İlk ayın bitmesiyle tekrar LGS maratonu başladı. Hem velilerde hem öğrencilerde. Ama Veli’nin mi hayalleri yoksa öğrencinin mi hayalleri gerçekleşecek onu kimse bilmiyor...
Ne demek istediğimi büyük ihtimalle tam olarak anlayamadınız. Şunu demek istiyorum ki genel olarak sadece ilçemizde değil tüm ailelerde öğrencinin değil velinin hayali önemli.
Herkes mutlaka fen lisesi okumalı diye bir kayde yok herkes sayısalcı olmak zorunda değil.
Ülkemizde fen lisesi hariç başka ve iyi liselerde var. Güzel sanatlarda bir lise Anadolu’da sosyal bilimler de imam hatip lerde Aynı zamanda meslek liseleride...
LGS de iyi bir puan alamamış bir yere yerleşememiş çocuğunuzla lütfen tartışmayın. Ona destek çıkın. Onu derste gözü olmamasına rağmen Durağan Anadoluya göndermeyin. İş sahibi olsun meslek liselerine yöneltin.
8 . Sınıfa kadar zorla okumuş bir öğrenci liseye geçince nasıl iyi bir performans bekleyebilirsiniz ki Anadolu’ya yönlendiriyorsunuz?
Herkes okumak zorunda değil kendi hayallerinizi çoçuklarınızda gerçekleştirmeye çalışmayın. İzin verin çocuğunuz kendi hayallerini kursun. Kötüde olsa onun kendi hayalini kurmasına izin verin. Ben okumadım sen oku diye uğraşıyorum demeyin.
Bırakın çocuğunuz ben tamirci olmak istiyorum desin ama desin babam öğretmen olmamı söyledi veya annem mühendis olmamı söyledi demesin. Bırakın o çocuk tamirci olsun...
“Anababalar kendi gerçekleştiremedikleri şeyler için farkına varmadan çocuklarını kullanıyorlar”
Doğan Cüceloğlu
İşte tam olarak bundan bahsediyorum...
Fen liseleri yazar, ressam veya tamirci olmak isteyip, annem doktor olmamı istiyor diyen kendi iradeleri alınmış öğrencilerle dolu, bu şu demek değilki fen lisesine göndermeyin hayır! Sadece şu fen liseleri harici liselere olan önyargınızı kırın ve bu fen lisesi algınızdan kurtulun.
Benim çocuğum benim beklentilerimi gerçekleştirmek için değil kendi hayallerini keşfedip onları gerçekleştirmek için yaşamalı. İzin verin, çocuğunuz yaşamını tribünlerde seyirci olarak değil, sahada oyuncu olarak geçirsin...