Ülke nereye gidiyor!???
İnanın savruluyoruz...
Gazeteci gazetecilik yaptığı için...
Muhalefetteki siyasi partiler siyaset
yaptığı için...
12 yıl önce olan bir olayın bu gün hatırlanıp kısım kısım içeriye alınıyor.!!!... Toplum mu?... Kimisi iktidar oluruz umudu ile sarılıyor, kimisi de inanarak mücadele ediyor... Kimi ayakları ve bacakları başka partide gövdesi iktidar ayakları muhalefette yere basmadan, etli sütlüye karışmadan halkı uyutacağını zannediyor.. Oysa bu gün yapılmayanın mücadelenin
yarına faydası yok.. Bu gün sokakta olmayan insanın devekuşu gibi kafasını gömerek; olaylara yorum yapmadan, yazmadan, eleştirmeden sadece bekleyerek para gelsin ya da varsa çalışırız modunda beklerken birileri bedel ödüyorsa orda muhalefetin yapacağı bir şeyde yoktur umut da...
Oysa ülke yanıyor... Gazeteciler tutuklanıyor, bir genel başkan içeri alınıyor, yıldırma, korkutma baskı politikası hüküm sürüyorken mücadele yapması gerekenler sadece seyrediyorsa halktan bir şey beklenmez. Bu gün ülkemizde yaşananların tarihte yaşananlardan farkı yoktur, ders alabiliyorsan.. Baktığın pencere menfaat ya da çıkar gözetmeksizin topluma hizmetse aslında vizyon sahibi olman klasik siyasetten uzak toplumsal düşünmeyi öğrenmiş birey olmandan geçiyor. Sorumlusun.. Geleceğe karşı yüklendiğin misyona karşı.. Sorumlusun.. Korkuları yenmek, umut olmak için... Sorumlusun... Senin için mücadele eden senin rahatın bozulmasın diye hapislerde yatan sorumlulukları gereği yazıp çizen ve bedel ödeyen gazetecilere karşı... Sorumlusun.. Bu ülkede umut kalmadı diyenlere bu ülkede siyaset çıkarcı insanların işi diyerek yozlaştırdığımız yapıya karşı... Sorumlusun... Hiç bir çıkar gözetmeksizin sırf yarınlar , için mücadele eden dişinden tırnağından arttırdığını meydanlarda harcayan insanlar için.. Sorumlusun Sana demokrasi verip söz hakkı tanıyan, demokratik bir hukuk devleti bırakan
ama siyasi çıkarlarımız çoluğumuz çocuğumuz işe girsin, rahatı bozulmasın diye bozduğumuz düzeni tekrar yerine getirmek için... Sorumlusun.... Sadece güç elime geçtiğinde hatırım sayılsın çoluk çocuk işe yerleşsin diyerek mahvettiğimiz kirli düşünceler için... Binlerce şehit verip kurduğumuz devlete karşı, cephelerde çocuklarına, sevdiklerine hasret şehit olup gidenler için, bayrağa sarılıp tertemiz kanını akıtan yiğitler, düşünceleri için sırf sen aydınlan, düşün, üret diyerek emek veren aydınlar için hepimiz sorumluyuz.
Bu gün fikrimiz ayrı olsa da yapılanlara karşı tepki verebilecek yüksek sesle konuşabilecek bir toplum inşaa etmek zorundayız. Onun içinde öncelik önderlik edenlere siyasi sivil toplum örgütü temsilcilerine düşüyor. Çıkın toplumu bilgilendirin ülkede neler oluyor? Kim neden tutuklanıyor? Gazeteciler neden sorguya alınıyor ? Bilmek aydınlanmak bu toplumun hakkıdır. Artık kapalı kapılar ardında iktidarın kanallarının başka muhalefetin kanallarının başka söylediği düşüncelerin izlenilen kanallara göre değiştiği toplum olmaktan bıktık. Artık meydanlarda mı olacaksınız? Yoksa il il ilçe ilçe gezip anlatacak
mısınız? bilmem! Ama bildiğimiz kırsalda ve toplumda muhalefetin kanalları izlenmiyor
toplum sizin anlattığınız gibi anlamıyor? O nedenle sorumluluk yerelde muhalefetin anlatımına düşüyor. Sen bana, ben sana anlatmışım ne yazar! Hatırla bir oy gelir o da hatırla gider... Sorun topyekun mücadele ruhunun oluşmasından geçiyor. Bu sistemde önce umut olacaksın sonra kazanacağını hissettireceksin, ancak o zaman başarılı olursun...