Sinop’ta Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Şubeleri geçtiğimiz günlerde öldürülen Okul Müdürü İbrahim Oktugan için yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi.
Eğitim-Sen üyeleri sabah saatlerinde Öğretmen Evi Bahçesinde toplandı. Ardından Okullar Caddesi, İtfaiye Caddesi istikametinde sloganlar eşliğinde Valilik Meydanına yürüyüş düzenlendi. Burada Eğitim-İş Sendikası Sinop Şubesi’nin de katılımıyla ortak basın açıklaması düzenlendi. Açılan pankartların arkasında toplanan sendika üyeleri “Öğretmene şiddete hayır” sloganları attı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i de istifaya davet eden öğretmenler ayrıca mesleklerinin itibarsızlaştırıldığını dile getirdi. Ortak basın açıklamasını Eğitim-Sen Sinop Şubesi adına dönem sözcüsü Musa Uzun, Eğitim-İş Sinop Şubesi adına ise Başkan Celal Şahbenderoğlu okudu. Düzenlenen basın açıklaması ardından fotoğraf çektiren sendika üyeleri, daha sonra alandan dağıldı.
Uzun, konuşmasında gerekli tedbirlerin alınmasına ve bunun kader değil cinayet olduğuna vurgu yaparak “Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz. Can güvenliğimiz sağlansın. Gerekli tedbirler alınsın. Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımlarıyla öğretmenlik meslek kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği mesleğimizin itibarsızlaştırıldığı koşullarda savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddeti hedefi almaya devam etmektir.
Bugün ömrünün büyük bir dönemine eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi, ne payinin öğrenci oluşu, ne de payinin uyruğuyla ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumluluk olanların yaptıkları açıklamalarla eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesini CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri yeni öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.
Okullarda öğretmen öldürüldü. Söz bitti. Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet bizleri ötekileştiren her fısatla tehdit ederek hedef haline getiren mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. Bir toplumun uygarlık düzeyi öğretmenlere verdiği değerle ölçülür. “ sözleriyle konuşmasını bitirdi. Şahbenderoğlu ise basın açıklamasını şu sözlerle devam ettirdi “Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler, liyakatsiz şekilde atadıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirler, öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği görmekten
gelenler, okullarda şiddeti körükleyenler, eğitime dair
Eleştirilerimize, önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler, her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değiştirilmesidir.
Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı. Eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarında şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri ne yapılacağı ve nasıl anlayacağını gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır”.
Hainler, toplumun vicdanını rahatlatacak ve ilgili olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündeme haline getirip mafya ve suç temalı TV yayınlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçinde bir tane gereksiz ve hatalı zararlı içerikle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağ dışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içinde öğretim programı hazırlanmalıdır.
Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor. Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz. Artık yeter. Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz. Itibardan tasarruf edilmez diyenlere sesleniyoruz. Biz diyoruz ki itibarınızdan bir parça tasarruf edebilirsiniz. Devletin esas görevi eğitimden tasarruf olmaz olmamalıdır. Devletin birinci görevi eğitimdir. Asli görevidir. Dolayısıyla biz diyoruz ki eğitimden tasarruf olmaz.” diyerek konuşmasını bitirirken “Yusuf Tekin istifa” sloganlarıyla protesto devam etti.