Haberler Haber Girişi : 12 Ocak 2018 15:44

NORMSUZLUK FORMSUZLUĞU DOĞURUR

NORMSUZLUK FORMSUZLUĞU DOĞURUR
Geçen haftaki yazımızda “KURALSIZLIK KURAL OLURSA” başlığı ile ele aldığımız “kuralsızlık” olgusunun kişi ve toplum hayatındaki yeri ve önemi konusuna bu hafta farklı bir başlık altında devam etmek istiyoruz. Önceki haftaki yazımızı kuralsızlığın kural olarak kabul ve tatbik edildiği toplumlarda felaket ve hüsranın kaçınılmaz olduğuna vurgu yaparak sonlandırmıştık. Devamla bu hafta şunları da ifade etmek isteriz. Bulunduğu yerde/konumda insanların ve toplumun hayatına yaptıkları olumlu dokunuşlar ve pozitif müdahalelerle anlamlı iyileşmeler yapmak isteyen insanlar için bu konu çok önemli. Her şeyden önce bilinmelidir ki normsuzluk formsuzluğu doğurur. Yani kuralların olmadığı yerde nemelazımcılık ve tembellik baş gösterir. Başka bir ifadeyle, kuralların öldüğü yerde krallar dirilir. Mesela eğitim hayatının lokomotifi konumunda olan öğretmenler, öğrencilerle ilgili kararlar alırken ya da onları olumlu davranışlar yapmaya sevk ederken zihni bir formsuzluğa duçar olmamalı. “Ben bu öğrenciye şu davranışı kazandırmak için şöyle müdahale etsem de zaten sonuç değişmeyecek ki ya da neticede her şey olacağına varır, bana ne! bu ülkeyi ben mi kurtaracağım, şimdi durup dururken başıma iş almayayım” diye düşünürse bu çok ciddi bir felaketin habercisidir. İşte bu noktada böyle düşünen birini hemen yargısız infaz yapmak yerine nedenlerine inmekte fayda vardır. Acaba neden böyle düşünüyor? Daha önce bu konuda kötü bir tecrübe yaşadı mı? Ya da olumsuz tecrübeleri olan birinden bir şeyler mi duydu? O eğitimciyi zihni formsuzluğa sürükleyen temel gerekçe nedir? Sorusunun cevabı mutlaka verilmelidir. İnsanlar yapanın yanına kar kaldığını, yapılan olumsuz davranışlara rağmen müeyyide uygulan(a)madığına inanmaya başladığında sorumluluk sahibi olanlar “neme lazım” demeye başlar ve bu noktada da sorumsuzluk başlar. Sonuç: Algı, gerçeğin önündedir. Yapılacak olan: Bir toplumda yapanın yanına kar kalmayacağının kararlı, tutarlı, net ve adilane bir şekilde herkese gösterilmesidir. Gerisi lafü güzaftır…