Büyük Önderin vefatının 82. Yıldönümünde tüm Türkiye ağladı. Onu rahmet ve minnetle ananlar saat 09.05’de saygı duruşuna geçti. Sirenler çaldı, kornalar öttü, hayat durdu. Bu gün; devlet olarak varlığımızın sebebi olan Ulu Öndere 2 dakikalık saygı duruşunda bile Durağan’da yaşanan görüntü içimi acıttı!!!... Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasından ve kanunların uygulanmasından sorumlu olan protokolün has üyesi adı ile cumhuriyet savcısı kendisi bulunamıyorsa temsilcisi bulunurdu… Ama Atatürk anıtındaki törenlerde yoktu, programa ise geç gelmişti. Durağan Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Kılınç’ın temaslı olması sebebi ile karantinada olması nedeni ile katılamazken yerine bakan savcının, temsilcisinin mutlaka o alanda olması gerekiyordu. Ama son dönemlerde özellikle kırsalda, küçük ilçelerde; milli bayramlarımız ve de 10 Kasım anma törenlerinde bilinçli ya da bilinçsizce bir tutum sergilenerek devlet protokolünde olması gereken kurum temsilcilerinin bulunmaması bu millete, kurucumuza ve bayramlarımıza büyük bir saygısızlıktır. Geçmişte HSYK bu tür tutum ve davranışta bulunan birçok Cumhuriyet savcısı hakkında çok ciddi incelemelerde bulunduğu basına yansıyordu. Özellikle ilçelerde Kaymakamlık tarafından tüm kurumlara iletilen protokol üyelerine ise özenle teslim edilen saati ve mekanı sokaktaki vatandaş tarafından da bilinen bir anma programında cumhuriyet savcısının ya da temsilcisinin yer almaması tepkiden midir? Ya da çok insani bir olay nedeni ile mi katılamamıştır? Ya da alması gereken ifade çok mu önemlidir? İfadenin alınmasının 5 dakika bekleme şansı yok mudur? Bu ülkede ifadesi alınmadan aylarca yatan o kadar çok düşünür ve gazeteci varken Ata’ya bir saygı duruşuna, bir çelenk koyma törenine katılamayacak kadar önemli kılan bir ifade alma var ise bu ne olabilir? Vatandaş olarak merak ediyorum!…. 09.05’i dünya biliyor ama bizim savcı maalesef yılda bir gün hatırlanması, unutulmaması gereken bu saati unutuyorsa ya da umursamıyorsa o makamlar onlar için oldukça fazladır!!!! Bir diğer konuda anma programı için Atatürk METAL’de düzenlenen programda yaşanmıştır. Özellikle protokol üyelerinin yerlerinin belirtilmemesi Cumhuriyet savcı temsilcisinin saat 10.00’da başlayan programa 10-15 dakika geç gelmesidir. Program başında yerini bilmeyenlerin yersizce oturması, savcının gelmesi ile İlçe Emniyet Müdürünün kalkıp yer vermeye çalışması ilçemizde devlet protokolünün bir karmaşadan ibaret olduğunun da açık göstergesidir. Devlet ve siyaset ayrı işlerdir. Siyaset seçmek, seçilmek için uğraş verir. Demokrasi adına seçenleri temsil edenler seçildikleri süre içerisinde hem devleti hem milleti temsil ederler. Siyasi partiler devlet hiyerarşinde devlet protokol sırlamasında yeri vardır amma ön safta yer almaz. AKP ilçe başkanı Hasan Yıldırım’ın 29 Ekim Cumhuriyet bayramı törenlerinde gösterdiği protokole oturmayı reddederek arka sırada oturma nezaketindeki duyarlılığı 10 Kasım anma törenlerinde de görmek isterdim. Ama görülen o ki koltuk adamı değiştiriyor! Ya da belediye başkanına uyarak en ön sırada devlet protokolünde yer ayrılıyor ki burası artık devlet değil muz cumhuriyeti, parti devleti imajı çizilmek sureti ile protokol kuralları hiçe sayılıyor, kurum müdürlerine ayağınızı denk alın mesajı veriliyor. Bu durum kabul edilebilir değildir. Tüm siyasi partiler; iktidarı, muhalefeti ile devlet nezdinde kurumlar nezdinde eşittir, devleti temsil edenlerle siyasi partiler farklı kulvarların farklı temsilcileridir. Siyasi parti ilçe başkanları devlet algısının önüne, yanına sağına soluna oturtulamaz. Devlet otoritesi ve temsilcileri milletin her kesiminin bizatihi kendisidir. Protokol de siyasi parti temsilcisine yer verdiğinizde savcı ayakta kalır, ilçe emniyet müdürü yerinden kalkar, kaymakam ilçe başkanına bir adım geriye diyemezse, belediye başkanları benim yanımda ilçe başkanım diyerek yanına almaya kalkar protokolü çiğnerse, tarafsız devlet çöker, parti devletine döner. Bu güne kadar en cahil dediğimiz ilkokul mezunu insanlarda bile görmediğimiz bu uygulamalar son dönemde özellikle tek iktidar döneminden cesaret alan kural ve kaidenin hiçe sayıldığı noktalarda kimse ses çıkartmaz mantığı ile yapılan bu uygulama doğru bir davranış değildir. Belediye başkanı olabilirsiniz ama siyasi parti ilçe başkanınızla her noktada görüşebilir, oturabilir gündem değerlendirebilirsiniz. Devlet protokolünde siyaset değil devlet ve temsilcileri vardır. Bu durum devam ederse bir gün kaymakama ya da savcıya sen kalk ilçe başkanı otursun denilmeyeceğinin garantisi olmaz! Gelin devleti siyasete, makamları iktidara kul eylemeyelim. Devleti temsil edenler; söz konusu Atatürk olunca daha hassas olun.. Milli bayramlarımıza, acılarımıza gölge düşürmeyin! Madem o makamdasınız milletten önce gidin ki devlet önde ve ayakta, milletimiz peşinizde siyaset arkanızda saf tutsun… Yoksa seçilene göre, atayana, denetleyene göre şekil alırsanız, hukuk devleti biter, demokrasi çöker… Saygılarımla…