Haberler Haber Girişi : 27 Temmuz 2017 11:45

TEKNOLOJİ DOST MU DÜŞMAN MI?

TEKNOLOJİ DOST MU DÜŞMAN MI?
Teknoloji hayatımıza girdi deniyor. Bendeniz bu tabiri eksik buluyorum. Teknoloji yalnızca hayatımıza girmedi.Teknoloji insanı insan yapan her şeye derinlemesine nüfuz etti. Ancak sadece nüfuz etmekle de kalmadı.Girdiği yerden bir şeyleri de kovarak kendini orada var etti. Bakınız insanı insan yapan dört temel unsur vardır. Ya da başka bir ifadeyle insan ancak bu dört temel unsurun sağlıklı, uyumlu ve dengeli olması ile anlamlı bir hayat yaşayabilir. Dört unsurdan kastımız, insanın bedeni, ruhi, zihni ve sosyal yönüdür. Özellikle internet ve mobil teknoloji (cep telefonu, bilgisayar, tablet v.b.) 21. Yüzyıl insanını bedeni, ruhi, zihni ve sosyal açıdan ciddi anlamda değiştirdi ve dönüştürdü. Günümüzde iş o raddeye geldi ki, “gençlere sınırsız internet” kavramı seçim vaatleri arasında yer alır oldu. Hal böyle olunca internet teknolojisi ve onun sadık bileşenleri hayatımızı allak bullak etmeye başladı. Yani nasıl ki hayatta her girdinin bir çıktısı varsa teknoloji girdisinin de birden çok çıktısı oldu. İşte bu noktada internet ve mobil teknolojinin insana ne gibi zararları olabilir ki! Diyenlerdenseniz buyurun yazının devamını okuyunuz. Kontrolsüz ve bilinçsiz internet ve teknoloji kullanımı, mesela mahremiyeti yerle bir ediyor. Özellikle çocukların yeterli psikososyal olgunluğa erişmeden müstehcenliğe erişimini kolaylaştırıyor. Yetişkinleri harama ve gayrı meşru ilişkilere sürükleyebilecek sayısız unsur ihtiva ediyor. Diğer taraftan hayatın her yanını kameralar sardı. Her köşe başında değil artık her elde bir kamera var. Bu sayede içtimai mahremiyet de kalmadı. Her fert kameraman, her cep telefonu sahibi paparazi olmaya soyundu. Bu hal hayatın tadını tuzunu kaçırdı doğrusu. Her şeyden her an haberdar olma isteği merak, özlem ve hasret duygusunu köreltti. İnsanlardaki sabır ve bekleme erdeminin dibine kibrit suyu döktü. Mobil teknolojinin yoğun reklam bombardımanı, hemen her konuda “hemen tatmin” isteyerek devamında mutsuzluğa ve depresyona zemin hazırlar oldu. Sanal ortamda görüntü, resim ve videonun etkin kullanımı sonucu -özellikle çocuk ve gençlerde- konuşma ve iletişim becerisi köreldi. Dolayısıyla kelime bilgisi zayıflayan insan konuşamaz ve deruni düşünemez oldu. Bunun dışında mobil teknolojinin insanlığın hizmetine sunulmasından sonra bedeni ve ruhi yeni hastalıkların çoğalmasını; mobil teknolojiyi yoğun kullanan toplumlarda sosyal travmalar ve boşanma oranlarında ciddi artışların olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Son tahlilde mobil teknolojinin getirdikleri ve götürdükleri herkesçe malum. Bu bilgiler ışığında mobil teknoloji insana dost mu düşman mı? Karar siz kıymetli okurlarımındır.