyle sonuçlanır. Tekrarlayan maruziyet inflamasyon ve mide girişinde yapı değişikliğine neden olur. Özofajit (yemek borusu iltihabı) ve kardit görülür. Hasta bu durumu yutkunmayı arttırarak dengelemeye, tükürük sıvısının geri kaçan mide suyunu nötralize ederek reflünün oluşturduğu rahatsızlığı yatıştırmaya çalışır. Artan yutkunma, hava yutma, karında şişkinlik ve geğirme ile sonuçlanır. Bu durum mide gerilmesini arttırarak yemek borusunun maruziyetini, tekrarlayan hasarını arttırarak bir kısır döngü yaratır” dedi.
Uyumadan Önce Yemek Yemeyin
Op. Dr. Şerafettin Özer, reflü olmamak için tedbirleri de şöyle sıraladı:
▶ Yatak başını yükseltmek,
▶ Vücudu saran kıyafetler giymekten kaçınmak,
▶ Az ve sık yemek,
▶ Uyuma vaktinden kısa bir süre önce yemek
yemekten kaçınmak,
▶ Alkol, kahve, çikolata gibi basınç azaltan
besinlerden uzak durmak.
▶ Akşamları karnımızı doldurmamalıyız!”
Reflü, Kronik Bir Hastalıktır
Reflünün sebebinin tam olarak araştırılması ve sebebe yönelik tedavinin yapılması gerektiğini belirten Op. Dr. Şerafettin Özer, “Salgı azaltıcı ilaçlar, antiasitler hafif vakalarda komplikasyonları olmayan durumlarda kontrol ve takip çok önemlidir. Reflü, şimdilerde yemek borusu hastalıkların çoğunluğunun sebebi sayılmaktadır. Kronik bir hastalıktır. Tıbbi tedavi gerektiğinde bu tedavi ömür boyu sürer. Çeşitli endoskopik anti-reflü müdahalelerinin geliştirilmesinde son çabalar, çığır açıcı olmalarına rağmen reflüyü kontrol altına almada kalıcı bir başarı göstermemişlerdir. Anti-reflü cerrahisi etkili ve uzun vadeli bir tedavi ve gastroözofageal kapağı onarabilen tek yaklaşımdır” diye konuştu.