NE DOLDURABİLDİLER, NE DE UNUTTURABİLDİLER!

Tarihin derinliklerinde Anadolu çografyasında bir milletin geleceğine kast eden düşmanları, ilmi, zekası ve cesareti ile alt eden büyük Türk Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85. Yılındayız... 
    Onu anlamak o dönemi anlamaktan geçer... 
    O dönem onu eleştirenler; en ağır ithamlarda bulunanlar bile günümüzde onau itham edenler kadar acımasız ve saygısız değillerdi... 
    Büyük Ataturk’ü Türk milletinin gönlünden silmek, tarihin derin çöplerine atmak devrimlerini karartmak, ananelere ve geleneklere dönüyoruz masalı, ahlak edebiyatı ve din kisvesi ile memleketi medeniyet çizgisinden çıkartıp; kadını köle, bireyi kul yapmak isteyen zihniyetler en ağır iftira ve hakaretlerle onun eserlerine düşman kesilmiştir... 
    Bundan yıllar önce yazmış olduğum bir yazımda demir yolu gerçeğine dikkat çekerek Atatürk’ten sonra gelen tum liderlerin Türk devletine ve milletine ihanet ettiğine vurgu yapmıştım. Bunun gerekçesini de yapılamayan demiryolu yatırımları, dış sermayeye muhtaç karayolu ve ticari araç yatırımlarını göstermiştim. Bu ülkenin muhtaç olduğu yatırım hamleleri, kalkınma modelleri Atatürk ten sonra ciddi bir kesintiye girmiş, toprak reformu yapılamamış, sanayi hamleleri istenen oranda gerçekleştirilememiştir. 
    İşte büyük Atatürk’un zekası burada da kendisini göstermektedir... Atatürk’ün gelecek ile söylediği “Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferle taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz, az zamanda söner” diyordu.. 
    Onun açtığı ve yurdun dört bir köşesine yerleştirdiği, başkenti getirıp Anadolu’nun göbeğine diktiği en ücra köşelerinde sanayi fabrikaları kuran isimdi.  Ondan sonra gelen iktidarların sadece bir bölgeye sıkıştırdıgı ve teşvik ettiği sanayi uygulamaları Anadolu’yu yoksul bırakmış, kalkındırmadan ve aydınlanmadan uzak tutmuştur. Bu gün metropol kentlere Kocaeli bölgesine yapılan yatırımlar Atatürk’ün şu sözünde olduğu ve uyguladığı gibi; “Memleketin bütün merkezleri yek diğerine az zamanda şimendiferler bağlanacaktır. Mühim maden hazineleri açılacaktır. Memleketimizin baştan nihayete kadar harap manzarasını mamureye tahvil etmekten ibaret olan gayenin temel taşları her yerde gözleri tesrir edecektir,” diyordu. 
    En ücra köşelerde köy ortasında kasaba dışında başlattığı yatırımlar, fabrikalar süreklilik arz etse, siyasileşmeden yenı yatırımlarla devam etse idi bugün Anadolu bir başka güzel olacaktı. İnsanlar göç etmeyecek, doğdukları toprakları terk etmeyerek sanayi ülkenin her köşesine nüfus edecek üretilen değer nakledilecek, emek karşılık bulacaktı... 
    İşte onun için (Atatürk’ün ölümünün ardından Atatürk’ü ırkından ve coğrafyasından gören Çın’ın Ta Kung Pao gazetesi şunu yazıyor; “Türkiye’nin kahramanı Reisicumhur Atatürk’ün vakitsiz ziyai asıl kardeş ve dost milleti yüreğinden yaralamıştır. Biz Çinliler hepimiz bu mateme iştirak ediyoruz, zira büyük bir milletin çok sevilen atasını ufulü(ölme-yıldızların batması) yalnız Türkiye’de degil aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır. Türkiye’den ecnebi müstevlileri (istila eden) kovan ve müteakiben ufak bir kin beslememeksizin onlarla en samimi dostluk rabıtaları(ilişkileri) vücuda getiren O’dur. Butun komşu memleketlerle, hatta Türkiye’ye karşı kıyam etmiş (savaş açmış) olan ve ona karşı düşmanlık hisleri ile mütehassis bulunan milletlerle de dostluk ve ittifak misakları akt eden(anlaşmaları imzalayan) yine odur. Atatürk, vatanını istilaya kalkan fütuhatçıların korkunç bir düşmanı Türkiye aleyhindeki ihtiraslarından vazgeçtikleri takdirde bunların en emin bir dostudur. Bu mücadele aynı zamanda iyilik zihniyeti, ırkımızın dehayı mahsusudur. Yeni Türkiye’de her tarafta, O’nun bırakmış olduğu edebi eserlerin haykırkar intibarlarına(iyi sonuçlanmış izlerine) tesadüf olunmaktadır” diyordu.
    Büyük Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85. Yılında kurduğu cumhuriyet ise 100 yaşında...
 Büyük dehanın kurduğu fabrikalar kamu elindeki kaynaklar bu gün  satılmış olsa bile fikirleri hala  günümüz dünyasının anlamaya çalışığı kamuculuğu savunmaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz. Büyük Atatürk özgürlük anlayışın, eşit birey yaratma gayretin ve dünya da çocuklara ilk bayram hediye eden bir lider olarak  seni bu gün daha iyi anlıyoruz. Bizi Orta doğu bataklığından çıkartıp alan düşüncenin ne kadar doğru bir karar olduğunu Türkiye’nin gelişmiş ülkeler seviyesine itici gücün senin açtığın yolda yürümek olduğunu bir kez daha idrak ediyoruz. Seni zihinlerden silmek isteye ne kadar güç var ise her davrandıklarında dünya gerçekleri ve yaşananlar seni, bir kez daha anlamaya seni tanımaya zorluyor., bizi yönetenleri.  Sen kurtuluş bilim diyorsun! biz ise senin fikirlerin ışık. Biz ışığa koşarken  sen bilime yol gösteriyor bizi ve seni anlamaya çalışanları ışıklı koridorlara ve geleceğe taşıyorsun. 
     Biz seninle olmaktan ve senin ışığında yarınlara koşmaktan asla yorulmayacağız. Büyük Atatürk bir asır geçti cumhuriyetinin izinde.. 85 yıl oldu seni kaybedeli ama temelleri sağlam olan bir devlet bıraktın ve geleceğe umut olan hala sensin...   Seni bu gün gençler daha iyi anlıyor daha iyi yorumluyor. Her 10 Kasımda sadece sana koşuyor senin yolunda ilerliyoruz...
     Saygı rahmet ve özlemle anıyoruz... 
       Şimdi yoksun ama iyi ki vardın!... 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.