Haberler Haber Girişi : 03 Mart 2017 10:24

SİNOP MİLLETVEKİLİ NAZIM MAVİŞ’TEN 28 ŞUBAT MESAJI

SİNOP MİLLETVEKİLİ NAZIM MAVİŞ’TEN 28 ŞUBAT MESAJI
AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve Sinop Milletvekili Nazım Maviş 28 Şubat darbesinin 20. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Maviş mesajında 28 Şubat darbesinde yaşananları ve bugüne etkilerini değerlendirdi. Maviş mesajında; “ 28 Şubat 1997’de yaşanan 1000 yıl süreceği iddia edilen post modern darbenin bu ülkeye neler yaşattığını unutmamamız gerektiğini düşünüyorum. 28 Şubat dönemin muktedir komutanın dediği gibi belki 1000 yıl sürmedi ancak 28 Şubat’ta yaşananların ülkemize verdiği zararlar halen devam etmektedir.” Bu darbe siyasi olarak “mütedeyyin insanlara” karşı açılmış “Topyekûn Savaş” görünümünde gerçekleşmiş; bu kılıfın altında devletin hortumlandığı, demokrasinin çökertildiği, eğitimde onarılması zor hasarların verildiği, savunma sanayiinin dışa bağımlı hale getirildiği, sivil toplumun tüketildiği, girişimcilik ruhunun ezildiği, insan kaynağımızın hunharca ve düşüncesizce, bugünlerde bile istihdam politikalarımızı etkileyecek şekilde, bozulduğu bir iç istila halinde siyasi tarihimizde yerini almıştır. 28 Şubatın bu ülkeye verdiği ekonomik zararlara somut bir örnek vermek istiyorum. Bugün işadamlarımız ara elaman sıkıntısı yaşıyorlar. Bunun en büyük sebebi 28 Şubatla birlikte meslek liselerine getirilen kayşayı adaletsizliğinin bu güzide eğitim kurumlarımıza olan talebi ve bu kurumlarımızın kalitesini azaltmış olmasıdır. 28 Şubat Postmodern Darbesi bu ülkenin ihtiyaçları, çıkarları, değerleri düşünülmeden başka ülkelere ve mihraklara yaranmak için gerçekleştirilmiş bir ihanet projesidir. Darbenin muktedir komutanlarından Çevik Bir; 2002 yılında, Middle East Quarterly adlı bir Amerikan dergisinde yayımlanan İsrailli stratejist Martin Sherman’la birlikte yazdığı “İstikrar için formül: Türkiye artı İsrail” başlıklı makalede; “Erbakan’ın Başbakan olmasıyla İsrail menfaatlerinin tehlikeye girdiği, bunun postmodern darbe ile bertaraf edildiği”ni itiraf ediyordu. 28 Şubat, halkın iktidarına karşı elit bir azınlığın, askeri ve sivil bürokrasiyi, medyayı, işadamlarını ve sendikaları kullanarak yaptığı, suni gündemler oluşturarak toplumda kaos ve endişe yarattığı ve bu ülkenin geleceğinin bir avuç insan tarafından çalındığı bir istiladır. 28 Şubatı kimlerin savunduğunu iyi hatırlamalıyız. O dönemde gazete manşetlerinde yer alan FETÖ örgütü elebaşının “Gülen: Hükümet gitsin”, “Gülen de uyardı”, “Beceremediniz artık bırakın”, “Hayırlı olsun” ifadeleri hatırımızdadır. FETÖ soruşturması kapsamında savcılık iddianamesinde yer alan “Cemaatin, korkunç bir deve dönüşmesi ve terörizme giden üçüncü aşaması 28 Şubat 1997 post modern darbe vakasından sonradır. Bu evrede Fetullah Gülen yurt dışına kaçmış, cemaatin söylemi değişmiş, evrensel, küresel ifadeleri kullanmaya başlamıştır. ABD merkezli çeşitli lobiler ve neoconların hassasiyetini dikkate alan bir “İslam” arayışına girmiştir.” tespiti bu darbenin en çok kime yarar sağladığını da ortaya koymaktadır. 28 Şubat darbesiyle güçlenen FETÖ örgütü, bu darbede mağdur duruma gelen mütedeyyin insanları kullanarak, devletin onlara karşı uyguladığı ayrımcı politikaları kendi devlete sızma politikasına meşruiyet oluşturarak 15 Temmuz hain darbe girişimine yeltenmiştir. Darbeyle güçlenen, güçlendirilen bir örgüt yine darbeyle bu milletin iktidarını gasp etmeye yeltenmiştir. Bugün Cumhurbaşkanlığı sistemi halkoylamasını konuştuğumuz günlerde 28 Şubatı hatırlamak ve anlamak daha büyük bir önem arz ediyor. 28 Şubatı iyi hatırlamalıyız. Devlet kapılarından çevrilen hanımları, şehit oğlunun madalya törenine başındaki yazmasından dolayı alınmayan anaları, üniversite kapılarında çocuğunu kaybeden öğrencileri, birinci olduğu okulda diploma törenine katılamayan kızlarımızı hatırlayın. Hortumlanan bankaları, mağdur edilen meslek lisesi mezunlarını, gençliği hapislerde yok olan vatandaşlarımız, eşinin başörtüsü sebebiyle atılan kahraman askerlerimizi hatırlayın. Biz neden Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçmeyi istiyoruz? Azınlığın çoğunluğu, atanmışların seçilmişleri ve Milletimizi baskı altına almasına engel olmak için. Bağımsız bir ülke ve ekonomi için, bağımsız bir savunma sanayi için bu sistemi istiyoruz. Halkın değerleriyle çatışmayan, onu kendine düşman görmeyenlerin devletin başında olmasını garanti altına almak için istiyoruz.28 28-1 28-2 28-3 28-4 subat-640x360