Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim-İş) Sinop Şube Başkanı Celal Tuncay Şahbenderoğlu, vergi dilimlerinde yapılan yeni düzenlemeyi eleştirdi. Şahbenderoğlu; “Tüm kamu çalışanları için vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gerektiğini, aksinin vergi adaletsizliğini daha da büyüteceğini düşünüyoruz” dedi.
Eğitim-İş Sinop Şubesi tarafından vergi dilimlerinde yapılan yeni düzenleme ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Uğur Mumcu meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş Sinop Şube Başkanı Celal Tuncay Şahbenderoğlu, insanca yaşayacak ücret ve vergide adalet istediklerini söyledi. Şahbenderoğlu; “Yanlış ekonomi politikaları sonucu ülkenin içine sokulduğu ekonomik buhrana karşı halkın gösterdiği haklı tepkileri dindirmek için seçim şekerleri dağıtmaya başlayan iktidar, ufacık iyileştirmeleri devasa reformlar gibi ambalajlamaya devam etmektedir. Bunun en çarpıcı örneği ise müjde nidalarıyla açıklanan yeni gelir vergisi dilimleridir.
Yeni vergi dilimlerinde kamu emekçisinin yılın başında aldığı maaşın yılın daha ortası olmadan erimeye başlaması ayıbı ortadan kaldırılmamış, sadece kısmi olarak iyileştirilmiştir. Vergi dilimi tutarlarının Yeniden Değerleme Oranının (YDO) altında artırılması nedeniyle kamu emekçilerinin yılın başında ceplerine giren ücret birkaç ay içinde yine azalmaya başlayacaktır. Bu değişiklikle kamu emekçisinin maaşının sadece birkaç ay daha geç erimesi sağlanmış; yani soygun baki kalmış, oranı değiştirilmiştir” dedi.
EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN ALDIĞI SEFALET ÜCRETİNİ KABUL ETMİYORUZ
Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim emekçilerinin aldığı ücretin adeta bir sefalet ücreti olduğunu belirten Eğitim-İş Sinop Şube Başkanı Celal Tuncay Şahbenderoğlu, Eğitim-İş olarak bu sefalet ücretini kabul etmediklerini söyledi. Şahbenderoğlu; “Müjde adı altında biz eğitim emekçilerine dayatılan gerçeklik şudur; Bizler zaten açlık sınırının sadece biraz üstünde, yoksulluk sınırının yarısından bile az ücretler alırken, yüzde 90’ımız kredi kartı borcumuzu ödemekte, yüzde 91’imiz çocuklarımızın eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken, yüzde 62’mizin geliri, giderimizden az iken ve yüzde 92’imiz geçinmek için ek işler arıyorken, durdurulamayan döviz kuru, asgari ücret zammının piyasalara yansıması gibi etkenler nedeniyle tüm mal ve hizmetlerin fiyatının günaşırı artacağı ortadayken, kalantor iş insanlarının, yandaş müteahhitlerin, ihale vurguncularının vergi borçları düzenli olarak silinip, kamu bankaları onlar için seferber ediliyorken, yöneticiler, bizlere “gel senin şu gelirinden dilim dilim gelir vergisi alalım. Ama korkma, zaten senin bir üst dilime geçecek kadar para kazanmana müsaade etmeyeceğim için senin dilimin bu” demektedir.
Üstelik ÖMK adı altında öğretmenleri yeni sıfatlarla ayrıştıran iktidarın açıkladığı bu vergi dilimi, uzmanlık unvanını alan meslektaşlarımızı, yılın sonlarına doğru bir üst vergi dilimine girecekleri için daha da mağdur edecek; iktidar onlara kaşıkla verdiğini yine kepçeyle almış olacaktır.
Sözde yetkili sarı sendikaların memnuniyet ve pişkinlikle karşıladığı vergi adaletsizliğinin iç yüzü budur. Bu soygunu kabul etmiyoruz! İnsanca koşullarda çalışarak, insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak, adil bir vergilendirme çerçevesinde vergi ödemek istiyoruz!
Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim emekçilerinin aldığı sefalet ücretini kabul etmiyoruz.
Eğitim emekçisinin evine boynu bükük, sınıfına düşünceli girdiği bir sistemde; eğitimden de gelecekten de bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz.
Tüm kamu çalışanları için vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gerektiğini, aksinin vergi adaletsizliğini daha da büyüteceğini vurguluyoruz” diye konuştu.