TAKDİRLE DEĞİL TEDBİRLE.. DURAĞAN’DA ESNAF OLMAK!

Bir bayramın daha arifesindeyiz...
İslam dinin birleştirici, kaynaştırıcı, küslerin
barıştığı, akraba, eş ve dostları ziyaret ettiğimiz, onun içinde yollara düştüğümüz mübarek Kurban Bayramında gurbetten sılaya baba topraklarına geliyor insanımız...
Yine uzun sürecek bir bayram tatilinin arifesindeyiz. Bir tatlı telaş başlamıştır şimdi evlerde. Yollara düşecek. binlerce genç baba evinde soluklanmanın, kurban kesmenin, mezarlıkları zıyaret edip dua okumanın sevdikleri ile büyükleri ile hasret gidermenin özlemi ile düşecek yollara...
Geçtiğimiz yıllara nazaran bu yıl ekonomik kriz bayram havası estirmiyor ne satıcı da ne de esnafta...
Bir çok vatandaş büyükbaş yerine küçükbaş kurban keserek bu yıl ibadetini gerçekleştirecek gibi.
Bundan önceki yıllarda olduğu gibi devlet yine yollarda ciddi denetimler alıyor! Almasına da vatandaşların dikkatsizliği ya da bir başka trafik magandasının yollarda saçtığı tehdit can almaya, kurban bayramına gölge düşürmeye insanları sevdiklerinden koparmaya
ocaklara ateş düşürmeye devam ediyor... Her bayram öncesi ve sonrasında yürekleri burkan manzaralar
ailelerin ocağına kor ateş gibi çöküyor...
Bu hükümetin ister biz ödeyelim, ister yap işlet devret ya da geçmesinde öde!’ diyerek eleştirelim. Ama yollara yaptığı yatırım; yıllar once köstebek yuvasına döndü dediğimiz yolların duble yollarla örülmesi vatandaşların hız merakını da tetikleyen bir unsur olarak ortaya çıkmıştır. Eline bir belge alıp ben araba kullanıyorum diyen trafik magandalannın terör estirdiği yollarda... Sevdiklerine kavuşmak için yine yollara düşen binlerce insanımız da akıbetini bilmeden “takdirde ne varsa’ diyerek sevdiklerine koşuyor.
Bu koşma bazen takdirle örtülüyor, bazen ihmalle!
Tedbir almadan ‘ takdire’ havale eden zihniyetler geride gözü yaşlı, bayramı sevdiklerine zehir eden ocaklar bırakıyor.
Trafik; ne bir anlık dalgınlık ne de uzağı görme kavgasıdır. Trafik; kuralları olan ve dikkat isteyen, tedbirini de sana bırakan yaşamın ipin ucunda gidip geldiği sen sorumlu olsanda sorumsuz insanlann cirit attığı ve senin kader diye adlandırdığını ömrünü alan sakat bırakan, sorumsuz toplum olmanın adıdır ülkemizde!
Sorumluluğu sadece ehliyet almak, kontrollerde göstermek zannedenler ve bunu maharet sayarak yollarda bilmem kaç beygirlik motora hükmettiğini düşünenler öyle bir an geliyor ki, bazen arka koltukta oturan sevdiklerini bazen de kendisi hayatı ile ödüyor.
Siz hiç vicdanınıza hükmedebildiniz mi ? Nefsiniz yasaklasa da.
Kendinizden birileri zarar görmedikçe, bir başkasına verdiğiniz zarar sizi hiç rahatsız etti mi? Gelin yola çıkarken o gün öyle düşünün! Yola çıkmadan; yolda sizden başkalannın da olduğunu. onlarında sevdiklerine gitmek için yollara düştüğünü hayal edin. Varın siz yarım saat geç gidin, varın siz akşama evinizde olun, ama sakın ola ayağınız gaz pedalında kafanız hesaplarda takılı kalmasın.
Çünkü, taşıdığınız sevdikleriniz için bir parça canınız ve sevdiklerine gitmek için yola çıkmış insanlar var bu yolda! Ve senin hesaplayamadığını bir başkasının da hesaplayamadığını düşün. Ve onun yerine hesap yap ki, hem senin hem de onların yaşamı uzasın.
Bu ülkede yollarda can verenlerin, kaza görenlerin vebalini sorumluluğunu üzerinde taşıyan siyasiler, karayolları ve trafik ekipleri sizlerde sorumluluğunuzun bilincinde olarak görev yapın ki, insanlara bayram zehir olmasın! Belki hiç biriniz bu emeğinizin karşılığını alamıyorsunuz. Ama bir düşünün, belki de bu bayramda kurtaracağınız bir hayat, yaşatacağınız bir umut, ömür boyu çekeceğiniz vicdan azabından daha iyi değil midir? Yollarda olmayan trafik levhaları, olmaması gereken çukurlar binlerce insanımızı kara toprakla buluşturmasın... Bu günlerde bayram gelişileri ve gidişleri ile insanlarımızın umutlarının solmaması için önce sorumluluk diyorum..
Bayramları bayram yapan insanlann sevdiklerine kavuşmasıdır. Siz gelecek yıllarda ki bayramlarda insanların sevdiklerine kavuşması için bu gün daha dikkatli davranarak bayramını tadım kimsenin bozmasına müsaade etmeyin..
Terörün yapamadığını yapanlar, binlerce insanımızı, gencimizi, umutlarımızı toprağın altına atanlar; unutmayın ki bu yollar bir gün sizi de sevdiklerinizden koparabilir. Ve o gün sizin içinde her şey bitmiş olduğunda başınızda ağlayanlar, aslında bir nevi size sitem edenlerdir.
Ne bu sitemi duyun, ne de bir başkasına sitem ettirin.
Gelin bir bayramı daha gelecekteki bayramlara insanlarımızın, sevdiklerine kavuşacağı, insanlarımızın anı ve gözyaşına boğulmadan bayramı bayram gibi yaşamanın tadında bırakarak yollara düşelim. Trafiği takdirle değil tedbîrle önleyelim...