Saygıyı yok ettik,Sevgiyi bitirdik,Sabrı tükettik,Hoşgörüyü hoş görmez olduk,Sadakati sanal âleme gömdük,Nezaketi incittik,Fedakârlığı menfaate feda ettik.
……..
Ne oldu bize Allah aşkına?
Son dönemde sizin de ruhunuzu bir kasvet havası kapladı mı? Kesif gündem içerisinde sizin de umudunuzu yitirdiğiniz anlar oldu mu? Acaba ne olacak diye düşünerek kendinizi çaresiz ve bitkin hissettiniz mi?
Ben hissettim.
Yediğimizden, içtiğimizden midir bilmiyorum ama havada bir ağırlık var. Yukarıda sıralanan ve sıralanmayan insani ve İslami değerlerin mütemadiyen ayaklar altında paspas ediliyor olması bana ağır geliyor doğrusu.
Âdemi adam eden meziyetleri yok pahasına harcıyoruz. İnsanın moralini bozan, ümidine gem vuran, aklına çengel takan hadiseler şüphesiz ki çok can sıkıcı şeyler. Gündemin ağırlığının yanında bu tür negatif haberler insanı derinden etkileyerek insanın ruhuna baskı yapabiliyor. Ama yine de pes etmemek lazım.
Peki, çare ne?
Çare elbette yine biziz, biz olmalıyız. Ama hep birlikte.
Her karanlığın bir sabahı, her yokuşun bir inişi, her derdin bir devası olduğu gibi bu “kara” günler de bir gün bahara dönecektir. Ancak biz, bize yakışanı yapmalıyız. Hem fert hem de toplum olarak.
Yeniden eski günlerdeki gibi ilmi, irfanı ve vicdanı temsil edebiliriz. Yeniden adeta küllerimizden doğarak Müslüman Türkün medeniyet meşalesiyle hem kendimizi hem de dünyayı aydınlatabiliriz.
Bilesiniz ki, hayat yaz ile kışların toplamıdır