Haberler Haber Girişi : 08 Ekim 2022 15:29

TÜRK KADINI, ASİLDİR

TÜRK KADINI, ASİLDİR

Türk Tarihinde Türk Kadınının yerini hiçbirşey dolduramaz.Kadına tarih boyunca Türklerden daha çok değer veren bir millet görülmemiştir.Tarih boyunca Türkler de kadınlar baştacı ilan edilmişlerdir.Milattan önce dahi Avrupa’da,Afrika’da ve Arabistan’da kadın köle olarak satılırken Türk kadını ise her daim hakettiği gibi hür ve özgür yaşamışlardır.Siyasi görüşlerde,ekonomik süreçlerde ve dahi devlet yönetiminde büyük söz sahibi olmuşlardır.Çünkü Türk Tarihinde hiçbir zaman erkek kadın ayrımcılığı yapılmamıştır.Daima kadın erkeğin tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir.Sadece siyasette,ekonomide,savaş ve devlet işlerinde kadını anlatmak yetmeyecektir.

Türk Kültüründe Aile yapısının temelinin ilk sırasında kadınlar vardır.Türk Kültüründe ki inanışımızda kadınların değeri çok yüksektir.Türk kadınını yücelten ona çok büyük bir şekilde önem veren bir millete hayran olmamak trajikomik bir olaydır.Erkeğin vazgeçilmez yoldaşı kadınıdır eşidir.Eski Türklerde erkekler soylarından olan kadınlarla evlenmeye önem gösterirlerdi.Hatta derlermiş ki “suyu çaydan kadını soydan al”.

Türkler tek eşlilerdir bu durum kadına verilen değerin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.Türk erkekleri bir kadınla evlendikten sonra 2.bir kadını kendilerine eş olarak almazlardı.Türklerde kadın erkek ayrımı olmazdı.Kadın ve erkek her zaman insani değerler açısından her daim eşit sayılmışlardır.Bu eşitlik şuan ki döneme kadar devamlılığını korumuştur.Tarihte birçok toplum aile yapısına önem vermedikleri için tarihten yok olup gitmişlerdir.Fakat Türklerde bu durum farklıdır.Türklerde kadına verilen değeri o tarihlerde hiçbir toplumun vermediği apaçık ortadadır.Mesela eski dönemlerde başka devletlerin erkekleri kadınları istediği zaman boşama hakkına sahiplerdi.Bu durum Türk devletlerinde böyle değildi.Kadının da kocasını boşama hakkı vardı.Fakat boşanma Türkler de yok denecek kadar azdı.

Devletini yönetecek kabiliyetleri bile vardı.Kılıç kullanır,güreşir hatta savaşlarda dahi bulunurlardı.Devlet elçileri Hanı görmeden önce mutlak hatunu görmek zorundaydı bu durum kadının devlet yönetiminde ki yerini açıkça ifade etmektedir.İyi ata biner iyi kılıç kullanır iyi savaşırlardı bu durumlar Türk Kadınının ne kadar cesur ne kadar onurlu olduğunun tespitidir.Bu söylediklerim ile ırkımı yüceltmiyorum tarih bana bu yazdıklarımın gerçekliğini önüme tek tek koyuyor.

Kurtuluş Savaşı sırasında tüm milletimiz elinden geleni yapmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda kadınların rolünü bir kenara atmamak gerekir. Hatta öyle ki, bazı kadınların ismi yaptıkları fedakarlıklar ve gösterdikleri cesaret ile tarihe altın harfler ile kazınmıştır. İşte bu kadınlar Milli Mücadelenin kadın kahramanlarıdır. Peki siz bu kadınları tanıyor musunuz? Milli Mücadelede kahramanlık gösteren Türk kadınları arasında şu kişiler bulunmaktadır; Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Hafız Selman İzbeli, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı,Tayyar Rahmiye.

Nezahat Baysel, yani nam-ı diğer Nezahat Onbaşı; 70. alayın simgesi konumunda bir milli mücadele kahramanıdır. 9 yaşında cephelerde görev almaya başlayan Nezahat Onbaşı; Geyve Savaşı, Konya İsyanı, I. ve II. İnönü Savaşları, Sakarya ve Gediz Muhaberelerinde savaşmıştır.
Kocabıyık olarak da bilinen Halime Çavuş; erkek kılığına girerek Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır. Kocabıyık, savaşta mühimmat taşımak ile görevlendirilmiştir. Savaş sırasında düşman ateşine yakalanan Halime Çavuş, ayağından sakatlanmıştır.
Kısaca Türk Tarihinde Türk Kadınının yerini hiçbirşey dolduramaz.

Sözlerime yine Gazi Mareşal M.Kemal Atatürk’ün Türk Kadınlarına söylediği muazzam bir sözle son veriyorum.”Ey kahraman Türk Kadını!Sen yerde sürünmeye değil,omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”